Vakıf Katılım web
Kültür Sanat 19.09.2020 11:05 Güncelleme: 19.09.2020 11:08

Osmanlı'da 'İnsana verilen değerin' anlatıldığı müze ilgi görüyor

Osmanlı darüşşifasının sunum ve modellemelerle anlatıldığı II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, yurt içi ve dışından ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Osmanlı'da 'İnsana verilen değerin' anlatıldığı müze ilgi görüyor

Osmanlı darüşşifasının sunum ve modellemelerle anlatıldığı II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, yurt içi ve dışından gelen ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.

Osmanlı'nın akıl hastalarını su ve müzik sesi, koku ve uğraşla tedavi ettiği devrin akıl hastanesi, dönemin şefkat ve merhametini müze olarak bugüne taşıyor.

Hastane ve tıbbiye olarak iki bölümden oluşan komplekste, devrin tıp eğitimi ve tedavi yöntemlerine tanıklık ediliyor. Dönemin tedavi yöntemleri ile tıbbiye eğitiminin bal mumu heykellerle anlatıldığı müzede, su ve musiki sesi, kokulandırmayla da dönemin havası yaşatılıyor.

"Büyük bir medeniyetin temsilcileriyiz"

Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu,yaptığı açıklamada, müzeyi ziyaret edenlerin tarihlerini, medeniyetlerini, özlerini bulduklarını söyledi.

Müzenin, Avrupa'nın akıl hastalarını öldürdüğü, zincire vurduğu yıllarda Osmanlı medeniyetin insana verdiği değerin önemli bir kanıtı olduğunu ifade eden Tabakoğlu, şunları kaydetti:

"Yıl 1488 yani Avrupa'nın zorluk içinde olduğu, 'İnsanların içine şeytan girdi.' diye yakıldığı ve ciddi bulaşıcı hastalıkların olduğu bir dönem. Ama Osmanlı'ya baktığımızda bu gibi hastalar su sesiyle, müzik sesiyle, aroma terapiyle, en ileri bitkisel tedavilerle, ileri cerrahi tekniklerle tedavi ediliyor.

İnsanlar her yerden geliyor, milletine, ne olduğuna bakılmadan burada ücretsiz tedavi alıyor. İyileştikten sonra 3 gün yine istirahatte bulunup, evlerine gönderiliyorlar. Osmanlı'nın insana değer veren anlayışını görüyorsunuz."

Orijinal kayıtlar ışığında dizayn edildi

Müzenin tamamen dönemindeki tedavi ve sosyal hayatı anlatır tarzda yapıldığını vurgulayan Tabakoğlu, "Ziyaretçilerimiz müzeye girdiğinde adeta 15. yüzyıla dönüyor. Görüyorlar, kulaklarında o zamanın melodileri dolaşıyor, güzel koku alıyorlar, Osmanlı'nın şifalı şerbetlerinden tadıyorlar. Beş duyuyu kullanınca buranın unutulması mümkün olmuyor." dedi.

Hem UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde yer alması hem de birçok müzecilik ödülünün sahibi olmasının müzenin değerini de ortaya koyduğunu belirten Tabakoğlu, şöyle devam etti:

"Sadece kendi milletimiz, medeniyetlerimizin mensupları değil, Meksika’dan, Kanada’dan, dünyanın dört bir yanından insanlar, UNESCO listesinde olan bu önemli değeri görebilmek için, bu insanlık değerini görebilmek için akın akın geliyor. Geçen yıl 300 bine yakın kişi gelmişti, her geçen gün insanları kendisine daha fazla çekmeye devam edecek.

Her geçen yıl buranın uluslararası ziyaretçisi artıyor. İnşallah yeni müzelerimiz de imaret müzemiz de güzel misafirlerimizle açılacak, daha da önemli bir nokta olacak, giderek büyüyecek inşallah."

 Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi

Sultan II. Bayezid'in Akkirman seferine çıkarken 1484'te temelini attığı külliye, 1488'de tamamlandı.

Osmanlı döneminde tıbbiye, şifahane ve imarethane görevleri üstlenen külliyede, 1800'lü yıllardan sonra sadece akıl ve ruh sağlığına yönelik tedaviler gerçekleştirildi.

Osmanlı'nın son dönemlerinde Balkan Savaşları'ndan sonra faaliyeti sonlanan ve zarar gören Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, 1978'de Trakya Üniversitesinin yapıyı bünyesine almasıyla 1986'da restorasyon süreciyle ayağa kaldırıldı.

Müze, 2004'te Avrupa Konseyi Avrupa Müze Ödülü'nü kazandı. 2005'te ise Hırvatistan'ın Dubrovnik kentindeki "Dünya Ödüllü Müzeler Buluşması'"nda en iyi ikinci sunum, 2008'de ise Almanya'nın Köln kentinde en iyi sunum ödülünü aldı.