Bugün günlerden cumartesi. Hiçkimse, neler olacağı konusunda pek de konuşamıyor gibi.."
Ulusal karşılaşmalardan sonraki hafta konusunda genel değerlendirme yaparken, oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş maçı ile ilgili, iki takımın son durum analizlerini yazmış, oynandığında ne sonuç getireceğinin belli olmadığından, karşılaşmaya bir gün kalmış olmasına karşın ortalıkta bir derbi heyecanının hissedilmediğinden söz etmiş, şöyle bir kısa yorumla sonlandırmıştım;
“Ünlü derbi karşılaşmamız öncesinde oldukça sakinlik ve seslik var. Pazar futbol tarihimizin çok önemli derbilerinden biri, Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşması var ama, hiç de heyecanını hissedemiyorum.
Bugün günlerden cumartesi. Hiçkimse, neler olacağı konusunda pek de konuşamıyor gibi..”
Hafta sonu karşılaşma oynandı. Sonuç beklenenden çok farklıydı. Daha iyi kadroya sahip gibi görünen, iyi futbol oynuyor denilen Fenerbahçe, tüm tahminleri tepetaklak edercesine beklenmeyecek kadar kötü bir oyun sergiledi, Beşiktaş’a kendi sahasında 15 yıl önceki sonuçla bir kez daha mağlup oldu.
Konuşmalar, değerlendirmeler Sergen’in fendinin Erol Bulut’u yendiği biçimindeydi ama, bu arada MHK’nın hayatının hatasını yaparak sürpriz bir yanlışlığa imza attı. Hiç derbi yönetmemiş, oldukça deneyimsiz sayılabilek bir hakemin, bu karşılaşmanın altından kalkamayacağını, maç öncesi oluşan spekülasyonlara rağmen, kafasının karışık olduğunu göremeyecek kadar zaaf sergileyerek, derbiyi yönetmek üzere bu psikolojideki bir hakemi görevlendirmesiyle yaptı.
Karşılaşmayı izlerken, daha ilk devrenin ortalarında hata üzerine hatalar yaparak, bu karşılaşmanın altından kalkamayacağını rahatlıkla görmüştüm. Bir hakem; karşılaşmayı yönetirken, çok doğru kararlar vermenin yanı sıra, yapılmaması gereken çok fahiş hataları yaparken kafa karışıklığının etkisinde olduğunu göz ardı etmemeliyiz.
Benim anlayamadığım, bu karşılaşma, deneme karşılaşması veya genç bir hakemin deneyim kazanması için seçilen bir karşılaşma olmamalıydı. Ayrıca; dördüncü hakem olarak da deneyimsiz bir hakemin verilmesi bir başka büyük hataydı. O deneyimsiz dördüncü hakem, yedek kulübelerinin olduğu hareketli ortamda yaşananlara seyirci kaldı. Hazırlıklı olmadığı şeylerin ağırlığı altında eziliverdi, Sergen’in Beşiktaş teknik direktörü gibi değil fanatik bir yedek futbolcu gibi ortalığı karıştıran davranmalarına göz yumdu. Ayrıca bunları gören hakem sarı kartlı Sergen’i tribüne gönderemedi. Sadece eyyam bir kararla, yaşananları durdurabilmek için yardımcısı Murat Şahin’e sarı kart göstererek geçiştirdi.
Hakem Tugay Kaan Numanoğlu kontrolü o kadar kaçırdı ki; Beşiktaş’ın ikinci golü öncesinde FB’li Çisse’ye yapılan tehlikeli hareket görebileceği alanda olmasıne rağmen oyunu devam ettirdi ve Beşiktaş’ın ikinci golünün yolunu açtı.
Fenerbahçeli Mert Hakan Yandaş’ı ikinci sarı kart göstererek oyundan atması gerekirken, ikinci sarıyı gösteremedi. En kötüsü ise; eski Fenerbahçeli, yeni Beşiktaşlı Souza’nın orta alanda Fenerbahçe’li futbolcuya, uçan tekme atarak yaptığı ağır faulu, hemen yanında, net gördüğü halde, direkt kırmızı kartla oyundan atamaması, yaptığı hatalara tuz biber ekti. Bu son harekti cezalandıramaması, kafasının ne kadar karışık olduğunun en belirgin göstergesiydi.
Yaptığı hataların etkisiyle kontrolü kaçırdığı bir psikolojideydi. Bu durumda daha çok olay çıkmadan maçı tamamlayabilmiş olması özellikle, MHK’nın ve orta hakemin şansıydı. Böyle bir görevlendirme hatasıyla buna meydan verenler, ne hata yaptıklarının analizini iyi yapmaları gerekiyor.
Bu olanlardan sonra, düşünmeden görevlendirdikleri hakeme dinlendirme cezası vermek, iyi bir geleceği olan genç bir hakemin hevesini kırmaktan, onu kaybetmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bu görevlendirme kararına onay verenler, aynada kendilerine bir bakarlarsa nasıl bir psikoloji içinde olduklarını çok net görebileceklerdir.
Tüm bunları yazarken, Beşiktaş’ın galibiyetine asla laf edemem. Hak ettiler, kazandılar. Erol Bulut’un kadro kurmadaki zaafının iyice ortaya çıktığı gerçeğini de apaçık göstermiştir. Fenerbahçe’de şımarıklık sayılabilecek davranışlar asla affedilemez. Ayrıca Erol Bulut, kadroyla bu kadar oynamaya, yaptığı hatalarla iyice gözden düşen Lemos’u oynatmaya devam ederse, çivili koltukta oturduğunun umarım farkına varacaktır.
Umarım yaptığı hatalardan tez arınır.