Türkiye - Gündem 18.03.2018 11:32 Güncelleme: 18.03.2018 17:30

Afrin Şehir Merkezi Tamamen Kontrol Altına Alındı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin şehir merkezinin 08.30 itibarıyla tamamen kontrol altına alındığını söyledi.
Afrin Şehir Merkezi Tamamen Kontrol Altına Alındı

umhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, "Bir müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Afrin şehir merkezi Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin desteğindeki Özgür Suriye Ordusu mensupları tarafından bu sabah 08.30 itibarıyla tamamen kontrol altına alınmıştır." diyerek şöyle konuştu:

"Teröristlerin çoğu zaten kuyruklarını kıstırıp kaçmışlardır. Kalan kılıç artıklarını ve geride bıraktıkları tuzakları da özel birliklerimiz ve Özgür Suriye Ordusu mensupları temizliyorlar. Afrin şehir merkezinde artık terör örgütünün paçavraları değil, huzurun ve güvenin sembolleri dalgalanıyor. Şu anda orada Türk bayrağı dalgalanıyor, Özgür Suriye Ordusu'nun bayrağı dalgalanıyor. Bizlere bugünleri gösteren Rabbimize hamdediyorum, kahraman Mehmetçiklerimize şükranlarımı sunuyorum. Ülkelerinin hürriyeti ve aydınlık geleceği için canla başla mücadele eden Özgür Suriye Ordusu mensuplarına şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Afrin operasyonumuzu en başından beri yürekten destekleyen milletimize şükranlarımı sunuyorum. Kendilerini teröristlerin zulmünden kurtaran askerimizi sevinç gözyaşları içinde karşılayarak, bize kucak açan Suriyeli kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum. Bu operasyonla Türkiye bir kez daha Hakk'ın, haklının, mazlumun yanında olduğunu tüm dünyaya göstermiştir."

Daha önce Cerablus'ta, Rai'de, El Bab'ta, Azez'de ne yapıldıysa, Afrin'de ve çevresindeki yerleşim yerlerinde de aynısının yapılacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: 

"140 bin kişi Cerablus'a döndü. Şimdi de Afrinli kardeşlerimiz Afrin'e dönecekler. Teröristlerin izlerini silerken aynı zamanda altyapısından üstyapısına bölgeyi yaşanabilir hale getirecek tüm adımları atacağız. Halen ülkemizde veya diğer yerlerde yaşayan bölge halkının en kısa sürede yurtlarına, evlerine kavuşmaları için gereken her türlü adımı atacağız. Türkiye'nin ve milletimizin, Suriye'nin ve Suriyelilerin bu ortak zaferi, terör örgütlerini aramıza bir hançer gibi sokmaya, bin yıllık kardeşliğimizi zehirlemeye çalışanlara verilmiş en güzel cevaptır. Bu zaferin bir kez daha hem ülkemize hem de Afrin bölgesindeki kardeşlerimize hayırlı olmasını Allah'tan diyorum."

Afrin şehir merkezinde artık terör örgütünün paçavralarının değil, huzurun ve güvenin sembollerinin dalgalandığını kaydeden Erdoğan, "Şu anda orada Türk bayrağı dalgalanıyor, Özgür Suriye Ordusu'nun bayrağı dalgalanıyor." şeklinde konuştu. 

Erdoğan, "Türk milleti olarak dün Çanakkale'de hangi heyecan azim ve inançla mücadele etmişsek, bugün de sınırlarımız içinde ve dışında aynı şekilde bir mücadeleyi yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin ile ilgili olarak şunları kaydetti:

"Teröristlerin izlerini silerken aynı zamanda alt yapısından üst yapısına bölgeyi yaşanabilir hale getirecek tüm adımları atacağız. Halen ülkemizde veya diğer yerlerde yaşayan bölge halkının en kısa sürede yurtlarına, evlerine kavuşmaları için gereken her türlü adımı atacağız."

