Bundan tam 1,5 yıl önce, AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan'ın Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na atanmasından sonra, 26 Şubat 2015'te "Havacılıkta taşlar yerine oturdu" başlıklı bir yazı yazarak bakanlık içinden gelen önceki bir genel müdürün (milletvekili olduktan sonra) bu kez bakan olarak atanmasının çok iyi bir tercih olduğunu yazmıştım.
Doğrusu da oldu. Kurumun üst düzey kadroları uzun süre bakanlık yapan Binali Yıldırım'ın doğru tercihi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayladığı başarılı isimlerdi. Aradan geçen 1,5 yılda çok şey yapıldı, başarılı işlere imza atıldı. Erken seçim sonucu Cumhurbaşkanı tarafından oluşturulan bu kabinede Ahmet Arslan'ın adını göremedik. Yeni adıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na, Karayolları önceki genel müdürlerinden Mehmet Cahit Turan getirildi. Bu sürpriz atamadan sonra Sn. Cumhurbaşkanı'nın tüm bakanlıklarda üst düzey değişiklikler yapılacak sözleri "Acaba neler olacak?" gibi bir soru sorulmasına neden oluverdi.
Türkiye'nin kalkınmasında çok önemli işleve sahip yatırımcı bakanlıkların başında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı gelir. Haberleşme, demiryolu, denizcilik, havacılık ve karayolu ulaştırması gibi çok önemli konular bakanlığın uhdesindedir.
Ahmet Arslan göreve geldiğinde bazı üst düzey değişiklikler de gündeme gelmişti.
Binali Bey, Bakan Yardımcılığı'na AK Parti İstanbul eski milletvekillerinden Yahya Baş'ı atamıştı. Arslan, göreve gelince bu makama AK Parti eski Bolu Milletvekili Yüksel Coşkunyürek'i atadı. Bakanlık Müsteşarlığı'nı uzun yıllar yapan Sivaslı Habip Soluk'un siyasete soyunmasıyla boşalan bu koltuk, müsteşar yardımcısı, denizci Suat Hayri Aka'ya nasip oldu.
Bakanlık bünyesinde uzun yıllar DHMİ (Devlet Hava Meydanları İşletmesi) Genel Müdürü olarak görev yapan, siyaseti deneyip tekrar devlete dönen Erzincanlı başarılı bürokrat, Orhan Birdal Müsteşar Yardımcısı oldu. Bakan Arslan'ın İTÜ'den sınıf arkadaşı olan Ahmet Selçuk Sert de diğer bir müsteşar yardımcılığı görevine uygun bulunurken, deniz kökenli genç ve iyi bir gelecek vadeden Özkan Poyraz koltuğunu korumayı başardı. Galip Zerey ve Şaban Atlas da bakan tarafından diğer müsteşar yardımcılıklarına getirildiler. Orhan Birdal'dan boşalan DHMİ Genel Müdürlüğü'ne ise, Lütfi Elvan'ın atadığı Serdar Hüseyin Yıldırım, görevi kurumun özelleştirme de temayüz etmiş Genel Müdür Yardımcısı Funda Ocak'a bıraktı. Bakanlığın diğer önemli bir genel müdürlüğü olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne (SHGM) ise THY'den gelip, kurumu başarı ve titizlikle yöneten Bilal Ekşi'nin yerine, havacı ve asker kökenli Bahri Kesici atandı. Ulaştırma deyince aklımıza ilk gelen kurum olan THY'de ise yıllardan sonra bazı radikal değişiklikler yaşandı. Bir genel kurul manevrasıyla Hamdi Topçu'nun yerine, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı, genç Bilkentli İlker Aycı, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanlığı'na ittifakla seçildi. Yıllardır gitti- gidecek denilen, ancak üç başkanı da koltuğundan eden Rizeli Temel Kotil, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş'de (TUSAŞ)- (Turkish Aerospace Industry-TAI) Genel Müdür olarak görev aldı. Temel Bey'in boşalttığı THY Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliğine de, çok doğru ve çok da isabetli bir seçimle SHGM'den ayrılan Bilal Ekşi, kamuoyu desteğiyle atandı.
Şöyle bir bakınca o zaman ki kısa adı UDHB olan bu dev bakanlıkta fazlasıyla değişiklik olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni, kanaatimce kısa bir dönemde bakanlık koltuğuna oturan Lütfi Elvan'ın kendisine yakın isimleri göreve getirme isteği olabilir. Tekrar bakan olan Binali Bey'in ekibini yine göreve getirmesi sirkülasyonun yoğun olmasına neden oldu diyebiliriz. Sayın Yıldırım Başbakan olunca, çok sevdiği ve çok da başarıyla yönettiği bu bakanlığı gönül rahatlığıyla yeni Bakan Ahmet Arslan'a bıraktı. Bakan Arslan da, Binali Bey'in karşı çıkmayacağı bürokratları atamakta tereddüt etmedi. Böylece bakanlık ve genel müdürlüklerde taşlar yerine oturmuş, 1,5 yıl boyu çok da önemli başka bir değişim yaşanmamıştı.
