"Şimdi ne ben ne arkadaşlarım bir yapının terör örgütü olarak değerlendirme yapacak istihbari bilgiye ve yapıya sahip değiliz."

Bu sözler Buffalo’lu Selin Sayek Böke’ye ait. Katıldığı bir televizyon programında Böke, PYD/PKK’ya terör örgütü diyebilmek için ellerinde “istihbari bilgi” olmadığını ifade ediyor. Fakat aynı Böke, Türkiye’yle birlikte Afrin’de terör unsurlarını temizlemek için ortaklaşa hareket eden ÖSO’ya “terör örgütü” demekten çekinmiyor.

Böke’nin, PYD/PKK’yı terör örgütü kabul edebilmesi için daha kaç askerimizin şehit olması ya da daha kaç kızımızın uykusunda katledilmesi gerekiyor bilmiyorum ama Türkiye olarak çok kritik bir operasyonu yürüttüğümüz şu dönemde artık “özgürlük” sınırını da aşan bu açıklamaları hayretle karşılıyorum. Bu milletin gözünün içine bakılarak dalga geçilmesine tahammül edemiyorum.

***

Şimdi karşımda televizyon açık. CHP’nin kurultayını izliyorum, Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını gerçekleştiriyor. 15 Temmuz’da ortak hareket ettik diye bir cümle kuruyor… Bunu kuran şahıs, 15 Temmuz gecesi Bakırköy Belediye Başkanı’nın evinde darbeyi naklen seyreden kişi değil mi? “Tanka önce ben çıkarım” diyen Bay Kemal, o gece Atatürk Havalimanı’ndan tanklar varken nasıl çıktı? Darbeciler ona nasıl yol verdi? Önce bunların açıklamasını yapsın.

Ayrıca 16 Nisan referandumuna CHP’nin, daha doğrusu CHP’yi yönlendiren küresel mekanizmanın nasıl takılı kaldığını kurultayda görebiliriz. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının yarısı 16 Nisan referandumunu iptal ettirmek için mücadele edeceklerini söylemesiyle geçti. Küresel merkezin yeni hedefi referandumu iptal ettirmek için yeni kumpas planlarını hayata dökmek mi hep birlikte göreceğiz. Buna taşeron olan CHP’ye ise söyleyecek bir şeyimiz yok. Onlar kendilerine verilen görevi yapıyorlar. Mustafa Kemal’in partisinin taşeronluğa soyunmasına ise hiçbir aklı başında CHP’liden ses çıkmıyor. O nedenle ne yönetim ne de taban diye ayırıyorum artık… Hedef, Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin. Sırf bunun için bile bağımsızlığı askıya alıp mandacılığı kabul edebilecek duruma geldiler. Yazıklar olsun diyeceğim ama artık bu bile nefes israfı. Tek söyleyebileceğimiz şey, Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik dönemde bunlarla birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmek hayal… Hatta bunlarla birlik ve beraberlik daha kötü sonuçlar doğurur. Bize 15 Temmuz’da meydanlarda kahramanca mücadele eden bu millet yeter, o millet her şeyin üstesinden gelir…

Barış Manço sevgisi…

1 Şubat Barış Manço’nun ölüm yıl dönümüydü. Ölüm diyorum ama ölümün yakışmadığı ve aslında hala yaşayan bir isim Barış Manço…

Çünkü Manço’nun şarkıları hiçbir zaman eskimedi. Hala dinlendiği gibi şu dönemde bile Manço’nun şarkıları yeni sanatçılar tarafından tekrar yorumlanarak piyasaya sürülüyor. Böyle bir ismin öldüğünü söylemek yanlış olur. Hayatını sanatına adayan bir kişi için şarkılarının hala bu dönemde bile aynı heyecanla dinlenmesi ne muhteşem bir şey olmalı…

Manço, bu ülkede yaşayan her kesimden insanın sevdiği nadir kişilerden biri belki de… Hiçbir düşünce grubundan kendisine karşı söylenilen kötü bir söze şahit olmadım. Her insana nasip olmaz böyle bir durum… İşte o nedenle Barış Manço Türkiye’dir ve hala daha yaşamaktadır…

Bu haftanın favori Spotify şarkılarım

· Barış Manço – Ali Yazar Veli Bozar

· Cem Karaca – İşte Geldik Gidiyoruz

· Justin Timberlake – Morning Light

· Mabel Matiz – Öyle Kolaysa

· Bahamas – Lost In The Light

---