"Terör koridoru zinciri şimdilik 4 noktadan kırıldı"

Erdoğan, Türk milleti olarak dün Çanakkale'de hangi heyecan, azim ve inançla mücadele edilmişse, bugün de sınırların içinde ve dışında aynı şekilde bir mücadele yürütüldüğünü vurguladı. 

Konuşmasında, Yahya Kemal Beyatlı'nın "Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu, budur ya Rabbi / Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın / Galib et; çünkü bu son ordusudur İslam'ın" dizelerini okuyarak devam eden Erdoğan, ecdadın Çanakkale'nin, burada yürütülen mücadelenin ne anlama geldiğini çok iyi bildiğini, bunun adeta varını, yoğunu ortaya koyarak Çanakkale'yi geçilmez hale getirdiğini anlattı. 

Erdoğan, "Bugün biz de terör örgütleriyle ve arkalarındaki güçlerle sınırlarımızın içinde ve dışında, bu verilen mücadelenin anlamını çok iyi biliyoruz. Türkiye'ye yönelik terör dalgası, bir asır sonra Çanakkale saldırısının yeniden horlatılma çabasından başka bir şey değildir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale'de dönemin en güçlü ordularıyla saldırıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:

"Ne oldu, bütün bunlara rağmen 'İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür / İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür.' Ne diyor Akif İstiklal Marşı'mızda 'Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın / Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın / Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın / Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.' İşte Çanakkale böyle geçilmez oldu. Şimdi o kadar cesaretleri olmadığı için özel olarak eğitip donattıkları dünyanın en alçak, en eli kanlı, en zalim terör örgütleriyle üzerimize geliyorlar. PKK'dan FETÖ'ya, DEAŞ'tan PYD'ye tüm örgütler işte bu amaçla kullanılmakta. Sandılar ki bu milletin Çanakkale'deki cesareti geride kaldı. Sandılar ki bu milletin Çanakkale'deki azli artık kalmadı. Sandılar ki bu milletin inancı o günkü kadar kavi değil ama attıkları her adımda yanıldıklarını gördüler. 2015 yılında çukur eylemleriyle milli birliğimizi ve vatanımızın bütünlüğünü hedef aldılar. Teröristleri de bu niyetlerin gerisindeki güçleri de açılan o çukurlara gömdük, saldırıyı bertaraf ettik. Ardından 15 Temmuz darbe girişimini başlattılar. Ellerindeki en modern silahlara güvenerek çıktıkları sokaklardan, milletimizin o iman dolu göğsüne çarpınca darmadağın olarak ricat ettiler, geri döndüler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 15 Temmuz'da yüreğindeki imanın da cesaretin de sapasağlam ayakta olduğunu cümle aleme gösterdiğini ifade ederek, "Baktılar ki içeriden olmuyor, bu defa sınırlarımız dışından ülkemizi kuşatmaya kalktılar. Suriye sınırımız boyunca, 911 kilometre bu girişimi de önce Fırat Kalkanı, sonra Zeytin Dalı harekatlarıyla yerle bir ettik, ediyoruz. Hamdolsun terör koridoru zinciri şimdilik 4 noktadan kırıldı. Zincirin kalan halkalarını da en kısa sürede tane tane kıracak ve bu oyunu tamamen bozacağız." dedi. 

Dün Çanakkale'de nasıl destan yazıldıysa bugün de El Bab'ta, Afrin'de terörle mücadele operasyonu yürütülen her yerde çok büyük başarılara imza atıldığını vurgulayan Erdoğan, "Dün Çanakkale'yi geçeceklerinden emin bir şekilde yola çıkıp kapımıza dayananlar, bugün de planlarının başarıya ulaşacağından şüphe duymayarak sınırlarımıza geldiler." değerlendirmesinde bulundu. 