Devletten ve bakanlık içinden gelen yeni bir bakanın atandığı bu dev yapılanmada, müsteşar, bakan yardımcısı /yardımcıları, müsteşar yardımcıları, genel müdürler, genel müdür yardımcıları, daire başkanları, 13 bölge müdürü, 71 liman başkanı ve değişik unvanlarda binlerce kişi çalışıyor. Bu, dev "Ulaştırma ordusu" hayatın her alanında önemli işler yapıp, insana ve ülkeye katkılarda bulunuyor.
Yeni gelen Bakan Turan da elbette kendi ekibiyle çalışmak isteyebilir. Burada en önemli faktör, atamalara Cumhurbaşkanı tarafından da onay verilmesi gerçeğidir.
Binali Bey'in ve Ahmet Bey'in denizcilik kökenli olması, son yıllarda bakanlıkta bu alanda eğitim alanların ön plana çıkması gibi bir durumu ortaya çıkarmıştır. Şimdi yeni bakanın karayolcu oluşu gerçeğine bakarak, üst düzey atamalarda karayolcu bürokratların tercih edilebileceğini akla getiriyor. Biliriz ki, geçmişte bakanlıkta havacılığa denizci, demiryoluna havacılık kökenli bazı bürokratlar bakmışlardır.
Artık müsteşarlığın ve yardımcılıklarının kalkacağı, bakan yardımcılıklarının daha da etkin bir konumda olacağı netleşti.
Çok deneyimli bürokrat Müsteşar Aka ve beş yardımcısını bir anda görevden alıp,
yerlerine bakan yardımcısı olarak kimleri atayacaklar, doğrusu merakla bekliyoruz.
Değişmesi hiç söz konusu olmayan ve bir prestij abidesi olarak anılan İstanbul yeni havalimanı yapımına nezaret eden DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak'ın birikimini kimde bulabilirsiniz? Bakanlığın, havacılık sektörüne bakış ve yaklaşımını en iyi bir şekilde yöneten SHGM'deki üst yönetimi oluşturan bazı isimler kolay bulunamaz.
Şimdilerde Ankara'da bakanlık binalarını bir tedirginlik sarmış. Üst düzeydeki bazı bürokratlar pürtelaş. Nasıl olmasınlar ki?
Parlamento dışı kalan eski milletvekilleri makam ve koltuk kapma telaşına girmiş. Bunun yanı sıra değişik konularda fikir üretecek 9 Politika Kurulu ve Erdoğan'ın "Arka bahçemiz gibi çalışacaklar" dediği 4 Ofis'e de üye seçimi gerçekleştirilecek.
Bu nedenle görevini layıkıyla yapanlar da dahil yöneticiler akıbetini merak ediyor. İşleri durduran bu bekleyişin biran önce sona ermesi, çalışmaya geçilmesi şart.
Ahmet Cahit Turan göreve geldiğinden bu yana ilk üst atamayı daha önce Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) Başkanlığı yapan, Eski Bakan Fatma Betül Sayan'ın kardeşi olan Ömer Faruk Sayan'ı Bakan Yardımcılığı'na atayarak gerçekleştirdi.
Diğer yardımcılıklara ise Karayolları'ndan Trabzonlu Enver İskurt ve TUDEMSAŞ eski Genel Müdürü, AK Parti Sivas Milletvekili adayı Selim Dursun atandı. Bakan'ın, yeni bir ekip oluşturmak gibi zorunluluğu olabilir demiştik. Yani, bazı isimlerle çalışmak istemeyebilir. Bu normal karşılanacak bir durumdur. Tabii Cumhurbaşkanlığı makamından gelecek öneriler doğrultusunda hareket etmesi ve ona göre atama yapması da mümkün.
Ulaştırma sektörüne dahil olan, ancak hep yanlış bir algıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bağlı bir kurum sanılan THY, bu oluşumun dışında olduğu için, oradaki muhtemel değişimlerin Bakan Turhan ile bir ilgi ve alakası olamayacağı bilinmeli. THY'de istikrarlı ve başarılı bir yönetim olduğu için orada yeni bir atama rüzgarı söz konusu olmayacağı kanaatindeyim.
Önce, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na bağlı olan THY'nin, yüzde 49.12'lık kamu hisseleri, Şubat 2017'de Başbakanlık'a bağlı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş'ye devredilmişti. Şimdi ise bu Fon, son kararla Cumhurbaşkanlığı'na bağlandığı için 39.7 Milyar TL'lık net satış ile Türkiye'nin en büyük 4'üncü şirketi olan THY Anonim Ortaklığı da dolaylı bir şekilde Erdoğan'a bağlanmış olmaktadır.
Bu durum, doğru yolda ve çok istikrarlı bir yönetim anlayışındaki THY'ye sinerji sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Bakanlıklarda esecek atama fırtınasından kimler ne şekilde etkilenecek, göreceğiz.
Şimdilerde Ankara'ya tam bir sessizlik hakim. Müsteşarlar, yardımcıları, genel müdürler derin kulislerde kendilerini bu fırtınadan kurtarmanın hesabını yapıyor.
Çok kapsamlı bir atama furyasının devlet işlerinin bir süre ağırlaşmasına ve kesinti yaşanmasına neden olacağını biliyoruz.
Tüm bakanlıklarda ve Ulaştırma Bakanlığı çatısı altında yapılacak bazı atamaların ne getirip, ne götüreceğini yüksek sesle düşünelim derim.
İyi uçuşlar Türkiye'm.