Huy işte… Geçmişte yazdığım bir köşe yazımda da belirtmiştim. Bazı özlü sözleri gördüğüm zaman özellikle altını çizerim. Kitapların dili olsa benim bu huyumdan kesin şikayetçi olurlardı.

Sanırım daha iyi aklımda kaldığı için öyle yapıyorum. Ya da kalmasını istediğim için. Lise yıllarımdan kalan bir huy. Ta, o vakitler okuduğum satırların altını çizersem daha iyi anladığım keşfini yapmıştım. Üstüne daha iyi bir keşif yapamadığım için hala böyle devam ediyor bu huyum. Hele de özlü sözlerin olduğu bir kitap elime geçerse o kitabın vay haline.

Uzun yıllar önce almıştım. İş Bankası tarafından basımı yapılan tercüme bir kitaptı bu; Kutadgu Bilig. Bin küsur sayfaydı. Elime aldığımda kitabın dili ve cüssesi beni epeyce tırstırmıştı. Gene de almıştım. Evde de kitabı biraz karıştırdıktan sonra fazlaca ısınamamış, öylece kitaplığa bırakıvermiştim. Geçen sene kitapçıları gezerken sayfası bende bulunana nazaran daha az, (nerdeyse üçte biri kadar) tercümesi iyi, beni de daha az tırstıracak yeni basım bir ‘Kutadgu Bilig’ raflarda karşıma çıktı. Aldık tabii. Bir süre önce de, ramazan ayında okuyacağım, biraz da bu ayın havasına, ruhuna uygun 4-5 kitabın arasına onu da katıverdim. An itibarıyla son aldığım o kitabı epeyce, okudum, taradım.

İşte bu hafta Yusuf Has Hacib’in; Balasagun’da başlayıp, Kaşgar’da tamamladığı ve Alegorik olarak yazdığı o eserinden hoşuma giden, altını çizdiğim bazı cümlelerini, aşağıda sizlerle paylaşacağım. İlginçtir ki bu sözlerin, cümlelerin bazıları özü itibarıyla belki size tanıdık gelecek; “gözüm bir yerden ısırıyor” misali.

***

“Sen insanın dışına bakma; insanın içine, onun gizli emellerine bak. Kavunun dışı, kokusu, şekli ve rengi ne kadar olursa olsun, içinde tadı yoksa, o kavunu kaldırıp atmak gerekir. İçini süsle, dışını boyayıp cilalama. Her nesneyi yükselten şey onun içinden gelir; içi yoksa, dışı hiçbir işe yaramaz”

“Bu ağız bir in gibidir; sözün oradan çıktığında seher yeli gibi olur; dünyaya yayılır ve artık toplanmaz; onu bütün halk duyar, artık örtülemez. Ağızdan bazen ateş, bazen de su çıkar; bunların biri yapar biri de yıkar. Gereksiz söz yanan ateş gibidir; onu ağızdan çıkarmamalısın yoksa kendin yanarsın. Dilin söylediği iyi söz ise akarsu gibidir; nereye akarsa orada çiçek açar.”

“Kimin düşündüğü ve söylediği bir olursa, işte doğru insan odur. Onun içi dışı gibi, dışı da içi gibidir; doğru ve dürüst kişi böyle olur. Kişi gönlünü çıkarıp avucuna koyarak, başkalarının önünde mahcup olmadan dolaşabilmeli. İnsan nâdir değil, insanlık nâdirdir; insan az değil doğruluk azdır”

“Kim erdemliyse onun adı her tarafa yayılır; eğer birinin erdemi yoksa, adını anılmadan yaşlanır gider. Kişi başkalarına erdemiyle üstün olur; kimin erdemi çoksa o uçar gibi yükselir. Kim elini erdemle uzatırsa, yüce dağların başını eğerek yere indirir”

“Hey, ölüm nice konak, köşk ve süslü sarayları darmadağın etti ve ıssız bıraktı. Ölüm nice cesur ve kendine güvenir büyük beyleri toprağa soktu, dikkat et, ey yaşayan insan. Ölüm nice güçlü bileklerin topladıklarını alıp hepsini saçtı ve dağıttı. Buna şaşırmamalı; ölüm doğarsa, insan ölür; bütün nefes alanlar ölmeye mahkûmdur. Şaşılacak şey şudur ki, ölümlü vücut ölümü unutur ve bunun lafını bile etmez. Ölüm haktır, ondan kurtulmak imkânı yoktur.”

“Söz yağız yere mavi gökten indi; kişi kendine sözüyle değer verdirdi"

“Helal dünya malı kazan, kendine harca; açları doyur, çıplakları giydir; helal dünya malına sahip olan kişi her iki dünyaya erişir; onun yiyeceği ve içeceği eksik olmaz. Eğer dünya malı iyi insana rastlarsa, o her iki dünyada rahat ve huzur sağlar. Dünya malını bulup da onu yemesini bilmeyenin nasibi, yüklenmesi güç bir hesaptan ibarettir. Tanrının kullarına faydalı ol, ancak insanlara faydalı olan kişiye insan denir. Faydasız kişi diriler arasında bir ölüdür”

“Eğer uzun ömür dilersen, cömert ol; başkalarından mümkün mertebe tuz ekmeği esirgeme”

“Anlayış ve bilgiye tercüman olan dildir; insanı aydınlatan açık dilin kıymetini bil. Kişiyi dil kıymetlendirir ve kişi onunla mutluluk bulur; kişiyi dil kıymetten düşürür ve dil yüzünden başı gider. Sen kendi esenliğini istiyorsan ağzından yakışıksız söz çıkarma. Bak doğan ölür; ondan eser olarak söz kalır; sözünü iyi söylersen ölümsüz olursun”

“İnsana doğruluk ve iyi hareket gerekir; insan bunlarla dilediği sevinci bulur. Doğru hareketli insan ne der dinle; doğru hareket eden insan dünyanın bütün nimetlerine erişir. Doğru insan nerede olursa olsun, onun günü kutlu olur; doğru hareket eden insanın gündüzü geceye dönmez. Hıyanet nereye ayak basarsa, faydalı olan her şey oradan çok uzaklara kaçar. Hıyanet eden kişi bir yere el attı mı, deniz bile olsa kurutur”

“İnsanların aslına onun hareketi tanıktır; hareketi nasılsa aslı da odur. Kimin aslı iyi ise onun hareketi aslına uygun olur kötünün aslına da onun kendi tavır ve hareketi tanıktır”

Sağlıcakla kalın.