Röportaj 27.08.2021 13:01 Güncelleme: 27.08.2021 14:57

Kütüphanecilikte Türkiye'yi üçe katladık

Ankara Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, "Geri dönüşüm önemsediğimiz konuların başında yer alıyor. Artık bizim için 'çöp' diye bir kavram yok, geri dönüştürebilen atıklar var. İki yıldır gübre üretiyorduk, şimdi atıklardan sokak hayvanları için yaş mama da üretiyoruz" dedi.
Kütüphanecilikte Türkiye'yi üçe katladık

Buket BEKTAŞ

“Kovid-19, yangınlar, sel felaketleri, müsilaj gibi doğa olayların insanların yaşamlarını tehdit ederken, bize ekolojik dengenin de bozulduğuna dair sinyaller veriyor” diyen Ankara Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, “Dünyanın kaynak israfına tahammülü yok” dedi. Ercan ile belediye yatırımlarını, sosyal belediyeciliği, kadın istihdamını ve bölge sorunlarını konuştuk.

İhtiyaç sahibi genç çiftlerin düğünlerini yapıyorsunuz. Evlenmek isteyen gençlerin hangi ihtiyaçlarını karşılıyorsunuz? Sosyal Belediyecilik   anlamında ileride nasıl çalışmalarınız olacak?

İhtiyaç sahibi vatandaşlarımızın özellikle Kovid sürecinde talepleri daha da arttı. Bu süreçte kaldırım yapmayabilirsin, asfaltı da erteleyebiliriz ama aç insan olmaması lazım.  Hastalarımızın, yaşlılarımızın ihtiyaçlarını çözmek birincil önceliğimiz oldu. Bu zorlu günlerde gıdadan, dezenfektana, maskeye kadar her türlü ihtiyaca ulaşmak istedik. Okul açılamadı ama uzaktan eğitim için çocuklarımızın tabletini, ayakkabısını, kıyafetini en önde tuttuk. İhtiyaç sahibi insanlarımız için ‘hayır çarşısı’ açtık. Bir mağaza düşünün; konfeksiyon, kırtasiye, temizlik, gıda, gelinliğine, oyuncağına kadar birçok ürün var. Bu mağazamıza ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız çocuklarıyla birlikte geliyor, sevdikleri yeni, hiç kullanılmış ürünleri giyerek, deneyerek alıyorlar. Ayrıca 3 yıldır sosyal destek kartımız var. Sosyal destek kartına periyodik olarak para yüklüyoruz, vatandaşımız istediği markete giderek belli ürünleri alabiliyor.  

Sosyal yardımla ilgili bir konu da cenaze hizmetleri. Yani cenaze hizmetlerinde çadırından, gülsuyuna, lokumuna yine hocamıza kadar böyle gönderiyoruz. Türkiye’nin her yerine ücretsiz servis yapıyoruz, cenazenin nakli tamamen ücretsiz götürüyoruz. İhtiyaç sahibi evlenen çiftlere yardımlarımızı bu sene  başladık. Sağ olsun bir düğün sahibi de bu başvuran çiftlerin düğününü, eğlencesi, ikramlarını yapıyoruz. Gelinliğini damatlığını veriyoruz. Eğer eşyada alamayacak durumları varsa eşyada alıyoruz.  

Manavgat, Muğla ve Karadeniz’e yardıma koştuk

Son günlerde Türkiye yangın ve sel, felaketleri yaşadı. Birlik ve Beraberliğe çok ihtiyacımız olduğu bu dönemde Sincan Belediyesi olarak felaketlerin yaşandığı bölgelere nasıl yardımlarda bulundunuz?

Manavgat’ta durum aciliyet gösteriyordu. İlk olarak yangın söndürme ve soğutma çalışmalarında katkıda bulunmak için, iş makinelerimiz ve araç gönderdik. Veterinerlik hekimlerimizden bir kadro, hayvanlara tıbbi müdahale için yangın bölgesinde yer aldı. Ziraat Odası’ndan, Hayvancılar odasına, derneğine kadar birçok kimse bizi arayarak işte bir şeyler yapmak istediklerini ama bizim önderliğimizde yapmak istediklerini belirttiler. Kamyonlar, tırlar verdik, onların malzemelerinin taşınması için ve organizasyonları ile ilgili yerlerle irtibata geçerek o tür yardımlarında iletilmesini temin ettik. Sincan Belediyesi olarak Manavgat’tan sonra Muğla’ya geçtik. Daha sonra sel felaketinin yaşandığı Karadeniz’in de imdadına yetiştik. Yaralarını sarmak için elimizden gelen fedakârlığı yaptık.  

