Sultan III. Mehmed'in küçük oğlu olarak 1591 senesinde Manisa'da dünyaya gelen Şehzade Mustafa'nın (Sultan I. Mustafa) annesi Halime Sultan'dır.
Babasının tahta çıkmasıyla küçük yaşta İstanbul’a gelen Şehzade Mustafa, ilk eğitimini Topkapı Sarayı’nda aldı. Babasının vefatı ve ağabeyi Sultan I. Ahmed’in tahta çıkmasıyla birlikte “Kardeş Katli”nin ilk kez uygulamaya konulmaması sayesinde hayatına dokunulmadı.
Sultan I. Ahmed’in yaklaşık 14 yıllık saltanatı boyunca Topkapı Sarayı içerisinde kapalı ortamda kalan ve hiçbir şekilde sancağa veya göreve gitmeyen Şehzade Mustafa’nın öldürülme korkusu içerisinde olduğu ifade edilmektedir. Osmanlı tarihinde katledilmeyen ilk kişi olmasına rağmen bu uygulamanın yeni olması yüzünden her an öldürebileceği hissini taşıdığı düşünülebilir.
Ağabeyi Sultan Ahmed’in vefatı üzerine 22 Kasım 1617’de Osmanlı tahtına I. Mustafa’nın geçmesi birçok eleştiri ve sonrasında kargaşayı ortaya çıkaracaktır. Sultan I. Mustafa’nın tahta çıkmasıyla Osmanlı saltanat intikalinde bu tarihe kadar padişahlık hep babadan oğula geçerken ilk defa vefat eden padişahın oğlu değil, kardeşi tahta geçmiş oluyordu.
Bu durum Sultan Ahmed’in büyük oğlu Sultan II. Osman (Genç Osman) ve taraftarları nezdinde rahatsızlık yaratmıştı. Bununla birlikte Sultan Ahmet vefat ettiğinde kardeşi Şehzade Mustafa 26 yaşında, oğlu Şehzade Osman ise henüz 13 yaşında idi. Dönemin devlet adamları büyük ve yetişmiş bir şehzade varken, üstelik “Ekber ve Erşed” sistemi benimsenmişken çocuk yaşta birinin tahta çıkmasının münasip olmayacağını düşünerek tahta Şehzade Mustafa’nın (Sultan I. Mustafa) geçmesine karar vermişlerdir.
Sultan I. Mustafa tahta geçtikten sonra ağabeyinin saltanatı döneminde uzun süre kapalı ortamda bir hayat yaşamasının etkisiyle olsa gerek bazı garip davranışlar içerisine girmiştir. Onun bu davranışları bir padişahta ve devlet adamında görülmesi yadsınacak hareketlerdi. Bu davranışlar, etrafına durmadan para vermesi, sürekli deniz kenarında ve havuzdaki balıklara para atması, vezirlere arza girdiklerinde garip davranışlarda bulunması ve tuhaf emirler vermesi gibi örneklerle ifade edilebilir.
Bunun üzerine Vezîr-i Âzâm Sofu Mehmed Paşa ve dönemin Şeyhü’l-İslâm’ı Esad Efendi, ileri gelen devlet adamlarıyla yaptığı meşveret neticesinde Sultan I. Mustafa’nın rahatsızlığı ile gariplik durumunun düzelmeyeceğine ve tahtta kalmasının devletin menfaatlerine aykırı olduğuna kanaat getirdiler. Bu minvalde Sultan I. Mustafa tahta çıktıktan 96 gün sonra devlet adamları tarafından tahttan el çektirilmiş ve yerine yeğeni Şehzade Osman (Sultan II. Osman) 26 Şubat 1618 günü tahta çıkartılmıştır.
