Röportaj 16.06.2021 08:20 Güncelleme: 16.06.2021 08:21

EGE'NİN MASALSI ŞEHRİNE YOLCULUK 

Uçsuz bucaksız sahiller, neşesini incirden alan insanlar, lezzetini doğadan alan yöresel tatlar, iklimin ve coğrafyanın lütfu.. Uzun yaşam, zeytinin ve kestanenin yurdu, keşfedilmemiş koylar, mitlerin nefes kesen tarihi, özgün kültürü ile… Postoral güzellik: Arapıştı… Gizemli kaya ve ormanları ile…
EGE'NİN MASALSI ŞEHRİNE YOLCULUK 

Adil YILDIZ

Uçsuz bucaksız sahiller, neşesini incirden alan insanlar, lezzetini doğadan alan yöresel tatlar, iklimin ve coğrafyanın lütfu.. Uzun yaşam, zeytinin ve kestanenin yurdu, keşfedilmemiş koylar, mitlerin nefes kesen tarihi, özgün kültürü ile… Postoral güzellik: Arapıştı… Gizemli kaya ve ormanları ile…

“Bir yıldır bu görevi yürütüyorum. Eksiklikleri tespit ettik. Aydın’da bu saydığımız her dalda ihracatın en üst noktaya çıkması için gerekli çalışmaları yapıyoruz” diyen 81 ilin en kıdemli ve tecrübeli ismi Aydın Valisi Hüseyin Aksoy ile YeniBirlik okurları için keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Hüseyin Aksoy’u, Hüseyin Aksoy’dan dinlemek isteriz.

Öncelikle hoş geldiniz. Teşekkür ediyorum. Ziyaretinizden memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Memleketim Trabzon. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. 1985 yılında Trabzon Kaymakam Adayı olarak göreve başladım. Trabzon’da Vakfıkebir ve Arsin; Giresun’da Aluçlu ilçelerinde Kaymakam Vekilliği yaptım. Sonrasında Kaymakamlık Kursu’nu üstün başarı ile tamamlayarak ilk görev yerim olan Isparta Aksu Kaymakamlığı’na atandım. Aksu yeni kurulan bir ilçeydi. Aksu Kaymakamı iken yaklaşık bir yıl ABD’de bulunma fırsatım oldu eğitim amaçlı. Sonrasında yeni kurulan bir ilçe olan Rize Hemşin Kaymakamlığı’nda görev yaptım. 2 yıl orada görev yaptım. Sonra yaklaşık 1 yıl da Pazar Kaymakamlığı görevine vekaleten baktım. Sonra Malatya Yeşilyurt’ta kaymakamlık görevinde bulundum.  1993-1995 yıllarında oradaydım. 1995 yılında İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği görevine başvuruda bulundum ve geçtim. 1996 yılında Mülkiye Başmüfettişi oldum. 1997-2000 yılları arasında Başbakanlıkta İnsan Hakları Koordinasyon Üst Kurulu vardı. Bu üst kurulu sekretaryasında İçişleri Bakanlığı Temsilcisi olarak 3 yıl görev yaptım. Türkiye’nin İnsan Hakları ile ilgili birçok çalışmasında yer aldım. Bazı kanun taslaklarının hazırlanmasında görev aldım ve oradaki görevimin sonrasında da İçişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüm. Yaklaşık 1.5 yıl İçişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği görevini yürüttüm. Sonrasında 2001 Kasım’da Muğla Valiliği görevine başladım. Sonra da 2006-2010 yılları arasında Mersin Valiliği; 2010-2014 yılları arasında Samsun Valiliği; 2014-2017’de Diyarbakır, 2017-2020 Kocaeli ve yaklaşık olarak 18 Haziran 2020 tarihinde başladığım Aydın Valiliği görevimi de halen sürdürmekteyim. Böyle bir serüvenim var.

 81 il içerisinde en uzun süre vali olan kişi sizsiniz, değil mi?

Şu anda öyle evet. Böyle nasip oldu diyebiliriz. Kesintisiz görev yürütenlerin en kıdemlilerinden birisi benim.

Çocukluğunuzda ve gençliğinizde bugünleri hiç hayal ettiniz mi?

