Gelmek güzeldir.

Evden gidersin.


Gitmek güzeldir.

Döneceksin ya, akşama.

Gitme güzelliği, gelmek güzelliğine dönüşür. Yuvandan çıkacaksın, yuvana döneceksin ya.

Gitmek, ölümleri hiç düşündürmez.

O nedenle güle güle git derler!

Güle güle gel derler ya!

10 Aralık, o soğuk gün, gidenler, gelemediler.

10 Aralık, Beşiktaş'ta maç var...Beşiktaş, Bursaspor

Her iki takım taraftarı, maçı güzel güzel seyrederler, güzel güzel çıkarlar.

Maçın güvenliğini sağlamak üzere, gencecik yaşta çevik kuvvet polisi de oradadır..

Hepsi çok genç.

Aman girişte, stadda, ya da çıkışta bir olay olmasın..Taraftarlar güven içinde, girsinler, dağılsınlar diye.

Herşey tamam.

Gencecik çevik kuvvet polisleri, araçlarına biniyor.

Ve hain planlarını, pusu kuran o şerefsizler uyguluyor.

Haberler yıkılıyor, ülke insanı, ocağımıza ateş düşüyor.

44 evladımızı paramparça ediyorlar.

Öldürdünüz hepsini.

Kalplerimiz paramparça.

O geceden sonra, ülke kadınlarının, analarının, evlatlarının, kocalarını beklemekten, meraktan, üzüntü ve endişeden gözlerinin altı yorgun menekşelere döndü.

Yüzleri soldu.

Yüzümüzde yaşanmışlığın, çektiğimiz ezanın çizgileri çoğaldı.

Bizleri çaresiz bıraktınız.

Çaresiz ardına sığındığımız her yeri, her köşeyi kaybettik.

Konuşuyoruz, öfkemiz var.

Anlatıyoruz nefretimiz var.

Susuyoruz, açmazlarımız var.

Asla bir daha unutamayacağımız, kocaman bir acımız var. Ve siz yüreğimize kocaman kör bir düğüm attınız. Sonsuza kadar acımız var.

Bir yolu olmalı bunun.

Bitmeli.

Allah sizin belanızı vermeli.

“Konuşmadan önce düşün, gereği var mı? Şefkati barındırıyor mu? Kimseyi incitiyor mu? Sessizliği bozacak kadar değerli mi?”

Diye öğretilen, bunu böyle bilen, anlayan bir neslin çocuklarıyız biz

Siz ne biçim insanlarsınız…

Siz ne kadar kötü insanlarsınız.

O kadar ailenin, yuvanın ocağını söndürdünüz.

Çok defa hilkat da birbirinin zıddı görünen başlangıç ve sonlarla doludur.

Sizin de sonunuz gelecek.

Ve bitecek.

Analar sizi doğurduğuna yanacak.

Ya evlatlarınız..sizden utanacak.

Onlar, en yakınlarınız...Allah bunların belasını versin diyecek.

Emin olun ki!

Allah, benim bedduamdan önce, en yakınlarınızın, kan bağınız olan insanların, beddualarını kabul edecek.

Funda'ya takılanlar!

”Duymak, düşünmekten daha az üzer bizi” demiş bir filozof.. Kadın o denli edepsiz ki, devamlı dayak yiyor, devamlı herkese sataşıyor, devamlı herkese saldırıyor...Devamlı karakolluk, mahkemelik...Haberler hep böyle.Kadınlar, saçını, rujunu elbisesini çok merak ediyor, ama, dayak yiyince oh! olsun, mutlaka haketti diyor ..Ya! ben ne diyorum..Duyuyorum, oh! olsun diyorum, düşünüyorum, oh!oldu sana diyorum.. Hayatımın tek oh olsun! dediğim insanı..Ve hiç üzülmüyorum. Ne kadar kötüsün sen..Annen ile bir kare fotoğrafın yok, niye acaba? Zavallı kotu insan.

***


Gece kulüpleri, kepenk indirmiş...Bana ne? Kimin umurunda? 2 tane köşe yazarı,o mekanları yazacak, oralarda bedava içki içecek, ve oralardaki ilişkileri, yeni çağın ilişkileri böyle diye anlatacak. Kadınlar her gece erkek avında diye yazacak. Tuhaf ilişkileri normalmiş, diğerleri anormalmiş gibi anlatacak. Sen anlamazsan, sana demode diyecek, yaşlı diyecek. Oldu gözlerim doldu.Evde oturursunuz artık...Evde partilersiniz.

p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 12.0px Helvetica; min-height: 14.0px} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 12.0px Helvetica} span.s1 {font-kerning: none}