Sadece benim gözlemim olduğunu düşünmüyorum.
Son zamanlarda izlediğimiz Amerikan yapımı filmlerin birçoğu kabak tadı veriyor artık. Son çekilen filmler ya tutmadı. Ya da konu kıtlığından yıllar önce tutan filmlerin yeni versiyonunu tekrar çektiler. Onlarda ilk versiyonları kadar gişe yapamadı. Hollywood o kadar kötü ki yerini Bollywood aldı. (Durum o kadar vahim yani.) Benim için Hollywood’un son birkaç yılı yokuş aşağı hızla gidiyordu. Bu olumsuz düşüncemi değiştirecek güzel haberler duymuştum. Hafta içi sosyal medyaya düşen fotoğraflarla netlik kazandı. Açıkçası ben ve benim gibi düşünenlere de moral odu. Hollywood'un iki ünlü yıldızı bir filmde buluşmuş. Yönetmeni ise Quentin Tarantino… Filmin adı, Once Upon a Time In Hollywood (Bir Zamanlar Hollywood'da.) Leonardo DiCaprio başrolleri paylaştığı filmde Brad Pitt'in de yer aldığı bir kareyi Instagram hesabından paylaştı. Başrollerinde DiCaprio ve Pitt'in yanı sıra Margot Robbie'nin de yer aldığı filmde Al Pacino, Dakota Faning, Kurt Russell, Damian Lewis, Burt Raynolds, Emilie Hirsch, Tim Roth ve James Marsden gibi önemli isimler de kamera karşısına geçiyor.
Hikayesi 1969 yılında geçen filmin 9 Ağustos 2019'da gösterime girmesi planlanıyor. Umarım bu film adı gibi bir zamanlarda ki Hollywood’a bizi götürür.
Nefesini tut!
Bugüne kadar İnstagram’da çok tuhaf fotoğraf gördüm de bu kadar ilginç fotoğrafı arka arkaya hiç görmemiştim. Yaz geldi, o mu çarptı bizi. Herkes “bak ben tatil yapıyorum. Ben senden daha çok eğleniyorum” diye resmen yarışıyor. Bu yarış bir köşe de dursun. Diğer bir yarış “bak ben senden daha zayıfım, benim karın kaslarım seninkini döver” diye konan fotoğraflar. Fotoşopu abartanlar. Nefesini tutup içinde unutanlar var. Gülmek artık bir yere kadar. Sonrasında acıyorum artık gördüklerime.
Dünyaya mal olmuş Gigi, Bella Hadid kardeşler bile mayalanmış hamur kıvamındaki basenlerini sere serpe medya önüne serdiler. Hiç umursamadan son derece kendileriyle barışık her yerde poz verdiler. Bu bizimkiler neden bu kadar kasıyor. Bütün dünya kendisiyle bu kadar barışırken rakamlarından ardına saklanmazken bizimkiler ne yapıyor? Neyi nereye kadar saklaya bilirler ki? Artık bu saatten sonra herkes biraz daha rahatlamalı. Ben bile fotoğraflarına yorum yazıp, “siz ne yapıyorsunuz?” diye yazmamak için kendimi zor tutuyorum.
Tatil için tatil gerek…
Ramazan bitti. Seçim bitti. Artık tatil vakti. Benim gibi kadınların çilesi başlıyor. İnsan dinlenmek için yorulur mu? Ben yoruluyorum. En az on gün öncesi benim telaşım başlıyor. Şaç diplerin çıkmış, boyat. Manikür pedikürün bozulmuş, gitmeden yaptır. Valiz hazırlamak ise benim için başlı başına işkence. Neyi valize koymasam, tatilde ona ihtiyacım oluyor. Elim onu arıyor. Tüm kadınlar benim gibi mi? Tatile çıkmadan önce benim kadar yoruluyor mu? Tatil öncesi o kadar yoruluyorum ki tatil bile beni dinlendirmiyor. Şöyle bir sırt çantasıyla tatile çıkan insanlara imreniyorum.
Hayatımda bir kez denedim. Şöyle Dünya’yı gezen bloggerlar gibi bende bir sırt çantası hazırlayım dedim. Son hatırladığım, çantayı kapatmak için üstünde zıpladığım. Tatilin ikinci günü giyecek bir şey bulamadığım. O tatilden iki valiz alışveriş yapıp döndüm. Tatil dönüşünü ise düşünmek bile istemiyorum. Daha dönmeden dönüş stresi alıyor. Yıka, temizle, yerleştir. Tatil sonrası rutin hayata adaptasyon çok zor. Çok zor! İşin aslı astarı bana tatil sonrası tatil lazım…