Geçtiğimiz hafta Erzurumspor karşısında sadece kazanan ama futbol adına iyi görüntüler vermeyen Galatasaray, hafta arası şampiyonlar Ligi'nde Porto karşısında alınan mağlubiyeti de 'iyi oynadık ama kazanamadık' ile geçiştirerek çıktığı Antalya deplasmanında her iki yarıda da adeta tel, tel dökülerek 3 puanı aldı.
Acemiler mangasından hallice görüntüsü ile sonuca gitmeye çalışan sarı-kırmızılılar, dün eğer kazandı ve bugün eğer ligde liderse bu iyi bir takım oldukları için değil, inanın rakiplerinin kendisinden daha iyi olmadığındadır.
Dün Antalya’da oynanan futbola ve iki takıma dair yazacak hiçbir söz bulamıyorum.
Futboldan başka her şeye benzeyen bir ayak topu izledik.
Düşünün ki Galatasaray taraftarı koca 90 dakika içinde 77. Dakikada Sinan Gümüş’ün ceza sahası içindeki kaleci de kalan kafasına ‘ah’ çekti ve birde 88.dakikada gelen Donk’un golüne.
Tekrar ediyorum.
Bu Galatasaray iyi değil sadece bu zamana kadar oynadıkları rakipleri kendilerinden daha kötü veya gününde değillerdi.
Uzun maratonda çok fire vermeye gebe bir takımlar.
Terim'in mücadelenin 85. dakikasında savunma oyuncuları Donk ve Maicon'u forvete soyundurmasını kim nasıl okur bilemiyorum ama bu hamle bile Galatasaray'ın ne kadar zorda olduğuna işaret olamaz mı?
Lige kötü başlayan sonrasında toparlanan Antalyaspor ise dün eğer biraz olsun güç gösterebilse son dönemlerde olduğu gibi dün de kazanabilirdi Galatasaray karşısında ancak onlarda rakibinin silik oyununa ayak uydurunca 1 puanla yetinmeye razı iken son dakikalarda yedikleri golle yeter diye düşündükleri o 1 puandan da oldular.