CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ordu'da; Muhtarlar, STK Temsilcileri ve Kanaat Önderleri Buluşması'nda konuştu. Fındık üreticilerinin sorunlarına değinen Kılıçdaroğlu, “Fındık ve bal deyince aklımıza Ordu geliyor. Az önce fındık bahçesine gittiğimde orda bir üretici anlattı. 150 milyarlık bir sektöre fındık satıyoruz. 150 milyar dolarlık bir sektörden biz fındık üreticileri olarak ne kadar kazanıyoruz? 1.5-2 milyar dolar. Biz fındık üretiminde dünyada birinci sıradayken neden ve hangi gerekçelerle biz neredeyse fındık bahçelerini terk eder noktaya geldik? Biz nasıl oluyor da şimdi fındık bahçelerimizi uluslararası tekellere teslim eder noktaya geldik, kim yaptı bunu? Sorumlusu siyaset kurumu. Devletin destek vermesi lazım. Fındık çevreyi de kirletmiyor. Allah'ın verdiği bir nimet. Nasıl oluyor da fındık üreticisi perişan halde? Sorumlusu siyaset kurumudur. Siz dünyada bir numaraysanız fiyatı belirlersiniz bütün dünya buna uyar ama siz dünyada bir numara olduğunuz halde başkaları fiyat belirliyorsa orada sorunumuz var demektir” dedi.
Milletin sırtına yıkıyorlar
“Asıl sorunumuz memleketin yönetimi. Türkiye düşündüğünüzden zengin bir ülke” diyen Kılıçdaroğlu, “2018'de yeni bir sisteme geçtik. Bu sistem kimin için çalışıyor? Kimlere çalışıyor? Bunun sorgulanması lazım. 84 milyon insan hep beraber bir avuç insana çalışıyoruz. Milyar dolarlık ihale yapıyorsunuz. Çağırıyorsunuz dostunuzu, partinize yardım edeni 'Sana bu ihaleyi verdim' diyorsun. Adrese teslim iş yapıyorsun. Adam 'param yok' diyor. 'Git dışardan borç al ben garanti olacağım' diyor. Bir de dolar ve euro bazında gelir garantisi veriyorsun. ABD'deki enflasyonu da bu milletin sırtına yıkıyorlar. İktidar değişir birisi gelir bizden hesap sorar diye yetkili mahkemeleri İngiliz mahkemeleri yapıyorlar. Bunların hepsi sözleşmelerde var. Söz veriyorum bu haksızlığı ve adaletsizliği ben çözmezsem, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin burnundan fitil fitil getirmezsem ben niye siyaset yapıyorum getireceğim” ifadelerini kullandı.
Siz karar vereceksiniz!
Vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, “Helal, haram ona kararı siz vereceksiniz. Bu soyguna beraber dur diyeceğiz. Her biriniz yarın sandığa gidip oy kullanacaksınız. Bu haksızlık devam etsin diyorsanız iktidar sahiplerine oy vermeye devam edin. Bu haksızlıktır, adaletsizliğe dik ve onurlu durması gerekiyor diyorsanız tek yol var bize katılacaksınız. Herkes kazansın ancak herkes hak ettiği kadar kazansın. Bugün Kur Korumalı Mevduat diyorlar. 'Vatandaş neden bankada dolar tutuyor' diyorlar. Kardeşim devleti yöneten olarak sen kendi vatandaşından dolarla borçlanıyorsun. Türk Lirasını erittin. En rahatsız olduğum da bunları yapanların milliyetçi geçinmesi. Siz kim milliyetçi kim?” diye sordu.
Liyakatsız adalet olmaz
“Devlette liyakat nedir?” sorusunu soran ve cevabını veren Kılıçdaroğlu, “Devlette memur olmak için KPSS'ye gireceksiniz, kazanacaksınız, memur olarak atanacaksınız, belli süre stajınız olacak. Sonra şef olmak için 7-8 yıl memuriyet yapacaksınız. Şeflik sınavına gireceksiniz en düşük kademe şef olacaksınız. Bakan olmak için iki şeye ihtiyaç var. İlkokul diploması ve iyi hal kağıdı o kadar. O yüzden siyaset ile devlet yönetimi ayrıdır. Partiler devleti yönetmek üzere gelirler, devlet olmak için değil. Yetkiyi halktan alırlar. Liyakat olmazsa adalet olmaz. Güreşçinin banka yönetiminde ne işi var? Arkeologun Merkez Bankası'nda ne işi var? Bir kişi çıkıp 'her şeyi biliyorum' derse bilin ki hiçbir şey bilmez” eleştirisinde bulundu.
FERİŞTAHINIZ GELSE KORKMAM!
Konuşmasının sonunda bürokratlara yaptığı çağrıyı hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben bürokratlara neden çağrı yaptım? Yanlışın altına imza atmayın söyledim. Bana 'Niye tehdit ediyorsun?' diye kızıyorlar. Tehdit etmiyorum, yasalara, kanuna, adalete uyun diyorum. Yanlış yaparsanız yarın bunların hepsi gider sen hesap vermek zorunda kalırsın. Baskı kuruyorlar 'Kılıçdaroğlu neden doğruları söylüyor' diye. Tazminat davaları açıyorlar. Sanıyorlar ki ben bunlardan çekineceğim, korkacağım. Feriştahınız gelse korkmam. Rahmetli babamın nasihati vardır. 'Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur' diye. Biz doğru duracağız. Bu memlekete 6 ayda nefes aldırırız. Her şeyimiz var. Birikimli insanlar bir köşeye atılmış. Fiyat istikrarı diyoruz. Fiyat istikrarından Merkez Bankası sorumlu. Merkez Bankası Başkanı ne yapıyor? 'Faizi düşüreceğiz' diyorlar. Tam tersi. Beylerin ne yaptığını biz çok iyi biliyoruz. Birisi 'Fiyatlar düşecek' diyorsa bilin ki zam gelecek. 'Enflasyon düşecek' diyorsa bilin ki yükseliyor. 'Faiz düşecek' bilin ki artacak. Çünkü yönetemiyorlar” ifadelerini kullandı.