Erdoğan, dün Çanakkale'de olanların bugün Türkiye'nin sınırlarında yaşandığına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Görkemli zırhlılarıyla dünyanın dört bir yanından toplayıp getirdikleri askerleriyle erken zafer kutlayanları Çanakkale'de nasıl hüsrana uğrattıysak, sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturduklarını sananları da öyle şaşkına çevirdik. Birilerinin güçlerine, paralarına, silahlarına, hilelerine güvenerek çıktıkları yol Mehmetçiğimizin cesaretinin önünde sona erdi. Dağ, tepe demeden, her köşesi beton tünellerle, duvarlarla, iyi gizlenmiş nice tuzaklarla donattıkları Afrin'i, işte bugün 58. gününe giren operasyonumuz ile tamamen ele geçirdik. Şimdi bayrağımız orada dalgalanıyor. Özgür Suriye Ordusu'nun bayrağı orada dalgalanıyor ve tek bir sivilin burnunun kanamasına yol açacak en küçük bir adımımız olmamıştır. Çünkü biz işgale gitmedik biz sadece terör gruplarının yok edilmesine ve barışı gittik. İnsanlara zulmetmeye değil, oradaki kardeşlerimizi terör örgütünün zulmünden kurtarmaya gittik. Allah şanlı ordumuza, kahraman Mehmetçiklerimize güç, kuvvet versin. Bu mücadelede en büyük ilham kaynağımız hiç şüphesiz Çanakkale Zaferi'dir. Çanakkale'de öyle hikayeler, öyle fotoğraflar, öyle ismi bilinen bilinmeyen kahramanlar var ki bunları görüp de duygulanmamak mümkün değildir. Açık konuşmak gerekirse bu büyük savaşın ve zaferin birkaç şiir, birkaç roman birkaç belgesel dışında hala hakkıyla anlatılamadığını düşünüyorum. Biz maalesef tarih yapmakta çok mahir ama onu yazmakta aynı derecede başarılı olmayan bir milletiz. Gerçi Çanakkale anlatılamayacak ancak yaşanılabilecek bir savaştı. Buna rağmen Çanakkaleyi yeni nesillere mümkün olan en ideal şekilde aktarmak için daha çok çalışmamız gerektiğine inanıyorum." 

"Çanakkale bir seferberlik savaşıdır"

Çanakkale'nin bir seferberlik savaşı olduğunu dile getiren Erdoğan, ülkede eli silah tutan herkesin savaşa katıldığını, pek çok lisenin savaş döneminde mezun vermediğini, özellikle son sınıf öğrencilerinin tamamının Çanakkale'ye gittiğini ve genellikle de geri dönemediğini söyledi. 

Tıp, hukuk ve edebiyat fakültelerinin, öğrencilerinin hepsi savaşa gittiği için öğrencisizlikten kapanma noktasına geldiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Özellikle hekim ihtiyacı sebebiyle tıp fakültesi öğrencileri adeta zorla cepheden okullarına geri gönderilmişlerdir. Çanakkale'yi sadece rakamlarla yani 'Şu kadar subay, şu kadar asker şehit oldu.' diye anlatmak işin ruhunu ifade etmekte yetersiz kalır. Bu yarımadada rütbeleri küçük olduğu halde yaptıkları büyük işlerle her biri birer abide olan nice isim var. Bu kahramanlardan kimi gözlerini kırpmadan düşman kurşunlarının üzerine atılıyordu, kimi düşmanın karadaki askerlerini çiğnemekle yetinmeyip denizdeki zırhlıların üzerine yürümeye kalkıyordu. Kimi dünya şampiyonu haltercilerin bile kaldıramayacağı ağırlıktaki top güllelerini yerlerine yerleştirip tek atışta koca gemileri batırıyordu. Kimi yaralarına aldırmadan ısrarla savaşa devam ediyordu. Velhasıl insanın aklı alamayacağı her türlü fedakarlığı yapıyorlardı. Son nefeslerini gülerek veriyorlardı. Onlarda ağlamak yoktu, onlarda sadece evet ölüme gülerek gitmek vardı. Kelime-i Şehadet'ten önceki son sözleriyse sadece 'Vatan sağ olsun.' oluyordu. 

