'Kafayı yiyenleri mi ararsınız üzüntüden depresyona girenleri mi? Ya da birbirine mesajlar yollayıp 'sende durum nasıl' diye endişeyle soranları mı?' Hepsi ve daha fazlası vardı!
Sosyal medya geçtiğimiz gün SOS verdi!
Fotoğraflar çıkmıyordu ekranda. Elimizi ve zihnimizi çekip çevremizle ilgilenmek yerine; salya sümük olduk, elimiz ayağımız birbirine girdi ve krizlerden krizlere girdik... Sudan çıkmış balık misali çırpındık, debelendik, camı açıp imdaaattt diye çığlıklar attık...
Sosyal medya bağımlılığı madde bağımlılığını solladı ve tozu dumana katarak bastı geçti haberimiz ola! Bu konuda hızlı ve etkili çözümler üretmemiz gerekiyor.
Şimdiye kadar sosyal medyaya yansıyan akıl ve mantık yoksunu paylaşımlara dair birkaç yazımı sizlerle paylaşmıştım. Yetti mi? Yetmez! Bizde geçmişin bastırılmış duyguları bu kadar fazlayken, koca koca insanlar çocuk gibi triplere merak sarmışken yeter mi hiç?
’Görmemişin bir oğlu olmuş tutmuş …’ anlatımı sosyal medya kullanım halimizi çok iyi anlatıyor aslında. Vallahi de billahi de bu kez espri yapmıyorum; cehalet zehriyle deliriyoruz!
Sosyal medyadan yansıyanlara baktığımda soğukkanlı ve sakin ben bile ağzım açık gözlerim fal taşı halde şaşkınlıkla ‘yok artık’ ile başlayan bilumum tepki kelimelerimi gayri ihtiyari şakımaya başlıyorum. Kafe, restoran ve evlerde sözde ‘sohbet amaçlı’ toplanan insanlara bakın. Herkes elindeki telefonu ile aşk yaşıyor gibi! Kimse konuşmuyor ve birbirinin yüzüne bakmıyor!
Cenaze-mezar-hasta başındaki akıllara zarar selfiler, taziye ziyaretinde eller açılmış dua ederken ‘çaktırmadan çek’ demeler, kolda serum iğneyle ‘çok hastayım duanızı esirgemeyin’ diyenler, ameliyat masasında ve daha pek çok trajikomik hallerde çekilen fotoğraflarla altına yazılanlar karşısında ‘yarabbi hikmetinden sual olmaz ama hadi bunları yarattın o zaman bize de sınırsız sabırlar ver lütfen’ diyorum hem de defalarca!
Bu arada şükürler olsun ki; bebek ruh haliyle büzülüp öne doğru uzayan dudak pozlarını artık fazla görmüyoruz.
Bir iki gün önce gördüm. Orta yaş üstü bir kadın vefat eden yakını ile ilgili bir paylaşım yapmış. Sözüm ona üzüntüsünü anlatan uzun bir metnin altına ağlayan emojiden de üç beş tane konduruvermiş! Sonra yetmemiş toplum içerisinde bir adı ve yeri olan isimler de boş durmamış ‘ah vah’ mahiyetinde yorumlar yapmış. Bu trajikomik durum karşısında diyecek söz bulamadım; ‘eeeee ben ölem’ demekten başka. Şimdi ne diyeyim? Nerelere gideyim? Başımı hangi duvarlara vurayım? Kimleri alıp kimlere vurayım da acımı dindireyim?
Biri de çıkıp demiyor ki; bre gafiller aklınızı başınıza toplayın ve kendinize gelin...
Sosyal medya sıyırmalarımıza dair cevapsız ve çözümsüz onlarca sorudan başka bir şey yok elimizde maalesef. Gerçeklik algımızı giderek kaybediyoruz haberiniz ola...