Düşünüyorum, düşünüyorum Amerikalılar gerçekten saf mı, yoksa gerçekten Ortadoğu'yu algılamaktan bu kadar aciz mi bulamıyorum.
Belki de oralardan, buralar böyle görünüyordur. Ne söylerse inanacak insanların bir arada yaşadığı yer gibi.
Biliyorsunuz PYD’nin açılımı Suriye Demokratik Birlik Partisi. Ne hikmetse bu partinin bir de silahlı gücü var. Ne kadar “Demokratik” değil mi? Ordusu bulunan “Demokratik parti.” Silahlı gücünün adı da YPG. Yani, “Halk Savunma Birlikleri.” Aynı şey PKK için de geçerli. Sorsanız benzer cevap verirler. Bu yapıların demokrasi ile yakından uzağa bir alakaları olmadığını görmek için gerçekten kasıtlı olmak lazım.
Mesela Amerika’da Cumhuriyetçiler, “Silahlı birlik kurup adını da şöyle “Amerikan Halk Kendini Müdafaa Ordusu” gibi afili bir şey koysalar, sistem onlara tahammül edebilir mi? Veya Almanya’da Hristiyan Demokratlar, “Hristiyanik İnanç Savunması İçin Halk Taburları” falan oluştursalar.
Aslında bu durumun demokrasi ile bir anılamayacak şeyler olduğunu bal gibi biliyorlar.
Sonrasında oturdukları yerden birkaç hesap yapıyorlar. Her halde son vardıkları sonuç, PYD ile PKK’nın ayrı oluşumlar oldukları ve gerekirse birbirleri ile çatışabilecekleri. Bu mümkün değildir. Bunu düşünmek bile hatadır.
Çünkü YPG militanlarının göğüslerinde duran bıyıklı adam figürü, bir sokak ressamının çalışması değil, Abdullah Öcalan’ın ta kendisidir. Ve orada omuzlarında bıyıklı adam figürü taşımaktan hoşlandıkları için değil, bir aidiyet duygusunu göstermek için durmaktadır.
Böylesi bir çatışmanın olabileceğine inanmak bu toprakları hiç tanımamaktır. Halbuki kendi “Askeri danışmanlarına” sorsalar doğrusu hemen öğrenirlerdi. Tabii isterlerse.