İletişim becerileri; etkin iletişim kurmada başarılı olmayı amaçlayan kişilerin sürekli geliştirmeleri gereken bir özelliktir.

İletişimi; sözlü iletişim ve sözsüz iletişim olarak iki ana unsurla etkin kılabiliriz. Sözlü iletişim özelliğini ortaya çıkarmak ve etkili olabilmek kişilik özelliklerine bağlı olmasına karşın daha kolay. Sözsüz iletişimde; kelimeler ve cümle yapılarıyla sözel olarak ifade edilmeyen, sadece görsel unsurlara ve hareketlere dayanan yönünün zenginliği önemlidir.

Başarılı iletişimin çıkış noktası “ne ve nasıl” söylendiğiyle değil, “nasıl” ortaya konulduğudur. Bu nedenledir ki kurulan ilişkilerde duygu ve düşüncelerin en yalın ve anlaşılır bir biçimde yansıtıldığı sözsüz iletişim daha yoğun olarak kullanılır.

Sözsüz iletişim beden diliyle kurulan iletişimdir. İnsanlar; yürüyüşleri, ayakta duruş biçimleri, jestleri, yüzlerinde ve gözlerindeki ifadelerle veya bu tür değişkenlikleri kullanmayı yansıtan tavırlarıyla iletişim kurarlar. Bu tavırları zengin olanlar sözsüz iletişimde daha başarılı olabilirler.

Sözsüz iletişimde yapılan çalışmaların büyük bir bölümü sadece yüz ve gözleri temel veri olarak almaktadır.

Bu konuda taplanan veriler diğer tüm sözsüz iletişim araçlarından daha fazladır.

Sayılarının 250.000 civarında olduğu düşünülen yüz ve göz mimiklerinin hepsi yüzde yüz doğru okunması mümkün olmamıştır. Burada temel sorun ise fazla sayıda olan bu mimiklerin çok kısa sürede değiştirilebilmelerinde yatmaktadır.

Vücudun diğer uzuvlarına nazaran göz, beynin kendisini en kestirme olarak dışa yansıtabildiği yoldur. Bu nedenledir ki aynı kültür ve sosyal yapıda yetişmiş kişiler, karşısındakilerin gözlerinden onların ne düşündüklerini daha rahat anlayabilıyorlar.

Burada aynı kültürü paylaşanların göz diliyle iletişim kurmalarındaki rahatlığın varlığı hissedilir. Bu tür ortamlarda o tiplerin daha iyi anlaştıkları gözlenir.

Tüm beden dili hareketlerinde gözle yapılanlar en etkileyici ve açıklayıcı olanlarıdır. Bunun nedeni ise bazen farkında olmadan istem dışı iletişim kurabilmemizdir.

Bazan anlatmak istediğimizi kelimelerle ifade edemezken göz dilli ile daha rahat anlatabildiğimiz olur. Bunu yaptığımızın farkına bile varmayız ama, karşımızdakiler anlatmak istediklerimizden almaları gereken mesajı alırlar.

Örneğin; göz bebeklerinin büyümesi, kişinin daha sevimli, daha çekici, dost canlısı olduğunu yansıtabilmektedir.

Burada hareket ve davranışların göz diliyle paralellik gösterdiği de söylenmektedir.

Göz dili ile direkt bağlantılı olarak görünen hareket ve davranışlar, kişinin aklından geçenlerin yansıması olarak da değerlendirilebilir. Bu nedenledir ki bir kişinin aklından geçenlerin anlaşılmasında bakışlarının analizi de yardımcı olabilir.

Bir değerlendirmeye göre; genel olarak sağ elini kullanan bir kişi bakışlarını önce yukarı daha sonra da sola doğru yönlendiriyorsa, görsel bir anıyı hafızasında canlandırmaktadır.

Gözler yukarı, daha sonra sağa çevriliyorsa yeni bir olayı gözlemlemekte, gözler yatay bir hat üzerinde sağa-sola hareket ettiriliyorsa kaşısındaki konuşanı dinlemekte, söyledikleri üzerinde düşünmektedir.

Son olarak; gözler aşağıya, daha sonra da sola çevriliyorsa o kişi kendi içinde konuşmakta yani bir içsel iletişimi gerçekleştirmektedir.

İletişimin önemli öğelerinden biri olan sözsüz iletişim insanlığın her dönemde kulandığı, kökü tarihin derinliklerine uzanan bir iletişim biçimi ve en etkin olanıdır.

O nedenledir ki insanlığı yakından ilgilendiren sözsüz iletişim üzerinde uzun araştırmalar yapılmış, emek harcanmış, ancak; kökü tarihin derinliklerine kadar uzamasına rağmen değeri ve önemi son dönemlerde anlaşılabilmiştir.

İletişimin önemi, günümüzün en önem verilmesi gereken gerçeklerinden biri olmasıdır. İletişim kurmanın yaşamımızdaki yeri ve önemini, üniversitelerde iletişim ve uygulamaları konusunda dersler veren bir gazeteci olarak burada vurgulamak istedim.

Söylemesi bizden. Bu konuda bir çok şey yazanlara ve söyleyenlere selam olsun!