Futbolumuzu ne kadar iyi yönetebildiğimiz konusuna bir türlü anlam katamadık. Futbolumuzu iyi yönetemiyoruz.

ASLOLAN BUNDAN SONRA NE YAPILMALI?

Kimse kimseye güvenmiyor. Adına ezeli rakabet, ebedi dostluk dediğimiz o mukaddes ilişkileri birilerinin anlık hezeyanlarına feda ettik ve dünyanın en öneml derbilerinden biri olan, doksan dakikasına kadar önemli bir olay olmaksızın sonuna getirebildiğimiz bir derbi karşılaşmasını dillere destan olacak ayıp ötesi olaylarla futbol tarihimizin sayfaları arasına yerleştirdik.

Sonrası yaşananları buraya taşımama gerek yok, hepimiz biliyoruz. Bir şeyi gördük ki; iyi giden bir derbi karşılaşmasında ardından genelde iyi olarak bahsettiğimiz hakemin, karşılaşmanın son dakikalarında Belhanda ile Soldado’unu didişmelerini görmezden gelerek giderek kavgaya dönüşmesinde yaptığı hata ve karşılaşma sonucunda sahanın tam anlamıyla mahalle kavgasına dönüşen görüntüleri, sahada kovalanan futbolcular. Ve en kötüsü ise, tüm bunların, başta orta hakem olmak üzere tüm hakemlerin gözünün önünde olmasıdır. Hakemler kenardan seyrettiler. Sahada kovalanan futbolcular, birbirinin boğazını sıkanlar, öncelikle evsahibi takımın yedek kulübesinin ve yardımcı hocalarının fiilen kavganın içinde olması ve buna neredeyse seyirci kalan Fatih Terim’in daha sonra en çok konuşan ve mağdur profile çizenin olması.

Ve hakemlerin önce “VAR” görüntülerinden çıkardıkları saçma kararları, yetmedi verilen cezalar. Ve bitmedi; devamında Merkez Ceza Kurulunun cezaları az görüp tamamlaması.

Bitti mi bitmedi tabi. Bu olayda çok mağdur olduğundan şikayetçi olan evsahibi takımın ortalığı iyice geren açıklamaları. O karşılaşmada sahada olaya karışan antrenörleri, başta Hasan Şaş olmak üzere aldıkları cezalar. Ve final; yeni cezalar; hep rekorlarından söz edilen Fath Terim’in yeni bir rekora imza atması. On haftalık men cezası.

Bu arada tüm bunların başlangıcında olayları ilgisiz kalan ve iki futbolcunun kavgasında sadece Soldado’ya kırmızı kart göstererek 6 maç ceza almasına yol açan, olayı başlatan Belhanda’yı ise sarı kartla geçiştiren hakem nerede mi? Ondan ve MHK’den hiç ses yok. Sonuç, bilinen; misafir takımdan iki; evsahibi takımdan üç futbolcu müsabakalardan men cezası, ama; olayların başlangıcında en az Soldado kadar direkt dahli olan Belhanda oynamaya devam. Sahada Fenerbahçeli futbolcuları kovalayanlar ise dışarıdan, başka takımlardan gelen futbolcular olarak değerlendirildiler(!) herhalde, çünkü onlar görüntülerin başrolünde olmalarına rağmen cezalardan yırttılar.

Kısacası, adalet dağıtanlara göre olması gereken buydu.

Çoğu kez yazdım da, iki hafta önce çok net olarak köşemde aşağıdakileri yazmıştım;

“Şu meşhur süper ligimizden yansıyan o istikrarsız, bir hafta sonra neler olacağını kestirmek çok zor olan fotoğraf bu. Kısacası süper ligimiz oldukça sıkıntılı.

“Hakemlerimiz de bu sıkıntının önemli bir parçası. Karşılaşmaları yönetirken kendi inisiyatifleri yerine sırtlarını “VAR”a dayamışlar ve genelde kritik kararlarda öne çıkmaya cesaret edemiyorlar izlenimini yansıtıyorlar. Futbolseverlerin kafası bu konuda iyice karışık. Son zamanlarda karşılaşmaların sonuçları neredeyse “VAR”ın etkili olduğu kararlara dayalı.”

“Yabancı karşılaşmaları izliyoruz, oradaki hakemler “VAR”ı bu kadar hissetirmiyorlar, öne çıkarmıyorlar, kararların tümünü kendileri veriyorlar”.

“Ligimizin daha onuncu haftasını geride bıraktık. Daha lig kızışmadı. O zamana böylesine bir zaafla varmamak gerek ve MHK bu konuda ivedilikle önlemler almalı. Hakemlerimizin cesaretlerini kıran olumsuzlukları ortadan kaldırmalı”.

“Ligimizi zor günler bekliyor. Görelim artık”.

Yazdıklarım bunlardı. Ortada bolca görüntü varken, sahada hakemler, müşahitler, gözlemciler varken olan onca olayı üç aşamada ağır aksak çözebilen veya çözdüğünü sanan TFF ve kurullarının futbolumuzu ve bu ligi yönetebileceklerine kim inanabilir?

Yıllardır yönetemiyorlardı ama şimdi artık bu çok net ortaya çıktı.

Artık yapmaları gerekeni mutlaka yapmalılar.

TFF tüm kuruları ile mutlaka yenilenmeli.