Bakü'deki Zafer yürüyüşüne katılan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan bölge ile ilgili de çok önemli açıklamalarda bulundu.
Bakü'deki Zafer yürüyüşüne katılan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan bölge ile ilgili de çok önemli açıklamalarda bulundu. Bugün dünyanın, Rusya'nın ve tabii ki, Türkiye'nin ana gündem maddelerinden biri de Türkiye Cumhurbaşkanının deprem etkisi yaradan 6’lı Platformla ilgili teklifi oldu.
"Karabağ Zaferi ile Kafkasların tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. İnanıyorum ki bölge tarihi yeni bir istikamette şekillenecektir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üzerinde çalıştığımız 6’lı Platform herkes için kazan-kazan imkanı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkanlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan'ın kazancı da ciddi manada artacaktır. Bundan en çok da Ermenistan kazanacaktır." açıklamasını yaptı.
Bu Kafkasya ile ilgili sayın Erdoğan'ın ilk teklifi değildi. Yıllar önce Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu teklifini de o yapmıştı. O zaman savaş ocağına çevrilmiş Kafkasya’ya barış getirilmesi için Erdoğan'ın yine bir hamlesi oldu ve ne yazık ki, bölgede çıkarları münakaşalardan yana olan bir kısım güçler buna yanaşmamıştı. Karabağ'da olduğu gibi bölgedeki münakaşaların çözülmesi için buradaki 3 Kafkasya ülkesi ile 3 büyük sınır devletlerinin gelişmiş bir platform kurarak, herkesin hayrına olacak bir çözüm merkezi oluşturmak isteyen Cumhurbaşkanı bugün Karabağ sorunu çözüldükten sonra aynı fikri seslendirmesi, bölgeyle ilgili Türkiyen'in politikasının hep gelişimden ve barıştan yana olmasının bir kanıtı gibi oldu.
Kafkasya, son 30 yılda toplumlar/devletler arasında kanlı çatışmalar, politik karışıklıklar, çeşitli “dondurulmuş” sorunların yaşandığı bir bölge olarak tanımlanırdı. Ama bölgedeki tarihi sürece bakıldığında Kafkas halklarının kendi aralarında sorunları çözme, iş birliği ve entegrasyon hususunda tarihsel anlamda belli bir tecrübe sahibi oldukları da unutulmamalıdır. 1900’lerin başında istikrar ve iş birliği girişimlerinin yoğun yaşandığı dönemler oldu, bölge elitlerinin zaman zaman konfedere bir devlet bile oluşturma çabalarına girdiler. Sovyetler çöktükten sonra da bu çabalar devam etti. Zaman-zaman Ermenistan, Türkiye, Azerbaycan farklı konfigurasyonlarla, farklı tekliflerle bu yönde açıklamalar yaptılar. Ama maalesef yukarıda belirttiğimiz gibi Kafkasya barış ve gelişim gösteren bir bölge gibi burada çıkarları olan bazı güçlerin işine gelmedi. Hatta Türkiye'nin bu yönde ilk teklifinden 1 hafta sonra Rusya kendi inisiyatifini kullanmak istemiş ve 3+1 formülünü, yani “Kafkas Dörtlüsü” düşüncesini ortaya atmıştır. Bu çerçevede, 1 Haziran 2000’de Minsk’te bu dörtlünün toplantısı bile yapılmıştı. Ama bu atılım başarılı olmadı. Çünkü Türkiye’siz bu bölgede yeni bir ortak politik kurumun başarılı olması zor gözüküyor. Ağustos 2008’de Rusya'nın Gürcistan’la yaptığı “5 günlük savaş” akabinde Türkiye yeniden, Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu adı altında önerisini ileri sürdü. Recep Tayyip Erdoğan’ın Ağustos 2008’de Moskova seferinde bu önerini dile getirdi. Ama öneri taraflarca ret edilerek projenin önü kesildi.