Kendi elektriğimizi kendimiz üretiyoruz

Her ne kadar son iki yıldır dünyanın gündemi Kovid-19 pandemisi olsa, küresel ısınma, iklim değişikliği yaşadığımız gezegen üzerinde yarattığı tehdit geçmiş değil. Bunların yanına azalan imkânlar ve sera gazı da eklenince dünyayı bekleyen tehlike gittikçe büyüyor. Sincan Belediyesi olarak “yeşil belediyecilik” anlamında faaliyetleriniz neler. Sürdürülebilir bir gelecek için neler yapmalıyız?

Kovid-19, yangınlar, sel felaketleri, müsilaj gibi doğa olayları insanların yaşamlarını tehdit ederken, bize ekolojik dengenin de bozulduğuna dair sinyaller veriyor. Dolayısıyla insanların artık doğaya zarara vermeden yaşamayı öğrenmeleri lazım. Dünyanın kaynak israfına, ürettiğimiz ürünlerin atıklarının doğaya zarar verme tahammülü yok. Doğaya zarar vererek enerji üretimine son vermeli, çevreci, yeşil enerjiye, daha atıl enerji kaynaklarına yönelmeliyiz. Biz Sincan Belediyesi olarak panel güneş sistemi ile güneş enerjisinden faydalanmak üzere sistemimizi kurduk. Kendi elektriğimizi kendimiz üretiyoruz. ‘Geri dönüşüm’ önemsediğimiz konuların başında yer alıyor. Çöp alışageldiği şekilde gözden atılması gereken materyal olarak görülmemesi gerektiğini biz çoktan anladık. Artık bizim için çöp diye bir kavram yok, geri dönüştürebilen atıklar var. İki yıldır gübre üretiyorduk, şimdi atıklardan sokak hayvanları için yaş mama da üretiyoruz. Kedi- köpek mamaları 30 ila 70 liraya kadar çıkıyor. Biz kilosunu 50 kuruşun altında mal ediyoruz . Atıklardan çocuk parkı bile yapıyoruz.

Bu konuda Sincan Belediyesi dikkat çeken bir belediye oldu. Son iki yıldır Türkiye’nin en başarılı belediyesi ödülünü Emine Hanım’dan kazandırıyor. Sıfır atık projeleriyle ödül alıyoruz. Bu işin önemli bir boyutu da eğitim. Verdiğimiz eğitimlerle kişi başına 1.2 kilogram olan atık miktarını 0.80 düşürdük. Bu bize 3/1 oranında atığın azalması demek. Sincan’da 600 bin kişi yaşıyor, 200 bin kişi artık atık çıkarmıyor. Bu çok ciddi bir rakam, bunu eğitimlerle başardık. Bu konuda okullar bizim için önemli bir partnerler. 

Ekolojik çiftlik de sebze-meyve üretiyoruz

Sıfır Atık konusunda yeni projeleriniz nelerdir?

Sıfır Atık kavramı içerisinde ekolojik bir çiftlik kurduk. Bu ekolojik çiftlik içerisinde biyolojik döngüler içeren sistemler var. Orada bir alabalık yetiştiriyoruz. 3000 tane ağaç diktik, çok güzel bir fidanlık oldu. 350 civarında meyve ağacı diktik. Bir taraftan sebze ekiyoruz bir taraftan organik atıkları değerlendirerek

sosyal yardım anlamında ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Biyogaz üretimi sistemi kurduk, biyogaz üretiyoruz. Oraya bir müze koyduk. Vatandaşlarımız orada sıfır atık kavramını, sıfır atık ekipmanlarını gelip, inceleyebiliyorlar. ODTÜ’nün, teknik üniversitelerin dikkatini çekti. Öğrencilerini staj için göndermek istiyorlar, yurtdışından öğrenci grupları geliyor.

Mete Gazoz’dan sonra okçuluğa ilgi arttı

Belediye olarak gençlerin eğlenceli vakit geçirirken mesleğe kavuşmaları içim kurslar açıyorsunuz. Bu kurslara Ankaralılar ev ekonomisine nasıl katkıda bulunuyor. Sincan Belediyesi olarak istihdama ve nitelikli iş gücüne katkınızı anlatır mısınız?