Ben ilkokul ve ortaokulu Köprübaşı İlçesi’nde okudum. O dönem ilçe değildi; bucak merkeziydi. Sonrasında Trabzon Lisesi mezunuyum. Üniversiteyi tercih noktasında bulunurken Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni tercih ettim. Kaymakam olma gibi bir arzum vardı. Bizim mesleğin esası Kaymakamlık. Valilik istisnai bir görev. Her kaymakam arkadaşımıza nasip olamayabiliyor. Bize nasip oldu. Öyle diyelim. Sonra da Valilik görevine atandık. Bugüne kadar elimizden geldiğince çalışmaya devam ediyoruz.

Türkiye’de devleti temsil etmek ve arabanın sağ tarafında bayrakla gezen Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı’ndan sonra bir de valiler var. Bu nasıl bir histir? Nasıl bir duygudur?

Önemli bir sorumluluk size yüklüyor. Çünkü devletin sorumluluğunu taşımak oldukça önemli. Bu sizin görevinizi yürütürken sorumlu bir şekilde hareket etmenizi sağlıyor. Davranışlarınıza, ilişkilerinize dikkat etmenizi gerektiren farklı boyutlar ortaya çıkıyor. Bugüne kadar o görevin sorumluluğunu hissederek işimi yapmaya gayret ettim. Bundan sonra da inşallah fırsat olursa devam etmek istiyorum.

 Psikolojik olarak nasıl hissettiriyor kendini?

Yani tabii ki kişisel olarak çok farklı bir duygu devleti temsil etmek. Orada vatandaşların sorunlarıyla ilgilenmek ve çözüm üretmek çok farklı bir duygu. Manevi yönü çok fazla olan bir görev yeri burası. Çünkü o yönüyle baktığınızda gerçekten insanları tatmin eden farklı bir boyutu var. İşinizi severek yapmanız lazım. Ben bazen meslektaşlarımıza veya farklı gruptan olan insanlara söylediğim şudur: “Hangi işi yapıyor olursanız olun severek yapın. Bu işi severek yapmıyorsanız orada başarıyı yakalamanız çok zor. Bir başarı varsa o tesadüfi olabilir. Onun için işinizi severek yapın”. Bugüne kadar ben severek işimi yaptım. Bu noktaya da bu duygu içerisinde geldim.

“AYDIN’IN TARIMSAL POTANSİYELİ ÇOK FAZLA”

Aydın’a geldiğinizde ilk gördüğünüz eksiklik neydi?

Aydın birçok özelliği olan bir kent. Aydın Valiliği görevine başlamadan önce Muğla Valiliği görevim var. Bölgeyi genel olarak biliyordum. Ama bir ile atandığınızda o ilin bütün her şeyine haiz olmanız gerekiyor. O noktada bilgi aldım. Gördüğüm tablo şuydu: Aydın tarımsal potansiyeli çok fazla olan bir il. O yüzden bu potansiyeli daha iyi bir noktaya nasıl taşıyabiliriz; üretilen ürünlerin üzerinde daha fazla katma değer yaratarak ihracatı nasıl arttırabiliriz bu yönde çalışmalar yapmamız gerektiği kanaati bende oluştu. Aydın’da önemli tarımsal faaliyetler var. Önemli çalışmalar yapılmış. Bir adım daha ileriye gidebilir miyiz diye sektörle iş birliği içerisinde mevcut durumumuzu göz önüne alarak mevcut kurumlarımızla iş birliği içerisinde çalışacağız.

Aydın’ın en büyük özelliği zeytin ve incir. Aydın şehri hak ettiği inciri ve zeytini gerçek anlamında ihracata yansıtabiliyor mu? Markalaşma konusunda neler yapılıyor?

Aydın belirli ürünlerde Türkiye’de ilk sırada yer alıyor. İncir, yağlık zeytin üretiminde de bu böyle. Bu ürünlerin daha iyi bir noktaya gelmesi; ihracatın daha fazla yapılması konusunda sektörde büyük bir bilinç oluştu. Bunu daha iyi bir noktaya taşımak için çalışmalar yapılması ortak hedefimiz. Kestane üretiminde de Aydın Türkiye’de birinci. Bunu işleme konusunda da üretim noktasında da Aydın çok iyi bir durumda. Çilek üretiminde oldukça önemli bir potansiyelimiz var. Yapılacak çalışmalar var. İhracatın önünde oluşabilecek sorunlar varsa bunları sektörle görüşerek ortadan kaldırmak için çalışmalar yapılıyor. Bunlarla ilgili gerek Tarım İl Müdürlüğümüz, gerek Ticaret Borsamız ile uyum içerisinde çalışarak gerekli adımlar atılıyor.

