Geçtiğimiz haftaki yazımıza; "Lig fotoğrafı netleşiyor gibi!" bir başlık atmış, son cümlelerimizde şöyle bir tesbit yapmış ve "neredeyse ligin sonu göründü!" gibi oldukça iddialı bir son cümleyle yazıyı bitirmiştim.

“Uzunca bir süredir istikrarlı bir şekilde lig liderliğini sürdüren Başakşehir tüm şampiyonlukta iddialı olanları peşine takmış dolu dizgin gidiyor.

Finale onbir hafta var, lig fotoğrafı netleşiyor gibi mi ne!”

Görünen köy kılavuz istemiyordu. Spor Toto Süper Ligi, Lefter Küçükandonyadis Sezonu’nu uzun süredir liderlikle sürdüren Başakşehir, lig sonuna on hafta kala, kendinden oldukça emin, en yakın rakibi Galatasaray’ın sekiz puan önünde dolu dizgin şampiyonluğa koşuyor. Bunu söylemek pek de abartı değil artık. Galatasaray, Erzurumspor deplasmanında berabere kaldı. Haftayı Malatyaspor deplasmanından net skorlu bir galibiyetle dönen Başakşehir, aradaki puan farkını iki puan daha açtı ve arkasına bakmadan şampiyonluk koşusunu sürdürüyor.

Lig sonu bu haftaki Başakşehir-Fenerbahçe karşılaşmasıyla iyice netleşir. On hafta kala çok büyük bir sürpriz olmazsa “Şampiyo..” belli gibi. Şampiyon belli gibi de; ikinci, üçüncü sıradakiler arasındaki çekişmeye bakalım artık. Lig ikincisi önemli. İkinci sıradaki takım Şampiyonlar Ligi için ön eleme oynayacak.

Ligin son on haftasına girdik ve alt sırada oldukça yoğun bir çekişme olacak gibi. Bu çekişme onbirinci sıra dahil aşağıda kalanların hepsini ilgilendiriyor. En kritik durumda ise; bu hafta Galatasaray’dan bir puan alan onyedinci sıradaki 22 puanlı Erzurumspor ile, bu haftayı galibiyetle kapayan 21 puanlı Akhisarspor var. Kalanlar 26 puandan30 puana kadar sıralananlar. Bu sıralama içinde, son hafta karşılaşmasını zor da olsa son dakika penaltı golüyle galibiyetle kapayan 28 puanlı 14. sıradaki Fenerbahçe de var.

Ligin en kritik haftalarına girdik, alt taraf için henüz söylenecek çok şey var ama üst taraf için sözün bittiği yere geldik gibi. Ligin bitimine kadar ortada duran otuz puan var ancak; 54 puanlı Başakşehir en yakın rakibinin sekiz puan önündeyken kalan karşılaşmalarında bu avantajını kaybetmez.

41 puanlı üçüncü sıradaki Beşiktaş ve 37 puanlı dördüncü sıradaki Trabzonspor’dan hiç söz edemiyoruz. Onlar artık şampiyonluk iddialarından oldukça uzaklaştılar.

Ligimiz böyle. Lig ateşi biraz durdu gibi ama bir ateş var ki hala kor gibi, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, İddia İhalesi’nin fırtınasına kapıldı ve MHK Başkanı Yusuf Namoğlu’nun ardından ansızın istifa etmek zorunda kaldı. Federasyon yeni seçime kadar Başkan Vekili Hüsnü Gürelli’nin yönetiminde artık. Kısacası ligdeki karmaşaya devam.

Bir süre önce, MHK süregelen hatalar zincirine önlem alamayınca, neredeyse sahipsiz kalan hakem kadrosu, umut bağlanan “VAR” sistemini olması gerektiği gibi kullanamadı. Her karşılaşmada, “VAR”a endeksli tartışılan ve sonuca etkili olan kararlarıyla hakemlik müessesesine güveni sarstı.

Kısa bir süre önce tüm kurulu değişen MHK, hakemlerin yaşadığı psikolojik sarsıntıyı atlatabilmiş görünmüyor. Son iki haftadır “VAR”ın yanlış karar ve yorumlarının hakemler üzerindeki olumsuz etkisi hala devam ediyor. Hakemler ve “VAR” sistemi daha çok tartışılmaya başladı.

Lig sonuna on kritik hafta var ve hala hakem hatalarını tartışıyoruz. Birşeyler çok yanlış gidiyor ama buna çözüm hala bulunamadı, hakemlerimiz tartışılmaya devam ediyor. Hemen hemen herkes, aslında çok iyi bir sistem olan “VAR”dan umudunu kesti bile.

Hakemlerimiz lig sonuna yaklaştıkça bu şartlarda nasıl görev yaparlar pek belli değil ama, kalan zorlu haftaları bu hakemlerimizle götürmek zorunda olduğumuzu da asla unutmayalım. Tümünü değiştiremeyeceğimize göre, mutlaka desteklenmeliler, kendilerini güvende hissedecekleri ortama kavuşturulmalıdır.