Ve nihayet Karabağ zaferi... Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan resmen "bakın bizim sorunlarımızı çözmek için size ihtiyacımız yok, ama bölgenin kalkınması için sizin bize ihtiyacınız var" söylercesine önerisini yeni formatta bir daha ortaya koydu.
Kafkasya Birliği veya 6’lı Platform coğrafya esaslı, bölgede barışı ve ortak güvenliğe önem veren, ekonomik iş birliği ve enerji güvenliğini içeren, aynı zamanda ortak kriz çözme ve yönetme mekanizmasını kapsayan bir kurum olarak sayın Cumhurbaşkanı tarafından ortaya konuldu. Platform zamanla daha da geliştirilebilir, bunları müşterek çalışmalarla daha da detaylandırmak mümkündür. Şimdi bakalım bu birlik neden herkes için çok önemli?
Bölgedeki devletler ve toplumlar arası çatışmalar çözüm yoluna girecek. Rusya-Gürcistan, Azerbaycan Ermenistan arasındaki sorunlar ortak bir Platform altında, ortak bir kriz yönetim merkeziyle, diyalog çerçevesinde hal edilmeye çalışılacak. Ki, bu da bölgenin ekonomik istikrarına büyük katkı sağlayacak. Kafkasya'da iş birliğinin çok önemli, somut bir göstergesi Gürcistan, Azerbaycan ve Türkiye üçlüsü olarak gerek Bakü-Tiflis-Ceyhan gerek Bakü-Tiflis-Erzurum, gerekse Bakü-Tiflis-Kars olmak üzere 3 önemli, hayati stratejik projeleridir. 3 projenin de ne kadar verimli olması herkese bellidir, aynı tempoyla başka projelere başlanmaması için bir sebep yok. Ve ekonomik iş birlikleri Platform üyeleri olan ülkelerin vatandaşlarının refaha, huzura kavuşmasına yardımcı olacaktır.
Ekonomik sıkıntılara ortak çözüm ihtiyacı
Pandemi, sağlık sektörü kadar ekonomik anlamda, turizm sektörü dahil olmakla birçok alanı vurdu. Ve pandemi döneminde de görüldü ki, Platformda yer alacak ülkelerin birbirine ihtiyacı var. Bu 1 yıllık süreçte oluşan sorunları Rusya Türkiye gibi İran da zor geçirdi. Ortaklaşa, birlikte daha hareket ederek daha iyi çözümler bulunabilirdi.
Durmadan yükselen dolar ve dolar akışına kontrol
Evet, Azerbaycan dolar kurunu maksimum sabit tutmaya çalışsa da Platform üyesi olan diğer ülkelerin bu konuda büyük başarı gösterdiği söylenemez. 3+3 ülkeler arasındaki ticarette dolar yerine milli para birimlerini geçerli kılmak, milli parayla iş göre bilmek bölgenin tamamının ekonomisini rahatlatma fırsatı yarata bilir.
Yaptırımlar
Evet, en büyük sorunlardan biri. İran, Türkiye ve Rusya AB ve Amerika tarafından farklı zamanlarda çeşitli yaptırımlarla veya tehditleriyle baskı gördü ve görmeye devam ediyor. Yeni bir kurum, yeni bir ortaklık Batının baskısına karşı bölgeye direnç kazandırır, yeni fırsatlara yol açabilir. Yani burada Cumhurbaşkanın çağrısının bir sebebi de ABD ve Batının baskılarına birlikte karşı koymayı amaçlıyor.
Sonuç olarak ekonomik sıkıntılar, demokrasi çubuğuyla Batı yönlendirmesi ve bu bölgede söz sahibi olmaya devam etmek üçün birleşmek şarttır. Erdoğan’ın bu teklifi Türkiye için değil, tüm bölge için bir nefeslik olabilir. Ama bakalım Türk korkusu, bölgede Türkiye'nin güçlenmesi ile bağlı tedirginlik önerini objektif değerlendirmeye fırsat verilecek mi?