Onlar 65 yaşında yüzbaşı rütbesiyle gençlere taş çıkartan, bütün o işlere imza atan Hacı Ramazan Ağa idiler. Savaş gemilerinden güllelere meydan okuyan Muharrem Başçavuş, imkanları sınırlı olduğu için düşman siperlerini basıp ellerindeki makineli tüfeği sırtlanıp gelen Mustafa Çavuştu. Onlar kınalı saçını soran komutanına 'Ben Rabbime adanmış İsmail doğmuşum.' mesajını şehadetinin ardından ulaştıran Yozgatlı Kınalı Hasandılar. Düşmana yakalandığında bile cesaretini ve neşesini elden bırakmayıp, 'Size hediyem var' diyerek askerlerimize kucak dolusu erzak getiren Saka Hüseyindiler. Cepheye geri dönmek için komutanına 'Sağ kolumu kaybettim ama zararı yok sol kolum var.' diyerek mektup yazan Onbaşı Mehmet Çavuştular. Onlar tek atışta dürbününü vurduğu denizaltıyı su üstüne çıkmak zorunda bırakıp teslim alan Müstecip Onbaşıydılar. Bölüğündeki tüm subayların şehit olması üzerine komutayı ele alıp başarılı bir hücumla düşmanı durduran Kırşehirli Mehmet Çavuştular. Velhasıl tüfeği çalışmayınca düşmana taşla saldıran Bigalı Mehmet Çavuştular. Bütün bunlarla beraber işte 103. yılda yine Çanakkale Zaferi'ni kutluyoruz. Rabbim şimdi Afrin, daha önce Fırat Kalkanı nice zaferlerle milletimizi inşallah şereflendirsin diyorum. Çanakkale Zaferi bunlar gibi daha nice kahramanlık hikayeleri sayesinde elde edilmiştir."

"Mehmetçik nice kahramanlık hikayeleri yazdı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmetçiğin Afrin'de, El Bab'ta, Kuzey Irak'ta ve Türkiye'nin geçit vermez dağlarında nice kahramanlık hikayeleri yazdığını anlattı.

"Biz bir şeye inandık. Bizim milletimiz, gençliğimiz, şehadete yürüdü. 15 Temmuz'da şehadete yürüdü. İşte şurada görüyorum, birileri var. O birileri şehadeti bir nesle miras olarak bıraktı." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

" 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda/Canı, cananı bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda'. 'Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber/Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber' Peygambere komşu olmak isteyenler işte bu yolda şehadete yürüyorlar. Bu ülkeyi ecdadımız kanlarıyla yoğurarak vatan haline getirmişti. Şimdi de millet olarak yine topraklarımızı kanlarımızla yoğurarak vatanımıza sahip çıkıyoruz. Vatansızlığın, devletsizliğin, ezansızlığın, bayraksızlığın ne demek olduğunu dünyadaki pek çok örneğinde görüyoruz. Rahmetli Arif Nihat Asya'nın dediği gibi 'Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız/Ve vatansız bırakma Allah'ım/Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah'ım." 

"Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te ne olduğunu gördünüz" 

Rabia işareti yapan Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. 81 milyon tek milletiz ve bayrağımıza eş bir bayrak asla düşünmüyoruz." dedi.

"Kim ki bayrağımıza alternatif düşünmeye kalkarsa, kalkanların Cudi'de ne olduğunu gördünüz, Gabar'da ne olduğunu gördünüz, Tendürek'te ne olduğunu gördünüz." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne dedik? İnlerine gireriz." dedi.

Erdoğan, " 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır.' Tek vatan; 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Vatanımızı bölemeyecekler. Böldürmedik ve ne oldu? Suriye'ye kaçtılar. Kandil'e kaçtılar. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Tek devlet; Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devletimiz söz konusu değil ve devletimize de sahip çıkacağız." diye konuştu.

Tarihin değerli dersler sunduğunu, o dersleri almayı bilmek gerektiğini dile getiren Erdoğan, gençlere, Malazgirt'i bilmeden Osmanlı'nın kuruluşunun kavranamayacağını, Ankara Savaşı'nı bilmeden İstanbul'un fethinin sırrının anlaşılamayacağını, Karlofça Antlaşması'nı öğrenmeden Sultan Abdülhamid'in siyasetinin çözülemeyeceğini söyledi. 

