Arkadaşlarım, 3 dakikalık bir iş için aradılar, eski kocası ve menajeri iş arkadaşları günlerce toplantılar yaptılar.
Önce youtube'da şarkılar söylüyor.
Sonra bir dizide şarkılar söylüyor.
Ve sonra ünlü oluyor.
Ben şarkılarını bilmem.
Takip ettiğim biri değildir.
Arkadaşlarım, 3 dakikalık bir iş için aradılar, eski kocası ve menajeri iş arkadaşları günlerce toplantılar yaptılar.
Bitmek bilmeyen toplantılar.
Geri dönmediler, ne zaman aradılarsa hep toplantıdayız dediler ve işi zorladılar ve sonunda olmadı.
Ben zaten adamın çok egolu biri olduğunu duymuştum.
Şarkıcı Zeynep Bastık ve boşandığı menajeri eşinden bahsediyorum.
Geçtiğimiz temmuz ayında evlendiler ve şimdilerde boşandılar.
Benim konum bu değil tabi ki.
Benim konum kadın erkek, ikili ilişkiler.
Ayrıldıktan sonra, eski kocası ve menajerinin açıklaması var.
"Biz evliliği beceremedik, karı koca değiliz, ama o benim ailem, o benim canım, onu çok seviyorum, iş ilişkimiz devam edecek".
"İş ilişkimiz devam edecek"
Aşk bitmiş, iş nasıl devam edecek.
Bu son cümle üzerine, tamamdır arkadaş dedim.
Bunların arasında ki konu para ve adam bu kazanılan tatlı paraları bırakıp gitmiyor.
Tabi dedikodu kazanı kaynamaya başlıyor.
Zeynep çok paralar kazanıyor ve bu paraların büyük payını eski kocası menajeri alıyor.
Yani tam da anladığımız gibi konu tamamen duygusal.
Ve sonunda kadın başka menajer ile anlaşma yapıyor, hem iş, hem eş ortaklığı sona eriyor.
Hayatım boyunca para araya girdiğinde bozmadığı ilişki görmedim.
Onlar aileymiş de, o onun canıymış da.
Ben sorunsuz düzgün ayrılan bir çift hayatımda hiç görmedim.
Anlatılanlara, anlatanlara hiç inanmam.
Eğer iyi bitmişse, yani öyle görünüyor ise, ya da öyle anlatıyorlarsa, inanın ki biri diğerinin iyi niyetini kullanmış, suistimal etmiştir.
Diğeri durumu anlamamıştır.
Artık bundan sonra, ekonomi böyle iken, kadın erkek ilişkisinde, para konusunda çok yangın çıkar.
Paranın bu kadar hesapçı olmadığı, eski güzelliklerin, şarkılarda ve filmlerde olduğu günleri çok ararız.
Ben şahsen umut karaborsası da umut arayış içindeyim.
Okuduğum, gördüğüm, şahit olduğum ilişki çakallığında paradan nefret ettim.
Paranın canı cehenneme diyeceğim.
Diyemiyorum.
Bu hayatta hepimizin istediği şeyler var, en azından çocuklarımız için var.
Televizyon dizilerine ve hikayelerine bir bakın, herkes ne kadar zengin.
Herkes yalılardı, şatolarda oturuyor.
Ben genç kızken, Kadıköy Karaköy vapuruna bindiğimde, gördüğüm insanlar ne kadar farklıydı, hatta denizin köpüğü bile farklıydı.
Şahit olduklarıma bakıyorum.
Gelecekten çok korkuyorum.
Keşke geçmişe iltica etsem.
Hale bakın.
Kötüler kötülere daha çok sahip çıkıyor.
Hiç kimsenin göz bebeğinde masumiyet kalmamış.
Herkes birbirine "onun ne mal olduğunu anladım" diye dolaşıyor.
Kadınlar, parasını koparacak erkek arıyor.
Erkekler, parasını koparacak erkek arıyor.
Boşanmalardan mutlaka biri karlı, diğeri daima zararlı çıkıyor.
Aşkı arada bulasın.
Gururla arkasını dönüp gideni arada bulasın.
Bu benim hakkım değil, bunu da sen al diyeni var mı?
