Bugün Cumhuriyetimiz’in 101. Kuruluş yılı; her yıl olduğu gibi bu yıl ülkemizin her bölgesinde, yurt dışındaki temsilciliklerimizde ve dünyanın birçok yerinde çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlanacak. Cumhuriyetimiz’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere bıraktığı en kutsal ve en değerli emanetini sonsuza dek korumak ve yaşatmak en vazgeçilmez görevimizdir.
29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan bir Anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiş, bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün Meclis tarafından kararlaştırılmıştır. Bizler de yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş günü olan 29 Ekim’i, her yıl, ülkece coşku içinde kutlamaya devam ediyoruz. Tüm ulusça bize Cumhuriyetimizi ve bu güzel, en anlamlı bayramı armağan edenlerden, başta Mustafa Kemal Atatürkümüz olmak üzere tüm silah arkadaşlarını yılmadan, gönlümüzde yaşatarak kutlamaya devam edeceğiz.
Türk halkı için Cumhuriyet Bayramı, milli
birlik ve beraberliğin, toplumsal dayanışmanın
üst düzeye çıktığı milli bayramlarımızdan
birisi ve en önemlisidir…
Mustafa Kemal ve arkadaşları yaptıkları
çalışmalar sonucu Türkiye’ye yakışır yönetim
şeklinin Cumhuriyet olduğuna karar vermiş,
nihayetinde 29 Ekim 1923 tarihinde
Cumhuriyet ilan edilmişdi.
1914′te başlayan Birinci Dünya Savaşı’na dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayılmıştık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Ulusuna güvenen Mustafa Kemal Paşa; “Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır.” diyordu.
İşgal altındaki İstanbul’dan ayrılarak 19 Mayıs 1919′da Samsun’a geldi.
Yurdun dört bir tarafından gelen ulus temsilcileri / milletvekilleri, 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa’yı Başkan seçti. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Bir yandan efeler, dadaşlar, seymenler bulundukları yörelerde düşmana karşı koyarlarken, öte yandan, düzenli ordular İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da kahramanca savaştılar. Yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.
Tahtını, rahatını düşünen padişah, yenilen düşmanla birlikte yurdumuzdan kaçtı. İmzalanan Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet doğdu. Bu doğan devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemişti. İkinci dönem Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923′te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923′te Ankara Başkent oldu. Atatürk; düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, çoktan beri tasarladığı Cumhuriyet’in ilanı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırdı. Onlara, “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.” dedi.
29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan Cumhuriyet Önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verildi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece ülkemizde Cumhuriyet yönetimi kuruldu. Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Cumhuriyet’in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı. Cumhuriyetimiz; Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Atatürk ve silah arkadaşlarının, kanları, canları pahasına kurulduğu ve Türk ulusuna emanet ettiği; Demokratik, Laik Cumhuriyetimiz’i korumak, kollamak, ilelebet yaşatmak hepimizin en kutsal ve vazgeçilmez görevimizdir. (Alıntıdır)
En büyük, en güzel Bayramımız; Cumhuriyet Bayramımız’ın 101. Kuruluş yıldönümü kutlu olsun.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılapları ışığında, Laik ve Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmak, korumak en vazgeçilmez görevlerimiz başında olanıdır.
29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuryetimiz’in önemini, vazgeçilmezliğini Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün şu söylemlerinde çok net görebiliyoruz:
“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü. Temeli. Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir”
“Bugünkü hükümetimiz, devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki, onun adı Cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır.”
"Türk ulusu büyüktür. Özgürlüğü ve barışı sever. Canı pahasına da olsa, Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacak güçtedir. Ve yaşatacaktır… Cumhuriyet, etnik kökeni ne olursa olsun tüm yurttaşlarını Türk Ulusunun çatı kimliğinde birleştirmiştir."
CUMHURİYETİMIZ’İN KURULUŞUNUN 101. YILI KUTLU OLSUN