"Zafer, göz yummadan koşana gider"

"Çanakkale'nin mesajını ruhumuza sindirmeden bugün verdiğimiz mücadeleyi doğru şekilde ifade edemeyiz." diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: 

"Birileri sanki Çanakkale sadece bir hamasetten ibaretmiş gibi ısrarla bu büyük destanı gözden ırak tutmaya çalışıyor. Halbuki Çanakkale, her iki taraftan yarım milyonu aşkın insanın canını, hayalini, geleceğini bıraktığı benzersiz bir coğrafyadır. Burada sadece kurşunlar havada birbirine girmedi. Aynı zamanda hayaller vuruştu. İki farklı zihniyet çarpıştı. Allah'ın izniyle Çanakkale'de o gün biz galip geldik. Bugün de zafer bizimdir. Şu anda kendi topraklarımız yanında Suriye'de, Irak'ta, bölgemizde ve tüm dünyada verdiğimiz mücadele siz gençlerimize ve sizden sonra geleceklere daha büyük, daha güçlü bir Türkiye inşasına ilham kaynağı olacaktır. Biz, ecdadın mirasını yaşatmaya ve yükseltmeye çalışıyoruz. Gençlerimiz de inşallah bizim onlara bırakacağımız mirası daha ileriye taşımanın çabası içinde olacaktır. Ne diyor şair, 'Yaşamaz ölümü göze almayan/Zafer, göz yummadan koşana gider/Bayrağa kanının alı çalmayan/Gözyaşı boşana boşana gider/Kazanmak istersen sen de zaferi/Gürleyen sesinle doldur gökleri/Zafer dedikleri kahraman peri/Susandan kaçar da coşana gider/Bu yolda herkes bir ey delikanlı/Diriler şerefli ölüler şanlı/Yurt için dövüşen başı dumanlı/Her zaman bu şandan, o şana gider.' Evet, bu öyle bir yoldur ki dirileri şereflidir, ölüleri şanlıdır.

Türk Milleti olarak şerefimizle, şanımızla yürüttüğümüz istiklal ve istikbal davasının bayrağını nasıl ki Çanakkale'de Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, liderliğinde tarihe kaydettiysek inşallah Afrin'de de yeni bir tarih oluşturuyoruz."

"Çanakkale bizim ilham kaynağımız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale mücadelesini "eşsiz bir destan" olarak nitelendirerek şunları kaydetti: 

"Bir asır önce Çanakkale'de gerçekleşen istiklal mücadelesi eşsiz bir destandır. Çanakkale tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin, asırlık uykusundan uyandığı, küllerinden yeniden doğduğu, birlik ve beraberlik ruhunu abideleştirdiği bir topraktır. Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı'mıza verdiği cesaretle Osmanlı'nın içinden yeni bir filizin boy vermesine, Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşuna vesile olmuştur. Dikkat edin, cumhuriyet ilk bir devlet değildir, bizim Selçuklu'muz vardır, bizim Osmanlı'mız vardır ve ardından cumhuriyetimiz vardır. Biz buraya nereden geldik biliyor musunuz? 18 milyon kilometrekarelik bir devlettik biz, Osmanlı'da. Küçüldük, küçüldük, küçüldük, daha 1900'lü yıllarda 5 milyon kilometrekareydik. Şimdi 780 bin kilometrekareye düştük. Buradan asla böldürmeyeceğiz, kaptırmayacağız. Yok PKK'ymış, yok paralel devletmiş, yok şuymuş, yok buymuş... Onlara 'İnlerine gireceğiz.' dedik, Cudi'de girdik, Gabar'da girdik, Bestler Dereler'de girdik. Kaçacak delik aradılar, Suriye'ye kaçtılar, gene kovaladık. Geldiğimiz nokta ortada. Bu sabah itibarıyla 3 bin 603 teröristi etkisiz hale getirdik."

