Güncel - Yaşam Kaynak: (İHA) 19.12.2017 18:10 Güncelleme: 19.12.2017 20:07

Bakan Yılmaz: Derslik başına düşen öğrenci sayısı düştü

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "2016 yılında Türkiye'de eğitime milli gelirden ayrılan payın 6. 2'sini, geçen sene 5...
Bakan Yılmaz: Derslik başına düşen öğrenci sayısı düştü

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "2016 yılında Türkiye’de eğitime milli gelirden ayrılan payın 6.2’sini, geçen sene 5.8’ini kullanıyorduk. Şimdi ayrılan pay 6.2. Ben ise 6.2’nin üzerinde olduğunu söylüyorum" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, Ankara’da özel bir okulun açılış törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada Yılmaz, bir insanın kendi insanına, memleketine yapabileceği en önemli hayrın, katkının eğitim alanında yapmış olduğu katkı olduğunu belirterek, “Evlatlarımızı sınava değil hayata hazır kılmak istiyoruz. Evlatlarımızı bugün bu ana göre değil, gelecek yüzyıla yetiştirmek istiyoruz. Geleceğin teknolojisi, bilgisi birikimi neyse onları şimdiden verebilmek lazım. Bu yol haritası doğrultusunda evlatlarımıza bilgiye, beceriyi, tutumu, değerleri aktarabilmek lazım” diye konuştu.

Değerler eğitimi diye ayrı bir eğitimin olmadığını, akademik eğitimin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Zaten çocuğa değerler eğitimi dediğinizde bazıları otomatikman antikor üretiyor. Esas ders neyse o dersin içinden ayrılmaz hale getirmek lazım” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de değerler eğitiminin verildiği inancında olduğunu kaydeden Yılmaz, “Sadece bu dönem değil, Cumhuriyetin kurulduğu hatta ondan da önceki dönemden de vardır. Tarihte örneklerini sizler de bilirsiniz. Eğer Çanakkale’ye gidenler lise mezunlarıysa, hatta liseyi bitirmeyenler varsa burada değerler eğitimi o dönemde verildi. Galatasaray Lisesinin mezunları yok derler bir dönem, Çanakkale’de yok oldu derler. Sivas Lisesinin bir dönem mezunları yok derler Çanakkale’ye gitti derler. Allah için bir ülke için canını vermekten daha büyük değerler eğitimi evlatlarınıza başka nasıl verilebilir” değerlendirmesinde bulundu.

YILMAZ, KONUŞURKEN GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Çok şehit cenazesine katıldığını anlatan Yılmaz, “Kangal’ın bir köyünde şehit cenazesine katıldım. Baba şunu söyledi; ‘Köy 300 kişi ama 5 bin kişiyle şehidimizin cenazesini kaldırdık. Hiçbirisini tanımam bilmem. Bunlar nereden geldiler’ dedi. Dedim ki, işte millet olmak böyle bir şey. Tanımanıza gerek yok. O milletin bireyleri düşünüyor ki ben bu bayrağın altında özgürce yaşayayım diye bir insanın yapabileceği en büyük fedakarlığı yapıyor, hayatını veriyor. Diğerleri de diyor ki; ‘Bu yaptığı büyük bir değer, benim bunu takdir etmem gerekir’ diyor katılıyor. Bu değerler eğitimi değil midir? 15 Temmuz’u yaşadık. Herkes dışarıda çıktı ve 250 şehidimiz var 2 binin üzerinde yaralımız var. Bunlar değerler eğitimi olmadan sokağa çıkılır mı? Bugün Sinop Boyabat’ta olan bir olay, bir öğrencimiz çanta içinde 15 bin lira buluyor. Götürüyor belediyeye veriyor ailesine teslim ediyor. Bu değerler eğitimi değil midir? Sokakta iki öğrenci altın buldular götürüp belediyeye verdiler. Bu değerler eğitimi değil midir? Yağmur yağıyor İstiklal Marşı okunuyor çocuk kapıya gelmiş iki adım atsa içeri girecek ama çakılı kalıyor yağmurun altında ne diyor, ‘şehitlere ihanet etmiş sayardım kendimi İstiklal Marşı çalınırken girseydim’ diyor. Hiç şüpheniz olmasın değerler eğitimi veriliyor” açıklamasında bulundu.

Konuşması esnasında Bakan Yılmaz gözyaşlarına hakim olamadı.