Vista Aydın adında tanıtım projesi var. Gastronomi ile ilgili neler yapılıyor; neler yapılacak?

Aydın bu alanda da çok önemli değerlere sahip. Gastronomi turizmi gün geçtikçe daha da büyüyor. Aydın da bu değerleri ortaya koymak, bu turizm dalından daha fazla pay almak için çalışmalar yapıyor. Kalkınma Ajansımız üzerine alınan bir kaynakla Aydın’ın çeşitli alanlarda tanıtımı yapıldı. Gastronomi ile ilgili üniversitemizle iş birliği içerisinde bir kitap hazırlıyoruz. Aydın’ın gastronomi dalında değerlerini ortaya koymak ve paylaşmak istiyoruz. Turizmde daha fazla söz sahibi olabilmek için çalışmalarımız devam ediyor.

 “KAZI ÇALIŞMALARINDA İMKÂNLARI ZORLUYORUZ”

Ara Güler’in bulduğu Afrodisias var. 23 antik şehir daha var. Roma’ya baktığımızda Collesum’u (Kolezyum) yılda 20 milyon turist ziyaret ediyor. Ama bugün Türkiye’de bu sayının çok az olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi tanıtım noksanlığı mı?

Şimdi 23 tane antik kentimiz var dediğiniz gibi. Buralarda uzun zamandır kazı çalışmaları devam ediyor. Bizim bu antik kentlerde kazısını yapıp; turizmin hizmetine sunduğumuz bölümler çok fazla değil. Bunlar çok ciddi bir maliyet ve zaman alan konular. Antik kentlerimizin kazılarının daha hızlı yapılması ve ortaya çıkan eserlerin turistlerin istifadesine sunulması konusu öncelikli olarak gündemimize gelen konu. Kazı başkanlarımızla toplantı yaptık. Önümüzdeki yıllarda neler yapabiliriz bunları görüştük. Temel amacımız bu noktada özellikle antik kentlerimizin turizme kazandırılması bakımından mevcut kazısı yapılan alanların ziyarete açılması konusunda bir önceliğimiz var. Nisa Antik Kenti’nin amfi tiyatrosunun onarımı tamamlanmak üzere. Diğer alanlarda bazı noktalarda çalışmalar yapılıyor. Kuşadası’ndaki Kadıkalesi’nde çalışmalar devam ediyor. Üstünün kapanması için valiliğimiz bazı çalışmalara katkı sunmaya devam ediyor. Bu kültürel değerlerimizi turizme kazandırabilmek için her türlü imkanı zorluyoruz. Burada turizme bu kadar geniş yer olmasına rağmen henüz arzu edilen katılımın olmamasının temel nedeni kazı çalışmalarının tamamlanamamış olması; ikincisi tamamlanan alanlarda arzu ettiğimiz şekilde ziyarete açılamamış olması. Ama bizim turizme açılan çok önemli noktalarımız var. Ziyaretçilerimiz var. Bunların sayısını önümüzdeki dönemde daha da arttırmak istiyoruz.

Aydın’a yılda kaç turist geliyor?

Rakamlar pandemi olunca gerçekleri yansıtmıyor. 5 yıllık ortalama 1 milyonun üzerindedir. Kuşadası’ndaki liman; cruise gemileri alanında Türkiye’nin bir numarasıdır. Büyük gemilerin yanaştığı ve en fazla yolcunun geldiği noktadayız. Ama son bir yılda pandemi sebebiyle hiçbir gemi yanaşamadı. Bu yıl ön bağlantılar var ama onların gelip gelmeyeceğini tam bilemiyoruz. Turizm noktasında ciddi rakamlarımız var.

Kuşadası 1985-1986’larda Altın Güvercin festivaliyle Türkiye’de ilk turistik hareketliliği sağlayan ilçemiz. Ancak bugün görüyoruz ki Bodrum, Çeşme, Alaçatı bu anlamda öne geçti. Kuşadası bu işin lokomotifiydi. Pansiyonculuk çok ilerlemiş durumda. Devlet bu konuda ne gibi adımlar atıyor?

