"Nev'i şahsına münhasır" Sportoto Süper Ligimiz'de, Avrupa Şampiyonası EURO 2020 Grup elemeleri maçlarımız nedeniyle bir haftalık Milli Maç arası vardı.
Ligdeki takımlarımızdaki milli oyuncular, Milli Maçları nedeniyle ülkelerindeydiler. Milli arayı fırsat bilen takımlarımız bu aradan yararlanarak hazırlık karşılaşmaları yaptılar. Kısacası Milli Maçlar arası olan bir haftayı geride bıraktık.
Bu hafta milli karşılaşmalarımızda neler yaptık şöyle kısaca anımsayalım.
Geçtiğimiz hafta cumartesi akşamı tıklım tıklım dolu İstanbul Beşiktaş Arena’da grubumuzun zayıf halkası olarak gördüğümüz, dört maç sonunda sıfır puanla grubun sonunda yer alan Andorra ile karşılaştık. Kaşılaşmayı izleyenler o gece son dakikalara kadar nasıl bir sıkıntı yaşadıklarını asla unutmamışlardır. Neredeyse başabaş bir mücadele ve var gücüyle direnen, zaman zaman da kalemizde az da olsa tehlikeler yaşatan bir Andorra vardı sahada. Karşılaşmanın son dakikalarına kadar direnip pes etmeyen bir Andorra vardı karşımızda ama, Ozan’ın attığı kafa gölüyle sahadan 1-0 galip ayrılabildiğimiz bir gece yaşadık. Gençlerden oluşan takımımız oldukça başarısız bir oyun sergiledi. Bazı oyuncularımız gününde değildi, teknik direktörümüz fazla güvenden kaynaklanan bir takım kadrosuyla sahaya çıktı ama, evdeki hesap çarşıya uymadı, beklediğimize zor ulaşabildik. Bana göre daha iyi bir kadro oluşturulabilirdi.
Grubumuzun bu haftaki ikinci karşılaşması yine zayıf takımlardan biri olan üç puanla sondan ikinci sıradaki Moldava ile salı gecesi deplasmanda karşılaştık. Şenol Güneş bu kez daha etkin ve dikine oynamayı sevan oyunculardan kurulu bir takım kurgusu ile sahaya çıktı. Andorra karşısındaki takımdan beş değişiklik vardı. Daha hızlı, ayağa pas yapan sürekli dikine oynamayı seven bir takım vardı sahada. Ve işi bir an önce bitirme arzusuyla azıcık saha avantajını kullanmaya çalışan Moldava’ya nefes aldırmadılar.
Andorra karşılaşmasında etkisiz olan gençler bu kez farklı bir görüntüdeydi ve güzel oyununu iki golle süsledi. Sağ kanadın dikine oynayan süratli oyuncularından Deniz Türüç oyunu hızla rakip sahaya taşıyınca yan pas yerine, sürekli hücum düşünen bir oyun oynandı. Maç ikinci devrenin yarılarında 3-0 oldu. Sonlara doğru Yusuf Yazıcı’nın oyuna girmesiyle hücum hattımız iyice öne çıktı ve etkili ve iyi oyununu golle sonlandırdı. Bu golle durum 4-0 olunca, geceyi, deplasmanda zaferle ve göze hoş gelen, ilerisi için oldukça umutveren bir oyunla kapadık. Sıralamada, averajla lider Fransa ile yer değiştirdik, ilk iki için iddialı olan İzlanda, Arnavutluk’a deplasmanda 4-2 mağlup olunca gruptaki son görünüm; 15’er puanlı Türkiye birinci, Fransa ikinci, 12 puanlı İzlanda ise üçüncü şeklinde oluştu. Şimdi 11-14 Ekim’de oynanacak gruptaki diğer maçlarımızı bekleyeceğiz.
Andorra karşılaşmasında yaşadıklarımızdan ders almış gibiydik. Yepyeni bir anlayış, daha etkili oynayabilen bir takım kurgusu ile Moldava karşılaşmasında rakibi olması gerektiği gibi önemseyince grup liderliği yolunda iyi bir sonucu elde edebildik.
Bu genç ekip bizi beklentilerimize taşıyacak görüntüdeydi. İlk karşılaşmadaki kadroda beş değişiklik yaparak daha doğru bir takım sahaya süren Şenol Güneş’i de kutlamak gerek.
Geçtiğimiz hafta söyle yazmıştım ve o düşüncem asla değişmedi, değişmeyecek de;
“Yıllardır kapısından döndüğümüz Avrupa ve Dünya Kupaları konusunda bu kez mutlaka yüzümüzü güldürecek bir şeyler yapmamızın zamanı geldi de geçiyor. Birçok hayal kırıklığı yaşadık. Umut bağladığımız teknik adamları değiştirdik ve sonunda bize hep hüsran kaldı. Şimdi yeni bir jenerasyon yakaladık ve deneyimli yıldızlarımızla harmanlanan, oldukça genç ve ümitveren bir Milli Takımımız, ülkemize ilk ulusal başarıyı kazandıran bir Teknik Direktörümüz var”.
“Ben şahsen, Şenol Güneş’e ve oluşturduğu Milli Takımımız’a güveniyorum. Yüzümüzü güldüreceklerdir.”