Röportaj 27.06.2021 10:00 Güncelleme: 27.06.2021 13:46

SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu: DIŞA BAĞIMLI OLMADAN ÜRETEBİLİYORSAK AYAKTA KALIRIZ

Pandemide bir ülkenin yerel üretiminin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bir ülke ihtiyaç duyduğu ürünleri dışa bağımlı olmadan üretebiliyorsa ayakta kalır. Biz sanayiciyiz. Yıllardır yerli üretimin önemini vurguluyoruz. İthalatla rekabet edebilmek için belirli adımların atılması gerektiğini yıllardır savunuyoruz. Bu ülkeyi pandemi döneminde sanayi ayakta tuttu.
SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu: DIŞA BAĞIMLI OLMADAN ÜRETEBİLİYORSAK AYAKTA KALIRIZ

NEŞE BERBER-RÖPORTAJ

Konukoğlu, pandemi sürecinde sanayicilerin yaşadığı sorunlara rağmen üretmeye, ihraç etmeye devam ettiğini söylerken diğer taraftan sorunlarını da anlattı. ‘Biz hep şunu söylüyoruz; koşabilmeniz için rakiplerinizle eşit olmanız lazım. Maraton koşuyorsanız birebir aynı ayakkabıyı giymeseniz de en azından ona yakın bir ayakkabı giymelisiniz. Koştuğunuz alan eşit olmalı. Biri kayalarda diğeri düz zeminde koşarsa mutlaka başarı farkı olacaktır.’ diyor. Konukoğlu, pandemide bir ülkenin yerel üretiminin ne kadar önemli olduğunu gördüklerini, ayrıca üretimin önemine, sanayicilerin isteklerine, döviz kurunda yaşanan hareketliliğin sanayiciyi ne kadar zora soktuğunun altını çizdi. SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ile iş dünyasında yaşanan değişimleri, sanayicinin isteklerini düşüncelerini ve ekonomiyi konuştuk.

 Türkiye ekonomisinde neler oluyor, beklentiler neler, siz neler yapıyorsunuz?

Pandemiden sonra genel olarak bütün dünyada bir hareketlilik meydana gelecek. Türkiye de bundan payını mutlaka alacaktır. 2021 yılının ilk beş ayına baktığımız zaman üretim yapan tesislerin yüzde 95 oranında üretimini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bundan sonraki dönem içerisinde de bu hızla devam edecektir. Önemli olan bundan sonra özellikle ham maddelerdeki fiyat artışları, lojistik sıkıntısı ne kadar etki edecek bunu görmek lazım. Çünkü zincir kırıldı.

 Sektörleri nasıl değerlendirirsiniz?

 2020 yılında birçok sektör kapanma durumunda kaldı. Kapandıktan sonra tekrar açılması, toparlanması, hayata dönmesi ve aradaki stoku oluşturabilmesi için zaman lazım. Bunu şöyle tarif ediyorum. Herkes 90 km hızla giderken sorun yoktu. Öndeki de en arkadaki de 90 km süratle ilerliyordu. Herhangi bir problem yaşanmıyordu çünkü her sektör minimum stok seviyesinde kalmaya gayret gösteriyordu. Şimdi önde bir kaza meydana geldi, herkes durdu. Öndekiler yavaş yavaş harekete geçtiler ama arkada o kadar aşırı bir trafik yığılması oldu ki bunun tekrar akıcı bir trafik haline gelmesi yıllar sürecek. Bu öyle bir günde geçecek bir olay değil.

“TAM TOPARLANMA 2023’TE OLACAKTIR”

Tedarik zincirinin 2023 yılına kadar tam anlamıyla toparlanacağını düşünmüyorum. Tam toparlanma ancak 2023’te olacaktır. Kim stoklarını tamamlar ve 90 km süratle giderse onlarda tekrar bir toparlanma ve fiyatlarda bir gerileme olacaktır ama şu anda bütün dünyada bu yaşanıyor. Özellikle petrole dayalı ürün ve ham madde fiyatlarında önemli artışlar var.

“ENFLASYONA KARŞI BİZİM BİR BAĞIŞIKLIĞIMIZ VAR”

Dünyada durum nasıl olacak?

 Dünya bir enflasyon dönemine giriyor. Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil, dünyanın sorunu. En hızlı toparlanacak ülkelerden biri Türkiye’dir.  Biz o kadar bağışıklık kazandık ki, ne krizler yaşadık. 1980’den bu yana 1988, 1990, 1994, 1998, 2001 ve 2008’de krizler yaşandı. Dünyanın her tarafında yaşanan bu krizleri ve enflasyonu yaşamış bir ülkeyiz. Enflasyona karşı bizim bir bağışıklığımız var. Yani hızlı adapte olabiliyoruz. Dünya ülkelerine baktığımız zaman enflasyonu nasıl kontrol edeceklerini ve enflasyon ortamında nasıl bir ticaret yapacaklarını bilmiyorlar. Bu denli fiyat artışları insanlara garip geliyor. Arz talep dengesi bozulduğu zaman dünyanın her yerinde bu olur. Mutlaka arkasından enflasyon gelir. Bunun için şimdiden nasıl tedbir alabiliriz diye düşündüğümüz zaman, üretimi artıracağız.

Pandemi bize neyi gösterdi?

