Bursa'da çalışmaya başlayıncaya kadar Dağ Yöresi'nin varlığından benim de haberim yoktu. Günümüz coğrafya kitaplarına bakacak olursak böyle bir yörenin ismi ve tanımına rastlayamayız. Bursa'nın Dağ Yöresi'nden bahsetmeden önce Bursa'nın coğrafyası üzerine bir bakalım.
Bursa’da çalışmaya başlayıncaya kadar Dağ Yöresi’nin varlığından benim de haberim yoktu. Günümüz coğrafya kitaplarına bakacak olursak böyle bir yörenin ismi ve tanımına rastlayamayız. Bursa’nın Dağ Yöresi’nden bahsetmeden önce Bursa’nın coğrafyası üzerine bir bakalım.
Bursa coğrafyası
Bursa toprakları, ülkemiz coğrafyası içerisinde Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara Bölümü’nün Bursa Yöresi, Karasi Yöresi ve Samanlı Yöresi’nde yer alıyor. Benim itirazım burada başlıyor. Bu tanım 1941 yılında I. Türk Coğrafya Kongresi’nde alınan kararların sonucunda ortaya çıkan bir veri. Bursa’nın diğer üç yöresinden farklı olarak bir de Dağ Yöresi var.
Güney Marmara Bölümü
Güney Marmara Bölümü, dağlar arasına yerleşmiş göller ile verimli ovaların ve tarıma dayalı sanayinin bulunduğu bir alandır. Marmara Bölgesi, ülkemizin kuzeybatı kesiminde Marmara Denizi çevresinde yer alıyor. Bölge 67 bin km2 yüzölçümü ile Türkiye’nin % 8’ini kaplıyor. Bursa, Marmara Denizi’nin güneydoğusunda yer alan, Türkiye’nin dördüncü büyük kentidir. Bursa, doğuda Bilecik ve Adapazarı illeri ile komşudur. Kuzeyde Kocaeli, Yalova ve Marmara Denizi, güneyde Kütahya, batıda Balıkesir illeriyle çevrilidir. İlin toplam yüzölçümü 10882 km2’dir. İl topraklarının % 17’sini ovalar oluşturmaktadır. İl toprakları içerisinde; Uluabat (134 km2) ve İznik (298 km2) gölleri bulunmaktadır. İlin önemli akarsuları; Mustafakemalpaşa Çayı, Uludağ’ın güney yamaçlarından doğan ve gene Uludağ’dan kaynaklanan birçok küçük dere ile beslenen Nilüfer Çayı, Göksu Çayı, Kocadere, Karadere ve Aksu Deresi’dir. İl, 135 km kıyı bandına sahiptir. Bursa’nın topraklarının yaklaşık % 35’ini dağlar kaplamaktadır. Dağlar genellikle doğu-batı yönünde uzanan sıradağlar şeklindedir. Orhangazi’nin batısından Gemlik Körfezi’nin batı ucunda bulunan Bozburun’a doğru Samanlı Dağları uzanmaktadır. Gemlik Körfezi’nin güney yüzünü kaplayan ve Bursa Ovası’nı denizden ayıran Mudanya Dağları, İznik Gölü’nün güneyi ile Bursa Ovası’nın kuzey kesimleri arasında yer alan Katırlı Dağları, Mudanya Dağları’nın uzantısı olan Karadağ ve Marmara Bölgesi’nin en yüksek dağı olan Uludağ’dır (2543 m). Bursa’nın 17 ilçesi (Büyükorhan, Gemlik, Gürsu, Harmancık, İnegöl, İznik, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, Mustafakemalpaşa, Orhaneli, Orhangazi, Yenişehir, Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım), 230 beldesi ve 659 köy yerleşimi vardır.
Samanlı Yöresi
Bursa’nın topraklarının bulunduğu Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara Bölümü genel coğrafya kitaplarına göre üç, bence dört yöreden oluşur; Samanlı, Karasi, Bursa ve Dağ yöresi. Samanlı Yöresi, kuzeyde İzmit Körfezi, Sapanca Gölü, güneyde Pamukova-İznik-Gemlik Körfezi arasında Samanlı Dağları’nı ve bu dağlık kütlenin Marmara Denizi’ne doğru sokulduğu Armutlu Yarımadası’nı içine alan yöredir. Burası kuzey ve güneyinde çöküntü alanlarının uzandığı bir horst şeklidedir. Samanlı Yöresi’nin kuzeyindeki Akyazı-Sapanca-Gölcük-Yalova arasında Kuzey Anadolu Fayı ile güneyde Gemlik-İznik arasında faylar geçer. Yörenin en önemli özelliği; yerleşmelerin dağ ile ova arasındaki yamaçlarda bahçeler içerisinde kurulmuş olmasıdır. Yörenin doğusunda İznik Gölü’nün doğusunda kurulmuş olan İznik, İlkçağ’ın başlarında kurulmuş önemli bir yerleşmedir. Roma İmparatorluğu Dönemi’nde önemi artan İznik, bir ara Bizans Devleti’nin merkezi olmuş. 14. yüzyılın başlarında Bursa’dan önce Osmanlı Devleti’ne merkez olan İznik, nitelikli sanat değerine sahip eserlerle donatıldı. Kent çinicilik merkezi haline geldi. Gür ormanların yer aldığı Samanlı Dağları kütlesi ise yörenin tenha kesimini oluşturur.