Çanakkale'nin iftihar vesilesi olmanın yanı sıra ilham ve güç kaynağı olduğunu belirten Erdoğan, "Kuşkusuz her vatan evladının ecdadımızın burada ortaya koyduğu mücadeleden çıkaracağı çok büyük dersler vardır. Çanakkale yokluklar, zorluklar karşısında yılmamak; gördüğü onca vahşete rağmen insanlıktan, adaletten vazgeçmemek demektir. Çanakkale, Türk millet olarak vatanımıza, hürriyetimize bizi biz kılan mukaddes değerlere bağlılığımızın da timsalidir." dedi.

Geçmişte bu topraklarda verilen istiklal mücadelesi kavranmadan ülkenin yeni istikbal mücadelesinin de anlaşılamayacağını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Türk milleti 'Ya istiklal ya ölüm' kararını vererek, sadece şanlı bir zafere değil, aynı zamanda geleceğine, istikbaline koşmuştur. Her fırsatta, gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızın Çanakkale'ye bizzat gelmesini, bu mübarek mekanları ziyaret etmesini istiyorum. Çanakkale başka... Çanakkale bizim ilham kaynağımız, Çanakkale bizim istikamet kaynağımız. Her kardeşimizin burada şehitlerimizin adlarına, yaşlarına, şehir ve ülkelerine bakarak kazandığımız zaferin gerçek manasını idrak etmelerini istiyorum. Mehmet Akif'in iradesiyle ve ifadesiyle 'Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer', 10 binlerce kilometre öteden buraya bir gaye için gelmişlerse, gönül coğrafyamızın farklı köşelerinden kardeşlerimiz de Çanakkale'ye bir hedef için koştular. Analar, ciğerparelerini kına yakarak Çanakkale'ye bir gayeyle gönderdiler. Ne dediler, 'Git oğlum git, ya gazi ol ya şehit.' Şu analara bak... Sizlerle iftihar ediyoruz. Bu milletin anaları iftihar edilecek annelerdir. Burada göğsünü dönemin en ileri silahlarına siper eden Mehmetçikler bunu bir ideal, bir sevda uğuruna yaptılar. Onlar bu toprakların bağımsız olmasını arzuluyordu. Onlar bu milletin güven, huzur, refah, barış içinde yaşamasını arzu ediyorlardı. Onlar mazlum ve mağdurların sığınağı olan bu ülkenin güçlü ve müreffeh olmasını istiyorlardı. Türkiye'nin büyük düşünmesini, büyük bir ülke olmasını, tarihine, şanına, medeniyetine ve omuzlarına taşıdığı ağır sorumluluğa yaraşır bir devlet olmasını istiyorlardı. Allah'a hamdolsun şehitlerimiz gözü arkada kalmadı."

"Türkiye'yi hak ettiği seviyelere taşımanın mücadelesini veriyoruz"

Çanakkale'den aldıkları cesaretle, ilhamla Türkiye'yi hak ettiği seviyelere taşımanın mücadelesini verdiklerini dile getiren Erdoğan, son 15 senede Türkiye'yi 3,5 kat büyüterek, 282 bin yeni derslik yaparak, ülkenin bölünmüş yol uzunluğunu 26 bin 100 kilometreye çıkararak şehitlerin emanetine sahip çıktıklarını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatın 36 milyar dolardan, 160 milyar dolara çıktığını anlatarak, "Milli gelirimizi 3 bin 400 dolardan 11 bin dolara çıkararak Türkiye'yi dünyanın ilk 20 ülkesi arasına taşıdık. Ulaşımda, sağlıkta, eğitimde, savunma sanayinde bugün 15 yıl öncesiyle mukayese edilemeyecek kadar gelişmiş bir Türkiye var. Bugün milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan, her yıl dost ve kardeş ülkelerden binlerce öğrenciye burs veren, nerede bir mazlum, mağdur varsa yardımına koşan bir ülke var." diye konuştu. 

