Deyrizor Merkezi Hapishanesi, dışarıdan bakıldığında terkedilmiş bir yapı gibi görünse de, yaklaşık bir ay öncesine kadar bu yapının duvarları arasında, aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu binlerce insan acı içinde yaşamaktaydı. Bu kişiler, yıllarca süren kötü muamele ve işkencelere maruz kalmış, insani haklardan yoksun bir dünyada hapis tutulmuştu.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı önemli bir merkez
Baas rejiminin en büyük hapishanelerinden biri olan Deyrizor Merkezi Hapishanesi, bir zamanlar rejimin İçişleri Bakanlığı’na bağlı önemli bir merkezdi. Ancak günümüzde, duvarlarında "Yıkım, karanlık ve ölüm" yazılı bu yapının, içindeki insanlık dışı şartları ve işkenceyi simgelediği açıkça görülüyor. Hapishanenin her köşesinde Baas rejiminin simgeleri yer alırken, yapının durumu giderek harabe haline gelmiş. İçerideki çürümüş polis araçları, yanmış ranzalar ve is kaplı duvarlar, hapishanenin vahim durumunu gözler önüne seriyor. Hücreler ve koğuşlar ise adeta çöplüğe dönmüş durumda.
İşkencelere maruz kaldılar!
Baas rejiminin 8 Aralık'ta çökmesinin ardından, Deyrizor Merkezi Hapishanesi’nde tutuklu bulunan binlerce kişi serbest bırakıldı. Bu tutuklulardan biri olan Basil Kuveyhi, 88 gün boyunca hapishanede kaldıktan sonra yaşadıklarını anlattı. Kuveyhi, rejim güçlerinin kendilerine uyguladığı kötü muameleyi detaylı bir şekilde paylaştı. Göz yaşartıcı gazlarla baskı yapıldığını, çok sayıda tutuklunun işkenceye tabi tutulduğunu belirten Kuveyhi, "Sakat ve yaşlı insanlara dahi saygı gösterilmedi, koridorlarda sürüklendiler. Tuvalete gitmeleri yasaklandı, bazılarına ateş açıldı ve yaralandılar" diyerek hapishanedeki zulmü aktardı.
en acı hatıra
Deyrizor Merkezi Hapishanesi'nin karanlık geçmişi ve burada yaşanan insanlık dramı, bölgenin en acı hatıralarından biri olarak hafızalara kazındı. Bu olayların ardından, adaletin sağlanması ve sorumluların hesap vermesi gerektiği vurgulanıyor.