Bursa Yöresi
Güney Marmara Bölümü’nün doğusunda Gemlik-İznik Oluğu ile güneyde bir horst şeklinde yükselen Mudanya-Katırlı Dağları ve onun güneyindeki Yenişehir Havzası ve en güneydeki Uludağ-Domaniç Dağları sırasını içine alır. Yörenin batı sınırı, Tirilye-Uluabat Gölü doğusundaki alçak eşikten geçer ve bu sınır yöreyi batıdaki Karasi Yöresi’nden ayırır. Yörenin Marmara kıyıları zeytinliklerle kaplıdır. İç kısımlardaki düzlük alanlarda meyve ve sebze bahçeleri görülür. Dağlık kütleler ise seyrek nüfuslu olup yer yer ormanlarla örtülüdür. Yörenin önemli yerleşmelerini; Bilecik, Bursa, Yenişehir, İnegöl ve Mudanya oluşturur. Bursa, ülkemizin sanayi, ticaret ve turizm alanlarında ilerlemiş bir merkezidir. Uludağ’ın eteğine kurulmuş olan şehir, nüfusunun artması ile ova üzerine doğru yayılmaya başlamıştır. Bursa ismi; MÖ II. yüzyılda yaşamış Bithynia Kralı Prusias’ın isminden gelir. Bizans Dönemi’nde kaplıcaları ile tanınmıştır. 1326 yılında Osmanlılar tarafından alınarak başkent yapıldıktan sonra büyümeye ve görkemli eserlerle süslenmeye başlanmıştır. Edirne fethedildikten sonra (1362) devlet merkezi taşınmışsa da, padişahların türbeleri Bursa’da yapılmış ve kent, devletin en önemli kültür merkezi arasındaki yerini korumuş.
Karasi Yöresi
Doğuda İç Batı Anadolu eşiği ile batıda Biga Yarımadası arasında Marmara Denizi’nin güneyindeki verimli ovaları kapsamına alan bu yöre, bir bakıma Susurluk Çayı’nın Marmara Bölgesi’ndeki havzasını kapsar. Yörenin kuzey kısmında, Güney Marmara Bölümü’nün önemli tarımsal alanlarını oluşturan Balıkesir ve Karacabey ovaları yer alır. Buradaki çukurluklar içinde Manyas Kuş Gölü ve Uluabat Gölü bulunur. Önemli yerleşmeler, doğal yol güzergâhları ile ovaların kenarlarında ve eteklerinde kurulmuştur. Karasi Yöresi’nin en önemli yerleşimleri arasında Bursa’ya bağlı; Mustafakemalpaşa ve Karacabey’de yer alır.
Dağ Yöresi
Dağ Yöresi, Bursa’nın doğusunda, Uludağ’ın güneyinde, Keles, Orhaneli, Büyükorhan ilçelerini içine alır. Bursa’nın Harmancık İlçesi, Bursalılar tarafından kültürel anlamda Dağ Yöresi’nin içerisinde olsa da doğal anlamda İç Batı Anadolu Yöresi içerisinde yer alır. Yani bir bakıma Bursa’nın iki bölge, iki bölüm ve beş yöre içerisinde toprağı bulunuyor. Bursa coğrafyası üzerine 3 yıl çalışma yaptım. Uludağ’ın güneyinde yer alan ve hala arı, duru bir kültür hazinesi konumunda bulunan Dağ Yöresi’nin hak ettiği değerin verilmesini arzu etmekteyim. Dağ Yöresi’nde çok sayıda doğal ve kültürel rotalar yaptım. İztv adına ‘Uludağ’ın Ardında’ ve ‘Sadağı Kanyonu’ isimli iki belgeseli hazırlayıp sundum. Birde ‘Sadağı Kanyonu’ isimli Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Bursa Şubesi adına dört mevsim görüntülerden oluşan bir de belgesel film çektim. Uludağ’ın güneyi yani Dağ Yöresi bir hazine ve keşfedilmeyi bekliyor…