Zaman zaman insanların evlerini kiraya verdikleri gibi tespitler olabiliyor. Eğer bir tespit varsa bunun gereği yapılıyor. Pandemiden kaynaklı yazlıklar ön plana çıktı. Bunların vergilendirilmesi mevzuat açısından önem arz eder. Bu tür tespitler olduğu takdirde gereğini yapıyoruz.

 Kuşadası’ndaki yapılaşma için görüşleriniz nelerdir? Betonlaşma söz konusu. Bu konuyla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Betonlaşma konusu Türkiye’nin önemli bir konusu. Özellikle turizm şehirlerinde buna daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Burada sorumluluk yerel yönetimlerin. İmarla ilgili belediye meclisleri karar alıyor. Bu hassasiyeti onların da taşıması ve aşırı yoğunluk; görsel kirlilik gibi durumlarda daha duyarlı olmalarında yarar var.

Aydın’da jeotermal tesisler var. Jeotermal nerelerde? Süreç nasıl gidiyor?

Jeotermal kaynak bakımından Aydın en önemli merkezlerden birisi. Aydın il sınırları içerisinde 39 adet jeotermal enerji üreten santralimiz var. Jeotermalin sadece enerjide değil; tarımda ve turizmde kullanılması konusunda çalışmalar var. Burada özellikle jeotermal kaynağın tarımda seracılıkta kullanılması ile ilgili bir çalışma yapıldı. Şu anda tüzel kişiliği oluşturuldu. Aydın ilçemizde bir OSB oluşturuyoruz ve bu OSB; Sera OSB olacak. Bunun ısıtılması jeotermal ile yapılacak. Böyle planlanıyor. Benzer şekilde jeotermal ısı kaynağı ile seracılık faaliyetleri var. Bu yönde yatırım yapılmasını bekliyoruz.

 Güney Ege Kalkınma Ajansı GEKA ve siz dışarıdan yatırımcılar için ne gibi mesajlar vermek istersiniz? 

Yatırımcıların gelmesini istiyoruz. Kalkınma Ajansımızın “Yatırımcı Destek Ofisi” var. Bu ofis üzerinden her türlü desteği sağlıyoruz yatırımcılara. Özellikle jeotermal ile ilgili olarak enerji dışında tarımda kullanılması; seracılıkta kullanılmasıyla ilgili çalışmalar da yapıyoruz. Seracılığı yaygınlaştırmak istiyoruz. Termal oteller konusunda çalışmalar yapıyoruz. Tarımda ve turizmde kullanılması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Afyon bu konuda ön plana çıkmış bir ilimiz. Afyon’da içerisi sıcak; dışarısı soğuk. Aydın’dın bu anlamda bir artısı var mıdır? Gelen turistler için aynı ısı olması avantaj mıdır?

Mutlaka. Isının aynı olması avantaj olabilir. Ama her bölgenin kendine göre değerleri var. Aydın’ın da bu yönünü ortaya çıkarmak gerekiyor.

 Aydın mutfağı deyince ilk aklınıza gelen nedir?

Keşkek bu yörenin özel bir yiyeceği. Dolayısıyla bu ve buna benzer çok yemeğimiz var.

“GELENEKSEL KÜLTÜR”

Aydın’da en büyük kültürel miraslardan birisi deve güreşleri. Bu konuya siz nasıl bakarsınız?

Deve kültürü burada var. Zaman zaman deve dövüşleri yaptırılıyor. Muğla’da da var bu kültür. Belirli ilçelerde bu yapılıyor. Geleneksel kültüre saygı duymak lazım. Hayvanlara zarar vermeden bu kültürü yaşatmak lazım. Belirli bir dengenin kurulması lazım.

“ÇALIŞMALAR TAMAMLANDI”

Merhum Başbakanımız Adnan Menderes; Aydın deyince ilk akla gelenlerden. Çakırbeyli’de başlayan bir proje söz konusu. Menderes’in hayali, “Çakırbeyli’de derenin kenarında oturayım ve  her şeyden uzaklaşayım…” vardı. Bir müze çalışması söz konusu. Hangi aşamadayız?

Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ve Sayın İçişleri Bakanımızın koordinasyonunda Aydın Valiliğimizce yürütülen bir proje. Şu anda müze inşaatı tamamlandı. Açılışa hazır halde. Sayın Cumhurbaşkanımızın programı ne zaman müsait olursa resmi açılış yapılabilir. Şu anda çalışmalar tamamlandı. 90 dönümlük bir alan üzerinde güzel bir çalışma ortaya kondu. Emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Aydın, Efe demek. Körüklü Çizme demek. Zeybek demek. Bu tarihsel süreçteki kültürümüz Aydın’da halen devam ediyor mu? Z kuşağına bunları nasıl aktarıyorsunuz?

Aydın kültürel değerleri oldukça üst noktada olan bir kentimiz. Burada zeybek kültürümüz oldukça fazla. Bazı dernekler bu kültürü yaşatmak için var. Onlar da çalışmalarını gayet gayretli bir şekilde sürdürüyor. Milli Mücadele’de büyük kahramanlık göstermiş Yörük Ali Efe’nin müzesi yapıldı. Ziyaretçilerin gidebileceği konumda. Dolayısıyla bu yerel kültürü; yöresel kültürü genç kuşaklara aktarmak zorundayız. Halk oyunları konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Yöresel kıyafetlerin devamını sağlamak konusunda çalışmalar var. Bu kültürlerin kuşaktan kuşağa aktarılması çok önemli…

Körüklü çizme de çok önemli. Zanaatkârlar noktasında destekleriniz var mıdır?

Desteklerimiz var. Körüklü çizmeyi yapan esnaflarımız var. Bunların kaybolmaması ve devam etmesi çok önemli. Yaşatılması konusunda çalışmalarımız var.

Evde kimin sözü geçiyor? Evde vali kim?

Ortağız… O noktada karşılıklı bir anlayış içerisindeyiz. Bir avantajım var. Eşim de bir idareci kızı… Beni en iyi anlayan o. Babasından gördüğü için her çalışmama katkı sunan bir eşim var. Evdeki işlerimizi beraber karar vererek yürütüyoruz.

Trabzonlu olarak size de her yer Trabzon mu?

Evet Trabzonumuzu seviyoruz. Her yeri de Trabzonumuz gibi seviyoruz.

Trabzon olunca futbol konuşulmadan olmuyor.

Trabzonsporluyuz. Trabzon tabi geçmiş yıllarda çok önemli şampiyonluklar yakalamış bir takım. Kent uzun yıllardır şampiyon olamamanın bir eksikliğini yaşıyor. Her yıl, “Acaba bu yıl şampiyon olur muyuz?” deniliyor. Bu beklenti var. Bu yıl dördüncü sırada bitirdi. Temennimiz önümüzdeki yıl şampiyonluğun gelmesi. En önemli olan kısmı sporun centilmence yapılması; sportmenliğin ortaya konulması. Gayret gösteren; başarıyı yakalayan takımın şampiyon olması temennimiz.

1986-87-88 yıllarında Aydınspor, 1. Lig’de çok hareketli yıllar yaşadı. Bugün Aydın’da futbolu nasıl görüyorsunuz?

Aydın’da belirttiğiniz gibi geçmişte futbol üst liglerde oynanmış; belli başarılar yakalanmış. Maalesef futbolda şu an beklenen başarı yok. Profesyonel liglerde sadece Nazilli Belediyespor şampiyon oldu ve 2. Lig’e çıktı. Temennimiz farklı takımlarımızın da başarılı olabilmesi. Aydın’da futbola karşı bir ilgi var. Futbol takımları bugün Türkiye’de çok ciddi borç içerisinde. Sürdürülebilirlik açısından ciddi tereddütlerin yaşandığı bir alan. Sporun biraz daha farklı bir boyutuyla futbol takımlarının ele alınıp “Bu konuda neler yapılabilir”i spor camiasının masaya yatırması gerekiyor.

 Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Çok teşekkür ediyorum. Aydın Türkiye’nin nüfus konusunda en kalabalık 20. büyük şehri. Ancak özellikleriyle birçok alanda ilk sıralarda yer alan bir kent. Sadece Kuşadası ve Didim’le değil; 17 ilçesiyle Türkiye’de önemli bir yere sahip. Tarımsal açıdan güçlü bir kent. Böylesine önemli bir kentin daha iyi yerlere gelebilmesi için gayret içerisinde çalışıyoruz.