Sultan I. Mustafa’nın kısa saltanatından sonra yeğeni II. Osman’ın yaklaşık 4 yıllık saltanatı Osmanlı siyasi, askeri ve yönetimsel anlamında birçok gelişmelere ve bir o kadar da sıkıntılara sahne olmuştur. Bir sonraki hafta (Sultan II. Osman bölümünde) detaylarını yazacağımız gelişme ve gaileler neticesinde Sultan II. Osman, kanlı bir darbe ile tahttan indirilmiş ve Sultan I. Mustafa yeniden tahta çıkartılmıştır.
Sultan II. Osman saltanatı döneminde kardeşi Şehzade Mehmed’in katledilmesine ferman vermişken amcası I. Mustafa’nın rahatsız olmasını göz önüne alarak onun hayatına dokunmamıştır. Bu dönemde yine kafes hayatı yaşayan I. Mustafa’nın akli meleklerinde bir düzelme görüşmemiştir. Bu duruma rağmen Sultan II. Osman’ın tahttan indirilip I. Mustafa’nın yeniden tahta çıkartılmasında kendisini Vezîr-i Âzâm ilan ettiren Kara Davut Paşa’nın etkisi büyüktür. Zira hem kendisinin hem de kendisini destekleyen bazı Yeniçeri askerlerinin istediklerini yapabilmeleri ve menfaatlerini koruyabilmeleri açısından böyle bir padişahın tahtta bulunması işlerine gelmiştir.
I. Mustafa’nın 1 yıl 3 ay 22 gün sürecek ikinci saltanatı 20 Mayıs 1622 tarihinde başlamıştır. Bu saltanatı döneminde de vuku bulan gelişmelerden çoğunlukla haberdar olmayan I. Mustafa’nın, makamı ve mührü kullanılarak Sultan II. Osman, Kara Davut Paşa ve ekibi tarafından hunharca şehit edilmiştir. Bu durum bazı askeri birlikler ve halk nezdinde büyük bir tepki görmüştür. Haddizatında Yeniçeriler ve Kapıkulu Ocaklarından Sipahiler arasındaki çekişmeler ile bu grupların desteklediği kişilerin Vezaret makamına getirilmesi gibi uygulamalar Osmanlı yönetim mekanizmasını hayli uğraştırmaya başlamıştır. Artan ekonomik sıkıntılar, devam eden savaşlar ve devletin hakiki bir başının olmaması devleti adeta bir anda misyonsuz bir hale getirmiştir. Haddizatında devletin ana yönetim merkezinin bu karışıklıklar içerisinde bulunduğu bu dönemde Doğu’da Osmanlı Ordusu, Safevîler ile uzun süredir sonuca ulaşamadığı savaşlara devam etmekte ve bazı topraklarını yitirmekteydi.
Sultan I. Mustafa’nın amcası Sultan II. Osman’ın katillerinden hesap sorulmasına izin vermesine rağmen tüm bu gaile ve iktidar grupları arasındaki çekişmelere karşı koyabilecek bir iradesinin olmaması ve devleti naibe olarak annesinin idare etmesi; aklı selim devlet adamlarını yeni bir karar almaya mecbur bırakmıştır. Bu kapsamda Şeyhü’l-İslam’dan fetva alınarak bazı normal soruları dahi sağlıklı şekilde cevaplayamayan Sultan I. Mustafa’nın saltanata hükmetmesi caiz görülmeyerek 10 Eylül 1623’te tahttan indirilmiştir. Yerine küçük yeğeni Sultan IV. Murad, henüz 11 yaşında olmasına rağmen hanedanın en büyük erkek şahsiyeti olarak Osmanlı tahtına çıkartılmıştır.
Sultan I. Mustafa ise iki dönem halinde toplam 19 ay hüküm sürdüğü Osmanlı tahtından tamamen el çektirilmiş ve çocukluğundan beri yaşadığı dairesine yollanmıştır. Sultan I. Mustafa 20 Ocak 1639’da vefat ettiğinde 48 yaşında idi.
(Sultan I. Mustafa)