Böyle bir başlıkla yazıya başlamak çok iddialı gibi görünse de öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki bu iddia az bile kalabilir. Evet futbolumuz gerçekten hiç de iyi yönetilmiyor.
Böyle bir başlıkla yazıya başlamak çok iddialı gibi görünse de öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki bu iddia az bile kalabilir. Evet futbolumuz gerçekten hiç de iyi yönetilmiyor. Hepimizin ekranlarda canlı olarak izlediğimiz Dünya Kupası Grup Elemeleri maçları nedeniyle bu hafta Spor Toto Süper ligimiz, İlhan Cavcav Sezonu’nda lig maçları yoktu. Tüm gözler cumartesi gecesi Ukrayna’da oynanacak olan Ukrayna-Türkiye Dünya Kupası Eleme grubu karşılaşmasındaydı.
Ukrayna maçı bizim için çok önemliydi. Hem guruptaki yerimizi belirleme, hem de puan kaybına tahammülümüz olmayan bir dönemde olmamız açısından mutlaka üç puan almamız gereken bir karşılaşmaydı.
Bu karşılaşmanın bir başka özelliği vardı ki, o da; Fatih Terim’in gönderilmesi sonrasında Milli Takım Teknik Direktörlüğü’ne getirilen Mircea Lucescu’nun ilk maçı olmasıydı. Bence; oldukça spekülasyon yaratılarak, Galatasaray derken, bir anda TFF tarafından Milli Takım Teknik Direktörlüğü’ne getirilen Lucescu’nun iyice araştırma olanağı bulamadan, kısa süreli temaslar sonrasında belirlediği aday kadrosu pek aceleye geldi gibi.
Kadro seçimi de oldukça olaylı oldu. Fatih Terim döneminde yaşanan bazı olaylar nedeniyle Milli Takımı bırakan Arda Turan’ın yeniden Milli Takıma çağrılacağı konusu gündeme bomba gibi düştü. Herkes, yaşananların nasıl ve hangi nedenle unutulup, Milli Takımı bıraktığını açıklayan Arda Turan’ın yeniden takıma dönmesini tartışır oldu. Lucescu ilk iş olarak, olanları yok sayarak, Arda Turan’ı dönmesi için ikna turlarına başladı. Ve ikna olan (‘) Arda Turan hiç bir şey olmamış gibi, Milli Takıma çağrıldı. Bu durum pek hoş karşılanmadı.
Milli Takım aday kadrosu oluşturulurken olan bir başka şey ve ortalıkta neredeyse mizah haline dönüşen söylentiler yarattı. Kadro oluşturmada hangi kriterlerle yola çıkıldığı konusunda kafalarda kocaman soru işaretleri oluşturdu. Ligin en formda orta saha oyuncusu Beşiktaşlı Oğuzhan son derece anlamsız bir nedenle Milli Takım aday kadrosuna çağrılmadı. Bu konuda Lucescu’dan gelen açıklama ise iyice şaşkınlık yarattı. Takımlarında oynadıkları oyunlarla tepki çeken, formsuzluklar başta taraftarları ve tüm futbolseverlerce dillendirilen bazı oyuncular kadroya çağrılırken, Oğuzhan’ın aday kadroya çağrılmaması oldukça spekülasyon yarattı. Daha sonra Oğuzhan hakkındaki düşünceleri birden bire değişen Lucescu Oğuzhan’ı aday kadroya çağırıverdi.
Seçilenler ve kısa süreli çalışma sonrasında cumartesi gecesinde, gurubumuzun en önemli maçına çıkacak kadro açıklandı. Açıklanan kadro da büyük şaşkınlık yarattı. Aynen Fatih terim kadrosu gibiydi. Sürpriz bir şekilde kadroya çağrılan Arda ve Oğuzhan yedek olarak maça başladılar. Sahada çok genç bir kadro vardı. Neredeyse ilk kez bir araya gelen toplama bir takım görüntüsündeki bu kadro, izlediğimiz gibi Ukrayna karşısında ezik bir futbol sergiledi ve sahadan 2-0 yenik ayrılarak guruptaki durumumuzun iyice kritik duruma gelmesine neden oldu. Allahtan Finlandiya, grubun iddialı takımlarından İzlanda’yı yendi ve gruptaki şansımızın sürmesini sağladı. Şansımız var ama, o şansı sürdürecek Milli Takımımızdan pek ümidimiz yok.
Salı gecesi grubun en iyilerinden Hırvatistan ile kendi sahamızda zorlu bir maça çıkacağız. Ancak; gerek mücadele, gerek taktik ve güç olarak bu maça pek de hazır görünmüyoruz. Morali bozuk, güveni kaybolmuş bir Milli Takımla neler yaparız bilemiyoruz.
Tüm bunlar olurken TFF de bizim gibi olanları izliyor.
Birilerinin ortamın düzelmesi için bu işe yardımcı olması lazım..
Zor bir dönem bizleri bekliyor. Şimdiye kadar yapabildiklerinden yola çıkıp bir yorum yapmak gerekirse futbolumuzdaki kötü durumu, bu TFF’nin tüm sorunların üstesinden gelecek şekilde yürütmesi pek mümkün gibi görünmüyor.