Damarlarda kirli kan dolaşırken, samimi, dürüst, hesapsız, yalansız ilişki zor bulursunuz.
Sonunda.
Canım, ile canın çıksın arasında bir avuç para sıkışır kalır.
Funda'nın aklındakiler…
... Gazetenin ilk sayfasında gördüm.
Kırmızı elbiseli derin bacak yırtmaçlı, göğüs dekolteli bir Rus kadın fotoğrafı var.
Ve yanında bir helikopter uçuyor, arka fon masmavi deniz, tatil bölgesi ve hatta Bodrum.
Başlık atmış "uçuyobus".
Bu ne demek tam anlayamadım, ya da uçaklar otobüs gibi vızır vızır mı demek istiyor.
Devam ediyor.
"Yabancılar tatil için Türkiye'ye koştu, helikopterli otel transferleri bile doldu, en az 2000 dolardan başlayan uçuşların yüzde doksanı doldu".
Ve hemen hemen tamamı Rus.
Devam ediyor.
"Turistler Bodrum, Çeşme, Marmaris ve Antalya'daki lüks otelleri kapattı".
"Havalimanından transfer için kesenin ağzını açtı.
Türkiye gelmeden önce helikopter kiraladı, özellikle Ruslar 2 bin dolardan başlayan uçuşları sezon sonuna kadar kapattı".
"Hatta bütün oteller sezon sonuna kadar dolu".
Şaka gibi değil mi.
Evet turizm önemli.
Ama dolar ve euro bu duruma gelmişken o insanların burada tatil yapması komik ve bedava fiyatlara geliyorken.
İnsan bu kadar coşku ile ilk sayfasında bunu böyle anlatır mı?
Senin sevindiğine, ortalama gelirli vatandaşımız sevinebilir mi? İmkan var mı?
Biraz düşünmeli.
Yahu benim ülkemdeki insanlar nasıl tatil yapacak.
Bırak özel arabasını, acaba otobüs ile o otellerin önünden geçebilecek mi?
Uçağa binmek hayalinde bile kalamayacak.
Yazık değil mi bizim insanlarımız cennet gibi ülkemin hiçbir yerine gidemeyecekler.
Otogarda röportaj yapmışlar, adam otobüs fiyatını öğreniyor, bilet alamıyor, "anama babama memlekete gidemiyorum" diye koca adam ağlıyor.
Ayıp ya.
Valla yatacak yeriniz yok.
Kendinize gelin.
Funda'nın aklındakiler…
... Erkeğin yaşlılığı, kadının yaşlılığından çok daha zor.
Genel olarak kadın yaş aldığının bilincine efendice varıyor.
Ya erkekler.
Hayal dünyasında, şuursuzca saçma sapan o ruh halinde yaşayıp duruyorlar.
Oyuncu Aydemir Akbaş, 80'li yaşlarını geçmiş, protez dişlerini oynata oynata anlatıyor.
Anlatılanları anlamıyor, gördüğü fotoğrafı tanımıyor, anlamıyor.
Çok yaşlanmış yani.
Ama diyor ki!
"Bugün Beyhan ölse 20’lik alırım", 20’lik diye de kadını tanımlıyor ve hatta genç kızlardan bahsediyor.
Beyhan dediği, yüz yıllık karısı.
Ben kadın olarak, aman diyerek "yaşına verip" hoş görebileceğim bir söylem değil.
Ben iskelede, ortalama o yaşlarda erkekler görüyorum, bayağı bayağı yaşlılar, göbekler, bacaklar, dişler tamamdır.
Siz oturun kalkın yanınızdaki kadınlara, karılarınıza şükredin.
Beyhan hanım neden ölsün ki.
Siz daha yaşlısınız.
Aslında neden öyle söylediği, bilinç altı düşüncelerini tahmin ediyorum.
Beyhan hanım bir aksilik, düştü kalçasını kırdı, evde bakımda, belli yaşta sonra insanlar bazen düşüyor, kalça kırığı falan iyi değildir.
Allah korusun yani.
Beyhan hanım, lütfen 100 yıl yaşayın.
Bu arada bu adamlara giden kadınlar yok mu, maalesef var.
Size en büyük ceza, bu adamların koynunda uyumak.
Hadi canım.