kinci Körfez Savaşı, nam-ı diğer "Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu". Takvimler 24 Eylül 2002'yi gösterdiğinde üzerinde güneş batmayan krallık bakiyesi İngiltere Başbakan'ı Tony Blair uluslararası kamuoyunu şaşırtacak ve sonraki bir yılın gündemini oluşturacak bir iddia ortaya attı:
İkinci Körfez Savaşı, nam-ı diğer “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu”. Takvimler 24 Eylül 2002’yi gösterdiğinde üzerinde güneş batmayan krallık bakiyesi İngiltere Başbakan’ı Tony Blair uluslararası kamuoyunu şaşırtacak ve sonraki bir yılın gündemini oluşturacak bir iddia ortaya attı: Irak’ta kitle imha silahları var! Kötü adam Saddam 45 dakika içinde bir kitle imha silahını harekete geçirebilirdi. Irak silahsızlandırılmalıydı ve bunun için uluslararası kamuoyu birlikte hareket etmeliydi. Blair’in sunduğu rapordaki iddialardan biri de önlem alınmazsa Saddam’ın 12 ay ile 2 yıl içinde nükleer silah geliştireceği yönündeydi. (İngiltere 1952 yılından beri nükleer silah denemeleri yapıyor. 200’ün üzerinde savaş başlığı olduğu iddia ediliyor) Blair’in bu iddialarına ilk tepki kendi partisindeki vekillerden gelmişti. Muhalif vekiller iddiaları “ucuz roman” (pulp fiction) olarak niteledi. Raporda Türkiye’ye dair başlıklar da vardı. Saddam’ın daha önce kitle imha silahı kullanmaktan çekinmediği belirtilerek 1988 yılındaki Halepçe’deki Kürt köylerine yapılan saldırılara ait çarpıcı fotoğraflar delil olarak gösteriliyordu. Ertesi gün Irak hükümeti atağa geçmişti. Blair’in açıklamaları “ikna edici kanıttan ve bilgiden yoksun” bir propaganda söylemi olarak nitelendirildi. Irak’ta seçim yaklaşıyordu. Rusya Dışişleri Bakanı Igor Ivanov dosya için “velvele propagandası” dedi. Irak yönetimi iddialarda bahsi geçen, Birleşmiş Milletler’in onayı alınarak inşa edilen ve fosgen gazı üretilen tesisi batılı gazetecilere açtı. Tesiste iddia edildiği gibi kimyasal ve biyolojik silah yoktu. 2016 yılında açıklanan kamuoyunda Chilcot Raporu olarak bilinen, Sir John Chilcot’un hazırladığı bir raporda o dönem Tony Blair ve George W. Bush’un yazışmaları durumun ne olduğunu çok çıplak bir şekilde gözler önüne serecekti. 11 Ekim 2001 yılında yazdığı bir notta Blair “Saddam’ın hakkından gelmemiz gerektiğine dair hiçbir şüphem yok” diyordu. İkili ikiz kulelere yapılan saldırı sonrası bu konuda fikir birliğine varmıştı. (Rapor yayınlandıktan sonra Irak harekatında hayatını kaybeden İngiliz askerlerinin bazılarının aileleri Blair’in yargılanmasını istedi) 15 Ekim 2002’de Saddam Hüseyin cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle çıktı. Seçimden 23 gün sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 1441 sayılı kararla Irak’ın tamamen ve acilen silahsızlanması çağrısında bulundu. Eğer bu çağrı karşılık bulmazsa Irak “ciddi sorunlarla” karşılaşacaktı. 18 Kasım’da yani uluslararası tehditten 10 gün sonra BM’nin silah denetçileri Irak’taki kitle imha silahlarını aramaya gittiler. 8 Aralık 2002 tarihinde Irak hükümeti ülkelerinde kitle imha silahlarının bulunmadığına dair hazırladıkları bir raporu BM’ye sundu. Ok yaydan çıkmıştı. Dış İşleri Bakanı Colin Powell, Irak'ta kimyasal silah olduğunu söylüyor ve Saddam Hüseyin'in El-Kaide bağlantılarını anlatıyordu.
20 Mart 2003’te ilk Amerikan füzesi Bağdat’a düştü. İşgalin başlamasından üç hafta sonra 9 Nisan 2003 tarihinde Bağdat koalisyon güçlerinin eline geçti, bu bir devletin sona erişiydi. Saddam, sekiz ay sonra doğduğu yer olan Tikrit’te yakalandı, Amerika'nın atadığı geçici hükümet tarafından yargılandı ve 1982 yılında Duceyl'de 148 Iraklı Şii'nin öldürülmesinden sorumlu tutularak 5 Kasım 2006'da idama mahkum edildi. 30 Aralık 2006 tarihinde idam edildi. Onu sorgulayan Amerikalılara “başarısız olacaksınız çünkü Irak’ı tanımıyorsunuz. Dilini, insanını, tarihini ve kültürünü bilmiyorsunuz. Çok yakında Irak'ı yönetmenin ne kadar zor olduğunu siz de anlayacaksınız” demişti. Yıllar sonra sorguyu kitaplaştıran CIA Ajanı John Nixon, Saddam’ın haklı çıktığını söyleyecekti. Saddam’ın idamı son dakikaya kadar görüntülendi ve dünya televizyonlarında yayınlandı. İnfaz Kurban Bayramının birinci gününe denk getirilmişti. Yıllar sonra idam sürecine tanık olan Irak eski Milli Güvenlik Müsteşarı Rubayi Saddam Hüseyin’in idama götürülürken en ufak bir pişmanlık duymadığını anlatacaktı.
2007 yılında yapılan araştırmalara göre savaşta tahmini bir milyon Iraklı hayatını kaybetti, 4,7 milyon Iraklı yer değiştirdi. Dünyanın en eski el yazmalarının bulunduğu Bağdat kütüphanesi önce talan edildi ardından kül oldu.
Sonra bilin bakalım ne oldu? 12 Şubat 2005 yılında Irak’taki kimyasal silahları bulmak amacıyla yapılan araştırmanın tamamlandığı açıklandı. Daha sonraki süreçte de Irak'ta, savaşının gerekçesi olarak gösterilen nükleer ve kimyasal silahların izine rastlanmadığı ortaya çıktı. George Bush bu gerçeği konuşmalarında ti’ye aldı. “Hanimiş bu kitlesel silahlar? Aaa oval ofiste miymiş? Kesinlikle bir yerler de olmalı!” Bir milyon canın kaybı kötü bir espriye malzeme oldu. ABD Kamu Dürüstlüğü Merkezi bu süreçte Başkan Bush ve ekibinin 935 yalan söylediğini açıkladı.
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair günah çıkardı, hatalarından dolayı özür diledi. Irak istilasına katılmanın aldığı en zor karar olduğunu belirterek, "Karar nedeniyle bugün bütün sorumluluğu, herhangi bir istisna veya mazeret olmaksızın kabul ediyorum." dedi. Çok çocuklu ideal İngiliz aile babası 1 milyon Iraklının ölümüne yol açan bu kanlı savaşın altına imzasını atmıştı.