Fenerbahçe'de neler oluyor, hala anlayabilmiş değilim. Takımda yabancı fazlalığı had safhada, TFF'nin belirlediği yabancı sayısına ulaşabilmek için transferin sonlanmasına 7-8 gün kaldı.
Fenerbahçe’de neler oluyor, hala anlayabilmiş değilim. Takımda yabancı fazlalığı had safhada, TFF’nin belirlediği yabancı sayısına ulaşabilmek için transferin sonlanmasına 7-8 gün kaldı. Ama, şu ana kadar 11 oyuncu alınmasına rağmen hala güvenilir iyi bir golcü alınamamış. Son alınan ve gelir gelmez ayağının tozuyla Konyaspor deplasman karşılaşmasında sahaya sürülmek gibi bir gariplikle karşılaşan futbolcunun kendisi bile bu duruma şaşırmıştır. Bu arada maçın hemen başlarında gördüğü saçama sapan bir kırmızı kartla oyun dışında kalan Valencia’nın, direkt kırmızı karttan oyundan atılmasında yaşanan sıkıntı had safhaya varmış oluyor. Elde kalan golcü, beğenilmeyen, gidip gitmeme kararsızlığında olan ve belli ki güvenilmeyen Serdar Çoşkun.
Transfer konusunda bu kadar acemice davranılan bir dönem daha yaşamadığımızı söyleyebilirim. Ali Koç’un Başkan seçildiği o ilk dönemdeki bol keseden transferleri de unutmayalım. Birçoğu elde kaldı hala elde kalanlardan kurtulmaya çalışılıyor. Bu dönemde de transferde başarılı olduğumuzdan söyleyemeyiz. Var olanları da oraya buraya savuruyoruz. En iyisini sattık, parasıyla takıma adapte olamayan 11 yeni yabancı alındı, hala ne olacakları pek de belli değil. Eksik kapatamadıkları gibi transferden söz ediliyor. Hala elle tutulur bir golcü arayışındayız.
Jorge Jesus’un kafasında şekillendirdiği öncelikli hedef belli. Avrupa Kupası’nda gidebileceği yere kadar gidebilmek ve Türkiye Süper Ligi’nde şampiyon olabilmek. Ama hala adam istiyor, aldıklarından ikisini, işe yaramıyor diyerek, ortalıkta dolaşan ama bir türlü ikna edilemeyen golcü transferinde kullanılacağı söylentileri iyice kafa karıştırıyor. Eldeki fazlalıkları göndermeye uğraşırken şu ana kadar üç maçta 6 gol atan Valencia’nın kırmızı kart görmesiyle planlar bozulmuş görünüyor. Golcü konusu iyice acilleşti. Transferin bitmesine daha 7-8 gün var. Bu arada Atilla Slazayi’yi da satmak için uğraşılıyor söylentileri iyice ayyuka çıkmış durumda.
Şu ana kadar onbir transfer yapılmış ve gönderilmesi gereken en az 5-6 yabancıdan söz ediliyor.
Bu arada geçen üç haftada ortaya koyulan oyunlar ve sonuçlar biraz fazla iyimserlik yaratmış durumdaydı. Dördüncü hafta Eskişehir’de oynanan Konyaspor deplasmanındaki mağlubiyet endişeleri aniden ortaya çıkarıverdi. Görünen o ki, aklı başka yerlerde olan Jesus hala bildiğini okuyor. Takımın, sahada olmaması gerekenlerini kulübede tutunca sahaya çıkardığı hatalı takım, Konya duvarına çarpıverdi. Belli ki hala kendi bildiğini okuyan Jorge Jesus Konya’yı ve iyi bir taktisyen olan hocasını tanıma zahmetine girmemiş, rakibini analiz etmemiş. Kötü gününde olmasına rağmen Fenerbahçe’ye sahada gün göstermediler. Konya istediği gibi oynadı. Golünü attı. Durumun ciddiyetini geç de olsa farkına varan Jesus, hep söylediği rotasyonunu yaptı ve kulübede unuttuklarını hatırladı. Oyunun büyük bölümünde orta sahadan Konya kalesine yaklaşamayan Fenerbahçe, oyuna girenlerle biraz olsun canlandı. Devreye bir kişi eksik çıkan Fenerbahçe, hakemin yanlış kırmızı kart kararında yaptığı hatadan vicdanı rahatsızlık duymasıyla Valencia’yı attıran Konyalı futbolcuyu ikinci sarı kartan atıverdi ve sahadaki oyunca sayısı eşitlendi. Fenerbahçe bu durumdan da yararlanamadı.
Takımının henüz istediği seviyede olmadığını gören Jorge Jesus’un da bu durumdan rahatsız olduğunu görememek pek fazla iyimserlik olur. Nasıl rahatsız olmasın, Jesus’un artık gerçekleri görmesi inadından vazgeçmesi lazım. Süper Lig’in dördüncü haftasında karşılaştığı ilk ciddi rakibine, sahaya sürdüğü hatalı takım tertibi, rakip takımı hiç analiz etmemiş olmasını yarattığı bilgi eksikliğ ile ilk yenilgisini aldı
Bu yenilgiyi sadece daha ligin başı gibi değerlendirmemek lazım. Asıl tehlike; hem Jorge Jesus’un “ben maça göre takım” çıkarırım inatçılığını sürdürmesi ve hala bir takım olamama konusundaki kafa karışıklığından kurtulamamasıdır.. Evet daha lig yeni başladı. Ancak, asıl zor karşılaşmalar fırtınasına gelinmedi, yarının ne olacağı deneyimlerle bellidir. Bunu da Ali Koç ve o çok güvenip tamamen teslim olduğu ve aklına eseni yapmaya devam eden Jorge Jesus düşünecek.
Bu arada duruma flu bakan taraftar ne yapacak onu bilemem tabii ki..