Vakıf Katılım web
Güncel - Yaşam 20.03.2023 06:00

45 yıllık besicilik hayaline devlet desteği ile kavuştu

İstanbul'da yaşarken metropolün stresinden kaçmak için ailesiyle Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Akıncılar köyüne gelen İlker Yıldız, devlet desteği ile başladığı besicilik sayesinde özlemini duyduğu huzurlu bir yaşama kavuştu.
45 yıllık besicilik hayaline devlet desteği ile kavuştu

İstanbul'da sigorta şirketinde çalışan Yıldız, 4 yıl önce yoğun iş temposu ve stresten uzaklaşmak amacıyla Trakya'da besicilik yapacağı bir yer aramaya başladı.

Hayalini gerçekleştirebileceği araziyi Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Akıncılar köyünde bulan Yıldız, 2021 yılında eşi Sebahat ve 12 yaşındaki oğlu Ünal Kerem ile köye yerleşti.

Satın aldığı araziye imkanları çerçevesinde küçük bir prefabrik ev yaptıran Yıldız, daha sonra büyükbaş hayvan sahibi olmak için Vize İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne başvurdu.

Yıldız, Uzman Eller Projesi kapsamında 3 gebe inek alarak başladığı besicilikte büyükbaş sayısını 16'ya çıkardı. "Kızım ve oğlum" diye sevdiği hayvanları ile metropolün stresinden uzak, huzurlu ve keyifli yeni bir hayata başlayan Yıldız, gününün büyük bölümünü hayvancılıkla geçiriyor.

"Bu tezek kokusuyla bir kahve içebilmek için 45 sene bekledim"
Yıldız, köyde çok mutlu bir hayatının olduğunu söyledi.

Yıllardır İstanbul'dan uzaklaşmak için hayaller kurduğunu anlatan Yıldız, "İstanbul'dan Trakya'ya uzanan, kimsenin bilmediği bir hikayenin as oyuncusuyum ben. Bana göre hayat bir oyundan ibaret. Kimi çok güzel oynuyor, ayakta alkışlanıyor kiminin de perdesi yarım kalıyor. Bu benim hayalim. 45 sene bu hayalimi gerçekleştirmeyi bekledim." dedi.

Yıldız, Uzman Eller Projesi ile hayallerine kavuştuğunu vurgulayarak,, "Uzman Eller Projesi'nden 3 gebe inek aldım. Şu an 16 büyükbaş hayvanım var. Şimdi hedefim Trakya'nın en iyisi olmak. Bu tezek kokusuyla bir kahve içebilmek için 45 sene bekledim. Onun için yeniden dünyaya gelsem Allah şahit burayı isterim." diye konuştu.

Sabah uyandığında kahvaltı yapmadan hayvanlarına yem verdiğini anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

"Sabah kahvaltı yapmıyorum, direkt üstümü giyip ahıra giriyorum. Tek tek hepsini dolaşıyorum. Temizlik işlemlerinin ardından onlarla muhabbet ediyorum, yemlerini veriyorum, gerekli bakımlarını yapıyorum. Sonra kahvaltı ve çayımı içtikten sonra yeniden ahıra giriyorum. Bir gözüm hep burada olsun istiyorum. Bir yere gidince kendimi rahatsız hissediyorum. Hep aklım burada. Bu işi o kadar çok seviyorum ki geçen gün kapının önünden geçiyorum, oradan bir tezek kokusu geldi, dedim ki 'Allah'ım ya şu kokuyu benim kapımdan eksik etme', o kadar seviyorum bu tezek kokusunu. Şurada oturuyorum kahve içiyorum, o kadar keyif alıyorum ki, o kadar mutlu oluyorum, evimde bu kadar mutlu olmuyorum. 45 sene bekledim bu hayali, belki de onun mutluluğu da var. İnşallah Allah'ın da izniyle yoluma çok hızlı bir şekilde devam ediyorum."

İstanbul'da hayatın her geçen gün zorlaştığını anlatan Yıldız, "Ben doğma büyüme İstanbulluyum. Hayatım neredeyse orada geçti. Şartlar İstanbul'da zorlaştı, hiçbir şey kolay değil. Dünyaya yeniden gelsem direkt köy derim vallahi. Bunu hiç tereddütsüz söylerim." dedi.