Bir gün önce Fenerbahçe'nin…Dün de Medipol Başakşehir'in kazanması sonrası her iki takımın da mutlak kazanması gereken maç haliyle psikolojik olarak da ağır bir hal almıştı.
O ağır psikolojik baskıyı taraftarının desteği ve o ana kadar çokta üretken olmasa da 23. dakikada Fernando’nun golü ile öne geçerek üzerinden atan taraf Galatasaray oldu.
Gol sonrası farkı arttırmak adına pozisyonlarda bulan sarı-kırmızılılar, aynı anlarda kalesinde pozisyonlarda verdi ama devreye önde girmeyi bildi.
İlk yarıda vasatı aşamayan futbol kalitesi ikinci yarıda level atladı.
Gerek Galatasaray, gerekse Beşiktaş’ın çokça gollük pozisyon bulduğu ikinci 45 dakikada Gomis’in kaçırdığı penaltıyı, sonrasında Rodrigues ile telafi eden Aslan istediğini alırken, Beşiktaş için yenilgi kaçınılmaz oldu.
Dün kazanmayı daha çok isteyen ve gereklerini yerine getiren Galatasaray, buna karşılık aynı istekte ama sonuca gitmekte zorlanan Beşiktaş vardı sahada.
Biri sevinecek biri üzülecekti.
Üzülen Kartal oldu.
Ancak…
Aytemiz Alanyaspor maçı sonrası yazımda Galatasaray için Beşiktaş maçından çok sonrasında oynayacağı Akhisar ve Göztepe maçlarına dikkat çekmiş ve ‘Aslan ‘şampiyon olacağım’ diyorsa bana göre deplasmanda oynayacağı bu iki maçı kazanabilmeli demiştim.
Bunu derken Beşiktaş maçını kazanacağı öngörüm kadar, bu sezon deplasmandaki kötü grafiğini de göz önünde bulundurduğum sarı-kırmızılılar için dünkü sonuç sonrası bugün de aynı şeyleri söylüyorum ve ‘Galatasaray şampi…’ demek için henüz erken diyorum.