Ankara başkent olarak ilan edildikten sonra yapılaşma faaliyetleri de almış başını gitmiş. Elde avuçta çok para olmadığı için olsa gerek bir mimara çok bina yaptırılmış.
Tarihe bakarken aslında ritmik olarak yarına da bakmış olursunuz. Yemek menüleri ne kadar değişse de günün birinde menüde aynı yemeği görmeniz tesadüf sayılmaz. Haydi, şimdi buyurun Ankara’ya gidelim. Kulislere filan girmeyeceğiz, spor kıyafetle devam edebilirsiniz okumaya.
Ankara başkent olarak ilan edildikten sonra yapılaşma faaliyetleri de almış başını gitmiş. Elde avuçta çok para olmadığı için olsa gerek bir mimara çok bina yaptırılmış. Bulunan mimarlar da işinin ehliymiş çoğunlukla. Mesela Vedat Tek… Onun yaptığı TBMM binası uzun yıllar kullanılmış. Tedavülden kalkma tarihi ise 27 Mayıs 1960. Atatürk’ün Meclis’in önündeki fotoğraflarının olduğu bina Vedat Tek’in mimarlık eseridir. Hoştur. Şimdilerde müze olarak kullanılıyor. Adnan Menderes, yeni Meclis binasını yani şimdiki meclis binasını hiç kullanmamış. Darbeciler yeni meclisi, senatoyu filan yeni yerde başlatmışlar. Yeni binanın mimarı ise Clemens Holzmeister. Biraz Almanca okumuşluğumuz var, Holzmeister ahşap ustası demektir. İroninin bu kadarına pes doğrusu… Adam betondan inşa edilen bir şehre imzasını atıyor ve soyadı ahşap ustası… Avusturyalı bu mimar Ankara’yı mesken tutmuş. Hatta Avusturya Büyükelçiliği’ni bile tasarlamış. Hah şimdi anlaşıldı Avusturya’nın bozuk atma nedeni dediğinizi duyar gibiyim. Durun durun öbür inşa ettiği binaları da sayayım: Çankaya Köşkü, Genelkurmay Başkanlığı, Merkez Bankası… Ankara’nın yarısını Clemens inşa etmiş. İçinizde Ankara’ya dair beğenmediğiniz ne varsa ona yıkabilirsiniz. İroni sadece Clemens’in inşa ettiği binalarla sınırlı değil. İnşa ettiği TBMM, inşa ettiği Genelkurmay Başkanlığı’na mensup kişilerce bombalandı.
Clemens’in z raporu bu şekilde. Gelelim Vedat Tek’in hanesindeki binalara… Milli mimarlık adı verilen akımın temsilcilerinden biri Vedat Bey, diğeri ise Mimar Kemaleddin… Mimar Kemaleddin soyadı kanunundan önce vefat ettiği için onun soyadı yok. Vedat Bey birçok önemli esere imzasını atmış ama. Haydarpaşa İskelesi de onun, Ankara Palas da, Sirkeci Postanesi de… Onun eserlerinden biri darbecilerin kapattığı bir dönemi simgeliyor. Clemens’in yerine taşıyarak başlattılar yeni döneme…
Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi biraz da Vedat Tek’in mimari anlayışına dönüş demektir. Milli Mimarlık akımının izlerini taşır. Bağdat Paktı bu işin neresinde diye soracak olursanız, eski meclis binası, şu anda müze olan bina Bağdat Paktı’na merkez olarak hizmet vermiş. Bağdat Paktı’nın üyeleri ise Türkiye, Irak, İran, Pakistan ve sıkı durun: İngiltere…
Tarih işte böyle ilginç labirentlerden oluşuyor. Gün geliyor, adı unutulan binalar yeniden hayat buluyor. Gün gelir tarihin raflarına istifleniş işbirlikleri yeniden oluşmaya başlar. Size biraz daha ipucu vereyim de iyice kafalar karışsın. Milli Mimarlık akımının kökleri ta Sultan 2. Abdülhamid dönemindeki saray mimarı İtalyanların eserlerine kadar dayanır.
Tarih dolaşır dolaşır yeniden karşımıza çıkar, isim değişir, şekil değişir ama bir şekilde muhakkak yeniden kendini hatırlatır. Ama bugün ama yarın.