Pandemide bir ülkenin yerel üretiminin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bir ülke ihtiyaç duyduğu ürünleri dışa bağımlı olmadan üretebiliyorsa ayakta kalır. Biz sanayiciyiz. Yıllardır yerli üretimin önemini vurguluyoruz. İthalatla rekabet edebilmek için belirli adımların atılması gerektiğini yıllardır savunuyoruz. Bu ülkeyi pandemi döneminde sanayi ayakta tuttu. Zorlu koşullarda var güçleriyle ellerinden geleni yaptılar ve bugüne geldik. Bugünden sonra da inşallah hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ederiz.

Biz hep şunu söylüyoruz; koşabilmeniz için rakiplerinizle eşit olmanız lazım. Maraton koşuyorsanız birebir aynı ayakkabıyı giymeseniz de en azından ona yakın bir ayakkabı giymelisiniz. Koştuğunuz alan eşit olmalı. Biri kayalarda diğeri düz zeminde koşarsa mutlaka başarı farkı olacaktır.

Sanayici olarak beklentileriniz neler?

Sanayici olarak beklentimiz şartlarımızın eşitlenmesi. Yurt dışındaki firmalarla eşit şartlarda koştuğumuz müddetçe hiçbir sorunumuz olmaz. Bunların içinde bankaların kredi temini, faiz oranları, yabancı para birimlerindeki kur farlılıkları gibi birbiriyle bağlantılı konular da var. Daha fazla yatırımın yapılabilmesi ve sanayicinin kendi önünü görebilmesi için mutlaka ve mutlaka istikrarlı bir kur politikası, istikrarlı bir faiz politikasını görmesi gerekir.

Biz sanayiciler olarak her koşulda ve şartta koşmaya devam edeceğiz, çalışmalarımızı yapacağız. Çünkü ülkemize getirdiğimiz her dövizin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. İhracatımızı elimizden geldiği kadar artıracağız. Gaziantep’te olsun diğer illerde olsun herkes yatırım yapıyor. Birçok firma hem yenileme çalışmalarını hem de yatırımlarını devam ettiriyor. Biz sanayiciyiz, bisiklete binmişiz. O pedal çevrilmezse bisiklete binen herkes düşer; o zaman o bisikletin bütün parçalarını yenilemek zorunda kalırsınız. O bisikleti sürekli ayakta tutmak zorundayız.

"SANAYİCİ YEDEK AKÇE ELİNDE TUTMALI"

Her sanayicinin mutlaka yedek akçesi olmalı. Yedek akçesini de yine kendi yaptığı işin içerisinde bir araya koyup bekletmeli. İster ham madde olarak bekletsin ister başka bir şey olarak ama mutlaka yaptığı bütçe içinde o harcama bütçesinin belli bir bölümünü yedek akçe olarak elinde tutması lazım.

Sürdürülebilir büyümeyi hedeflemeliyiz.

Biz yılın sonuna geldiğimizde birlikte çalıştığımız insan sayısına bakarız, seneyi kaç kişiyle kapattığımıza bakarız. Ürettiğimiz bir şey yoksa biz mutlu olamayız. Ben bir sanayici olarak bir şeyler üretip o ürettiğimden ekmek yemiyorsam diğeri beni mutlu etmez. Ürettiğinizden kazandığınız para son kuruşuna kadar helaldir.

SANKO HOLDİNG YATIRIMLARINI HIZ KESMEDEN SÜRDÜRÜYOR

 “2021 yılı içinde teknoloji, AR-GE ve inovasyon yatırımlarına odaklanacağız. 2021 yılı için 250 milyon dolar civarında yatırım planladık. Yatırıma ara vermeyiz. Babamın bir lafı vardır; “Sen tesisini yenilemezsen o seni yeniler.”

Tekstil ve pamuk sektöründeki sürdürülebilirlik uygulamalarında öncü olabilecek projelerimizi hayata geçiriyoruz. Organik tarım, izlenebilirlik projeleri çalışılıyor. Denimde yeniden kullanılan ve geri dönüştürülmüş kumaşlardan özel koleksiyonlar hazırlanıyor. Ambalaj şirketimiz Süper Film’in ise Lüleburgaz’da büyük bir yatırımı olacak.”

5 KITAYA İHRACAT 

Avrupa, Amerika, Afrika, Avustralya ve Asya olmak üzere 5 kıtaya ihracat yapan esnek ambalaj film üreticisi Süper Film, yeni makine yatırımlarıyla film üretimini yıllık 184 bin tona, metalize kaplama kapasitesini ise yıllık 35 bin ton düzeyine çıkaracak. Söz konusu yatırımla Uzakdoğu ve Amerika kıtası hariç, en büyük dokuzuncu kapasiteye sahip ambalaj filmi üreticisi konumuna ulaşacak.

SANKO ENERJİ TÜRKİYE’NİN ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNE KATKI SAĞLIYOR

Tamamı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan toplam bin megavat kurulu gücü ve bu kurulu güçle yılda 3,4 milyar kWh enerji üretme kapasitesi bulunan Sanko Enerji ise, Türkiye’nin yeşil enerji dönüşümüne katkı sağlıyor.

Çimento ve yapı grubunda Endüstri 4.0, inovasyon ve AR-GE konuları önceliklendirilecek.