“ÖĞRETMENLİK PEYGAMBER MESLEĞİDİR. ELİ ÖPÜLECEKTİR AMA TUTACAKSINIZ SİZ ÖĞRETMENİNİZİ ÖLDÜRECEKSİNİZ”

Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bir tanesi gördünüz mü, ‘bana bir harf öğretenin kölesi olurum’ diyeceğiz bizim kültürümüz de var. Öğretmen peygamber mesleğidir. Eli öpülecektir ama tutacaksınız siz öğretmeninizi öldüreceksiniz. Bu hangi kitap yazıldı, hangi eğitimde verildi, hangi öğretmen söyledi. Bir hastalıklı ruh var. Bu doğru bir şey değil.”

Değerler eğitiminin temelinde insafın olduğuna dikkat çeken Bakan Yılmaz, “Önce hakkı teslim etmeye yönelik bir duyguyu kazansın. Daha sonra ilim, bilgi olacak bilecek ki hakkı yerine getirebilsin daha sonra İslam gelir. Önce insaf, sonra ilim, sonra İslam gelir” dedi.

Öğretmenlerin özlük haklarında iyileştirme yaptıklarını anlatan Yılmaz, “Hem de dolar bazında iki katından daha fazla yaptık. Öğretmenliğin bir bedeli yoktur. Ne verirsen hak eder. En büyük şerefi itibardır. En son OECD’nin yeni bir raporu yayınlandı. OECD ülkeleri arasında 15 yaş üstü olanlara sormuşlar, ‘Kim öğretmen olmak ister’ diye. Her 100 kişiden 25’i Türkiye’de öğretmen olurum diyorlar ve OECD ülkeleri içerisinde birinci. Biz de sağolsun YÖK Başkanımızın katkısıyla öğretmen niteliğini arttırmak istiyoruz. Tıp için baraj koydu, hukuk için baraj koydu. Eskiden 700-800 bininci sıradaki kişi eğitim fakültesine girebilirdi. Geçen yıl bir baraj getirdi 240 bini aşanlar ancak eğitim fakültesini tercih edebilir dedi. Önümüzdeki süreçte inşallah bunu da daha iyi hale getireceğiz” şeklinde konuştu.

“2016 YILINDA TÜRKİYE’DE EĞİTİME MİLLİ GELİRDEN AYRILAN PAY 6.2”

Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sabır, saygı, sevgi olacak, vatanını sevecek, yardımsever olacak, sorumluluk sahibi olacak. Bunlar bizim yeni müfredatta öğretmek istediğimiz evlatlarımıza vermek istediğimiz hususlar. Bugün açıklandı, Kalkınma Bakanlığı Türkiye İstatistik Kurumu tarafından, Türkiye’nin milli gelirinden eğitime ne kadar miktar harcadığı bugün açıklandı en son rakam. 2016 yılında Türkiye’de eğitime milli gelirden ayrılan pay 6.2, geçen sene 5.8’i kullanıyorduk. Şimdi 6.2. Ben 6.2’nin üzerinde de olduğunu söylüyorum. OECD ortalaması 5.2. 80’lerde ne kadar ayırıyorduk 1.2. Biz 80’lerde eğitime 1.2 ayırırken Almanya 4.8 ayırıyordu. 90’larda 2.2 ayrılıyordu yine Almanya 4.8 ayırıyordu. Biz geçmişte Avrupa’nın ayırdığının yarısı kadar ayırırken şimdi Avrupa’dan çok daha fazla kaynak ayırıyoruz.”

“ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI 28’DEN 17’YE İNDİRDİK”

282 binin üzerinde derslik yaptıklarını söyleyen Yılmaz, “Biz gelmeden önce derslik başına düşen öğrenci sayısı 36 idi, şimdi 26’ya düştü. 58 bin derslik ihtiyacımız var. 45 bin dersliği yapıyoruz. Devlet millet işbirliğiyle inşallah tüm Türkiye’de ikili eğitimi kaldıracağız. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 28’den 17’ye indirdik. İnşallah önümüzdeki dönemde ilkokul, meslek okulları dahil hepsini FATİH Projesiyle buluşturacağız. Okul öncesi eğitim oranı yüzde 3’tü şimdi 53’e çıktı. Son 2 yılda 265 binin üzerindeki evladımızı okul öncesi eğitime kavuşturduk. Şu kesin bilimsel araştırmalarla ispatlanmış, okul öncesi eğitim alan çocuklar almayanlara göre başarılı" dedi.

Konuşmaların ardından okulun açılış kurdelesini Bakan Yılmaz, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) Genel Başkanı Recai Kutan birlikte kesti.