Şu anki görüntüsüyle kolay gibi görünen, ama hala bazı nedenlerle yanıtı oldukça düşündürücü bir soru bu!
Gidişat şimdilik iyi gidiyor gibi. Hiçbir sorunu olmayan, Finansal Fairplay’le hiçbir işi olmayan ve zaten sistemi oturmuş olan takıma, Sivasspor’da çok başarılı bir sezon geçiren dünya yıldızı Robinho’yu da kadrosuna katan Başakşehir, son maçında ligin iyi futbol oynayan takımlarından Kasımpaşa’yı da net bir skorla geçti. Deplasmanda Göztepe engelini zor da olsa aşan Galatasaray’ın ısrarlı takibine rağmen altı puan öndeki liderliğinden bu hafta da taviz vermedi.
Lig sıralamasında ilk üç değişmedi. Dördüncülüğe ise, son haftalarda yavaş yavaş tırmanışa geçen Konyaspor ve haftayı beraberlikte kapayan Trabzonspor ise beşincilikte kalarak kurulu bir düzen oluşturdular.
Bir süreden beri transferler konusunda sorun yaşayan ve takımda belli bir istikrar sağlayamayan Beşiktaş ise, bu durumundan oldukça etkilenen bir görüntü sergiliyor. Takımın ana oyuncuları teker teker ayrılacak gibi ama yeni transferler konusunda önemli gelişme gösteremeyen Beşiktaş ise, 41 puanlı liderin onbir puan gerisinde.
Sıralamanın altlarında ise, oldukça hareketlilik var. Uzun süredir düşme hattında olan, son hafta sahasındaki zorlu mücadele sonrasında, üst sıralardaki Malatyasporu 3-2’lik bir skorla yenilip düşme hattının üstüne çıkan Fenerbahçe’de bir düzelme var gibi görünüyor. Transferdeki eksiklerini tamamlamak için, bir yerli bir de yabancı iki önemli oyuncuyu kadrosuna kattı. Bugün bir iki transfer daha yapabilecek gibi görünüyor. Alt sıralar oldukça hareketli ama, haftalardan beri en önemli değişim, hiç şüphe yok ki, aldığı galibiyetle düşme hattının azıcık üstüne çıkan Fenerbahçe’nin durumudur.
Ligin 19. haftasını geride bıraktık ama Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş, iyice zorlandıkları transfer konusunda sıkıntılılar. Bu gün son gün, transferler belli olacak.
Bana göre lig savaşı yarından sonra daha da kızışacak ve çok zor mücadelelere sahne olacak. Bu ortamda sadece önüne bakan Başakşehir en avantajlı takım. Bu görüntüsüyle de ligi zirvede sonlandırma konusunda en rahat olanı.
Peki, son durumundan biraz söz ettiğimiz ligde neler oluyor ve olacak. Malum sorun gibi görünen ve sırtını “VAR”a dayayan hakemlerimiz konusunda bir gelişme yok. Belli ki bu durum lig sonuna kadar tam olarak çözülemeyecek. Hakemlerimizin eksiği olan kararlarındaki standartsızlık VAR’a rağmen devam edecek gibi. TFF ve önemli kurullarından MHK’yi sorarsanın dişe dokunur bir değişiklik yok, yönetim zaafları aynen devam ediyor.
Kısacası; bu konuda geçen hafta yazdıklarım ayniyle vaki devam ediyor.
Geçen haftaki yazımı şöyle sonlandırmıştım, buraya aktarıyorum.
Birkez daha okuyun ne demek istediğime varın siz karar verin.
“Hep söyleniyor, yazılıyor, hakemlerimizin en önemli hatalarından biri ve belkide en önemlisi, kararlarındaki istikrarsızlık, standarttan uzak olmaları. Bunlar faal olmayan eski hakemlerimizin değerlendirmelerinde bile var. Yıllardır ülkemiz hakemlerinin bilinen en büyük eksiği bu. Kararlarında bir standart yok, sarı ve kırmızı kart kararları çoğunlukla tartışılıyor. İhlallerde gösterilen kartlarda, verilen penaltı kararlarında genelde standart yok.
Bu durum sahadaki futbolcunun kafasını iyice karıştırıyor ve kafası karışık futbolcunun daha kolay hata yapmasına neden oluyor.
Hakemlerimiz her pozisyonda “VAR” hakemlerinden gelecek yardıma sırtlarını dayayınca, sahadaki futbolcularının “VAR” beklentisini de alışkanlık haline dönüşmesine neden oluyor. Ve malum tartışma gündemin birinci maddesidir.
Ligimizin ikinci yarısının ilk haftasını geride bıraktık. Daha zor haftalara gelmedik. Şampiyonluk mücadelesi daha kızışmadı. Ligde kalma mücadelesi daha başlamadı.
Bu şartlarda son 16 hafta kolay geçmeyecek gibi görünüyor”
Haksız mıyım, ne dersiniz?