Bir kere o nasıl bir savunmadır anlayan beri gelsin! Rakip kanattan adeta elini, kolunu sallaya sallaya ceza sahana giriyor, yetmedi ortayı da yapıyor.
Bir kere o nasıl bir savunmadır anlayan beri gelsin! Rakip kanattan adeta elini, kolunu sallaya sallaya ceza sahana giriyor, yetmedi ortayı da yapıyor. Kalecin dahil herkes donmuşçasına seyrediyor. Şener Özbayraklı ise kendisinin müdahale etmesi daha kolay olan o ortaya sırtını dönüyor ve golü kalende görüyorsun. Peki ya sonra? Tutuksun ve rakibini kendi sahanda kabul ediyorsun. Atak üstüne atak yapan Krasnador’a adeta ‘ gel bana fark yap’ diyorsun. Olmazdı tabi. Olmadı da. Öyle olunca da ilk yarıyı bir tek ciddi atak yapamadan ve tabi ki şut dahi atamadan üstelik kalesinde gördüğü ilk topta golü de yiyerek kapadı Fenerbahçe. Dick Advocaat’ı da anlamak mümkün değil. Kadro dışı bıraktığı ve daha henüz affedilen Emenike ile başlamak da neyin nesi? Ya hızlı Krasnador hücumcularına adam, adama savunma anlayışına ne demeli? Hollandalı belli ki maça gol yemeden alınacak bir beraberlik için çıkmış. Hatta onu şöylede tescilleyelim. Fenerbahçe rakip kaleye ilk şutunu 67. dakikada Moussa Sow ile çekti. Sarı-Lacivertlilerin ilk yarıya oranla topla daha çok oynadığı ancak etkisiz kaldığı ikinci yarıda rakipte ilk yarıdaki etkinliğinde olmayınca maçın başında fark yer görüntüsündeki Fenerbahçe’ye 1-0 adeta ödül gibi bir sonuç oldu. Sarı-Lacivertliler dünkü futboluyla henüz 8 yaşındaki rakibine bu avantajlı skor sonrası rövanşta elenmez diye düşündürmese de; şüphesiz ki saha ve seyirci avantajının yanında birde gününde olursa turu kapar diye düşünüyorum.