Bu karşılıklı "destek" söylemi de sadece biz Türklere mahsus sanıyorum…
Otomotiv sektörü yine şokta… Hayli zorlu ve sorunlu geçen bir 2019’dan sonra “yaraların sarılacağı” bir döneme girilmişken koronavirüs kabusu ile karşılaşıldı. İyi denebilecek bir 2 aylık sürecin ardından gelinen noktayı hep birlikte yaşıyoruz. “Evde kal” etiketi yaşam biçimimiz oldu. Daha da olacağa benziyor. Biz otomotiv gazetecileri de şoktayız. Biz de geçen yılı çok iyi geçirmedik. Sektör “işler kötü” diye bizlerle de “maddi ilişki”sini kesti. Youtuber ve ne anlama geldiğini kendisinin de bilmediği ifadeyle “dijitale yöneldi”… “Manevi ilişkisi” sürdü ama. Israrla basın toplantılarına çağrıldık, basın bültenlerine boğulduk. Bu sene biz de toparlanma sürecine girmiştik ki… Biz de korona gerçeği ile karşı karşıya kaldık. Mart ayının ilk 10 gününden beri evlerdeyiz… Otomotiv sektörü -her zaman olduğu gibi- işler kötüye gittiğinde yaptığı gibi yaptı. Basılı ve dijital aylık otomobil dergileriyle, daha doğrusu otomotiv medyası ile bağlantısını kesti. Bunda haklılık payı da yok değil. Çünkü bu bildiğimiz krizlere hiç mi hiç benzemiyor. İşte bu günlerde Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt imzalı gelen bir mail bence öncelikle “manevi açıdan” önemli… Bozkurt, otomotiv gazetecisi meslektaşlarımıza yazdığı mailde, adeta Kurtuluş Savaşı’na benzettiği süreçte kısaca “Toyota ailesi olarak stoklarımızda çok az miktarda araç kalmış olmasına rağmen, siz otomotiv basınını desteklemek amacıyla, normal iletişim planımızın dışında, özel bir kampanya planlaması da yapma kararı almış bulunuyoruz. Buna göre aldığımız karar doğrultusunda nisan ayında yayınınıza destek vereceğimizi belirtmek isterim. Önümüzdeki dönemlerde gelişmelerin nasıl olacağını bilmemekle beraber, bu zorlu süreci birlikte ve dayanışma içinde aşacağımıza olan inancım tamdır.” diyor. Bu mail beni neredeyse tam 1 yıl öncesine götürdü. 2019’un Nisan ayına kısa bir dönüş yapalım. Otomotiv Gazetecileri Derneği üyelerinin oylarıyla belirlenen “Türkiye’de Yılın Otomobili-2019” gala gecesi… Açılış konuşmasını yapan OGD Başkanı Ufuk Sandık bence tarihi bir konuşma yapmış ve 2019 yılının Nisan ayındaki gala gecesinde sektörün otomotiv basınını yalnız bıraktığının altını çizmişti. Daha sonra geçen yılın “Yılın Otomobili-2019” ödülünü almak üzere sahneye gelen Bozkurt, Sandık’ın konuşmasına cevaben ““Evet sonuna kadar haklısınız, ama bizler de daha ölmedik. Medyaya desteğimizi sürdüreceğiz” tarzındaki duygusal konuşması hayli alkış almıştı. Toyota 2019 yılında “pazarlama tercihleri” nedeniyle ağırlıklı olarak youtube ve benzeri dijital mecraları kullansa da, şimdi böylesine yaşanan bir süreçte otomotiv medyasına “destek” yaklaşımıyla daha büyük bir alkışı hak ediyor. Ben bu kararda, CEO’su, Pazarlama ekibi, kurumsal iletişimi ve PR şirketi gibi kimin emeği geçtiyse yürekten kutluyorum. Çünkü; morallerin dibe vurulmaya yüz tutulduğu şu günlerde, bazı şeyleri “düşünmenin”, gerçekleştirmekten daha değerli olduğuna inananlardanım. Bu hassasiyet için Ali Haydar Bozkurt ve tüm ekibine teşekkür ediyorum. Hazır sırası gelmişken, bir yıllık gecikmiş teşekkürü de Renault Mais ve Dacia ekibine göndermem gerekiyor, 2019’da “işler kötü” diye hemen hemen tüm markaların sırt çevirdiği otomotiv medyasının neredeyse tüm yıl yanında olduğu için… Bu “desteği” bu yıl da hala sürüyorlar. Aslında normal şartlar altında markaların otomotiv medyasını “desteklemekten” öte “reklam mecrası” olarak görmesi, önemsemesi gerekiyor... Tıpkı; gerçek otomotiv gazetecilerin işlerini “sektörü desteklemek” adına değil de; “haber değeri taşıdığı” için tüketiciler adına yapmaları gerektiği gibi… Bu karşılıklı “destek” söylemi de sadece biz Türklere mahsus sanıyorum… Bir Alman veya İtalyan otomotiv medyasında bu tür söylemlerle karşılaşmazsınız. Neyse, sonuç itibariyle şu zorlu günde dayanışma örneği gösteren herkese sonsuz teşekkürler…