Bugün kendi silahını, tankını, topunu, helikopterini, insansız hava araçlarını yapan, üreten ve bunları ihraç eden bir Türkiye olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hasta adam deniliyordu. Evet, bize hasta diyenler şimdi hasta oldu. Hamdolsun daha iyi olacak. İşte burada bugün dev bir yatırımın hamdolsun fore kazıklarını çakıyoruz. Dünyada 17. satın alma paritesine göre 13. sırada yer alan bir Türkiye var. Biz bunlarla yetinmiyoruz. Ülkemizi hayalleriyle buluşturmak için, 2023, 2053 ve 2071 vizyonumuz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. İşte bugün bir taraftan şehitlerimizi minnetle anarken, aynı zamanda onların uğruna canlarını feda ettiği idealleri de gerçekleştiriyoruz. Dedelerimiz bundan 103 sene önce tüm imkansızlıklara rağmen tarihin akışını değiştiren, dünya tarihine altın harflerle nakşedilen büyük bir destan yazmışlardı."

"1915 Çanakkale Köprüsü, birçok açıdan rekorların köprüsüdür"

Marmaray, Yavuz Sultan Selim, Osmangazi köprüleri, Avrasya Tüneli, 1915 Çanakkale Köprüsü gibi projelerle tarihe damgalarını vurduklarını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçen yıl temelini attığımız, bugün de kule keson ilk beton dökümüyle, deniz dibi kazık çakımını yaptığımız 1915 Çanakkale Köprüsü, birçok açıdan rekorların köprüsüdür. Ben bunların detayına girmeyeceğim. Sayın Başbakanımız ve Ulaştırma Bakanımız zaten bunları anlattılar. Zaman kaybetmeden hemen inşallah şimdi adımı atalım. Bu önemli projeyi planlandığı şekilde hamdolsun hayata geçiren hükümetimize huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Mimarından mühendisine, bunu bildiğiniz gibi yap işlet devret anlayışıyla yapıyoruz. Burada cebimizden para çıkmayacak. Yapan, işleten ve ondan sonra devreden bir ekonomi anlayışıyla bu adımı atıyoruz. Artık emeği geçen ve geçecek olan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum.Sayın Başbakanımız, Sayın Binali Yıldırım başta olmak üzere, Ulaştırma Bakanımız ve ilgili diğer bakanlarımıza teşekkür ediyorum. Gayretlerinin devamını beklediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Bugün ayrıca bu tören vesilesiyle iki anlamlı eseri ayrıca hizmetimize sunan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Tabii bunun bitiş tarihi sözleşmeye göre 2023 sonuydu. Görüşmelerimizi yaptık, görüşmeler sonunda 18 ay erken bitirerek inşallah 18 Mart 2022'de köprüyü açacağız. Nasıl iyi mi? Bak şimdi bugün çırpınıyor deniz. Burada artık feribotlar da çalışmaz, zorluk var. Öyle mi? Ama asma köprümüz yapıldıktan sonra artık böyle bir şey kalmayacak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca restorasyonu, çevre tefrişatı, tanzimi tamamlanan Fatih Sultan Mehmet'in emaneti Kilitbahir Kalesi'nin, Türkiye'nin ilk kale müzesi olarak Türk turizmine kazandırıldığını aktardı. 

Bir diğer önemli eserin ise Osmanlı ve Selçuklu mimarisiyle 15 bin metrekare üzerine inşa edilen Alçıtepe Camisi olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türk Hava Yollarımız ve Opet firmasının desteğiyle, 7 ay gibi kısa sürede bitirilen bu cami hem bölgeyi ziyarete gelen misafirlerin hem de Çanakkaleli kardeşlerimin ibadet ihtiyacını karşılayacaktır. Kapalı, yarı kapalı ibadet alanları, avlusu, sosyal mekanları, eğitim alanları, kütüphanesi, abdest alma yerleri, gasilhanesi, mutfağı ve otoparkıyla adeta bir külliyeyi andıran bu eserin de hayırlı olmasını diliyorum. Allah hayır sahiplerinden razı olsun. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bir kez daha aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize şifalar diliyorum. Ülkemize kazandırdığı hizmetlerle şehitlerimizin emanetine sahip çıkan büyük ve güçlü Türkiye hedefi doğrultusunda çaba harcayan herkese şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Allah bize hep birlikte, 1915 Çanakkale Köprüsü'nü de açmayı nasip etsin diyorum."