Gençlik her şeyimiz bizim için. Göreve geldiğimden beri belediye bütçesinin büyük bir alanını gençlerimize ayırıyorum. Son olarak bir dijital eğitim akademisi hizmete aldık. Robotik kodlamadan, teknolojik bir sürü farklı fonksiyonları burada öğrenebilecekler. Şimdi e-spor akademisi kuruyoruz. Gastro akademinin çalışması devam ediyor, sanat akademisi binası bitti. Matematik Müzesi ile gençlerimize matematiği sevdireceğiz. Bebek kütüphanemiz Türkiye’de ilk örneklerinden. Ebeveynlerimiz burada hem eğlenceli vakit geçiriyorlar hem de çocuklarını okuyan bireyler olarak yetişmelerine olanak sağlıyor.

Geçmişten günümüze taşıdığımız okçuluk sahamızı yeni açtık. Biz okçu milletiz, Tozkoparan İskenderlerin torunlarıyız dolayısıyla gençlerimizin, çocuklarımızın okla, yayla daha haşır, neşir olması gerekir. Ciddi bir talep ve yoğunluk var. Mete Gazoz’un Türkiye’ye altın madalya kazandırmasından sonra bu alana ilgi daha da arttı. Hayvan dostlarımız için barınak yaptık. 1000 hayvanı aynı anda misafir edebileceğiz.

İstihdam konusunda ise bizim bölgemizde 5 tane organize sanayi bölgesi var. Onlarla yoğun temas içerisindeyiz. Birlikte geliştirdiğimiz projelerde var. 1. OSB ile yüzde 100 işe başlama garantili kurslarımız var. Gençlerimiz bu kurslarımızı bitirip, iş sahasında işe giriyorlar.  

Girişimci kadınlarımıza
ücretsiz pazar yeri

Kadınlara yönelik projelerinizden biraz bahseder misiniz?

Kadınların istihdama katılması için meslek edinme kursları veriyoruz. El işlerine yönelik atölyelerimiz de kurslara katılıp, üretim yapabiliyorlar. Ürettikleri ürünleri satmalarını için bir pazar yaptık. Tezgâh, işkaliye parası almıyoruz. Kadınlarımızın benden kapalı spor mekânı istekleri vardı. Biz de mahallelerimizdeki bazı lokasyonlara spor yapabilecekleri mekânlar oluşturduk.  

Kütüphanecilikte
Türkiye’yi üçe katladık

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde düzenlenen programda kütüphaneler ile ilgili programda Fuat Oktay’dan ödül aldınız. Bu alandaki yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Kütüphanecilikte biz üç yıl önce, iki tane kütüphanesi olan bir şehirdik. Onlarda çok efektif kütüphaneler değildi. Son üç yılda kütüphanecilik konusunda gösterdiğimiz faaliyetler ile kütüphane sayısını 7’ye çıkardık. Millet Kıraathaneleri ile kitap okumak ve ders çalışmak için çok güzel ortamlar oluşturduk. Gençlerde çok ciddi rağbet gösterdiler biz bunun sayısını kısa sürede 5’e çıkardık. Adı ile Millet Kıraathanesi değil gerçek anlamda Millet Kıraathanesi girdiğiniz zaman konforlu şimdi bu faaliyetlerle kütüphaneye üye olma sayısını 6500’lerden 65 bine çıkardık. 10 katı ve Türkiye ortalamasını üçe katlamışız. Sincan’da kütüphaneye üye olma sayısını yüzde 12’ye çıkardık. Şimdi burada şehir kütüphanesi kurma gibi bir fikrimiz var. Yüzbinlerce kitabın olduğu, bir proje.  

Şehir içi ulaşım raylı sistem

ve ‘metrobüs’le çözülür

Sizce bölgenin en büyük sorunu nedir. Bu soruna yönelik çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Hastanemiz yetersizdi o büyük bir sorundu. En geç bir seneye yeni hastanemiz faaliyete girecek. 480 yataklı bir hastane olacak. Yanına 90 ünite olan çok güzel bir sağlık kompleksimiz de hayata geçiyor. Bir diğer konu da ulaşım sıkıntısı. Otobüsle falan çözülecek iş değil. Şehir içi ulaşım otobüsle çözülmez. Ben bunu Büyükşehir Belediye Başkanlığı vizyonu ile söylüyorum. Otobüsler sadece kent içi ulaşımı öteler. Şehir içi ulaşımı raylı sistemlerle ve ‘metrobüs’ tarzı tahsisli güzergâhlarla çözülebilirsiniz.