Türkiye ve AB ilişkileri her geçen gün daha iyi bir hale gelmekte. Birçok AB üyesi ülke ile Türkiye arasında çok yönlü iş birlikleri gelişmekte. Tüm bunlar hem Türkiye hem de AB için sevindirici gelişmeler. AB kamuoyu her geçen gün Türkiye'nin değerini daha iyi kavramakta.
Suudi Arabistan tarafından bizzat en üst düzeyde yöneticilerin emriyle işlendiği Türkiye sayesinde kanıtlanan “Kaşıkçı Cinayeti” bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Tüm aksi iddialara karşın Türkiye’de hukuk devleti çok iyi işlemekte. Aralarında ABD ve bazı AB üyesi ülkelerin de olduğu devletlere bol miktarda para verip onlardan ihtiyacı olduğundan fazla silah satın alarak “cinayeti örtbas” edeceğini sanan Suudi Arabistanlı bazı yöneticilerin oyununu da Türkiye bozdu. Suudi Arabistan ile ticari ve silah ilişkileri olan Fransa’nın Dışişleri Bakanı geçen gün sırf bu nedenle “Türkiye’ye yönelik” haksız bir eleştiri yaptığında buna en başta kendi kamuoyu şaşırdı.
Fransa Dışişleri Bakanı’na cevaben Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Türkiye'nin çabaları olmasaydı şimdiye kadar bu olayın üstü kapatılmış olurdu" derken tüm dünya kamuoyunun da tasdik ettiği bir gerçeği dile getirdi.
Gerçekten de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda vahşice katledilen ve ardından cesedi yok edilen bir muhalif gazeteciye hemen tek sahip çıkan ülke Türkiye oldu. Türkiye’nin olayın üstüne gitmesi ve polisinin başarılı çalışmayla delillere ulaşması sayesinde cinayeti isleyenler tespit edildi. Cinayet emrini veren deşifre oldu.
Bu konuda Türkiye, AB değerlerine pratikte sahip çıkarak o ana kadar susan birçok AB üyesi ülkenin de bu tavrını deşifre etti. AB değerlerine sahip çıkması gereken bazı AB üyesi ülkeler Suudi Arabistan ile olan ekonomik ilişkileri nedeniyle ilk başta sessiz kaldılar. Ancak Türkiye bu sessizliğin bozulmasını sağladı. Türkiye, AB’ye yakışan tepkilerin gündeme gelmesinde öncü rolünü üstlendi.
Bu konuda bugün AB nezdinde alınan tavır sevindirici. Ayrıca Avrupa Parlamentosu da Suudi Arabistan’a yönelik gereken adımları talep etme konusunda doğru adımlar atmakta.
Keşke Avrupa Parlamentosu, Türkiye konusunda artık bazı gerçekleri görmeyi de başarabilse ve Türkiye Raporu, yalanlara, ön yargılara ve bazı teröristlere destek veren kesimlerin propagandalarına kanılmadan kaleme alınsa. Maalesef bu konuda bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacağız endişesindeyiz.
Oysa en başta Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin değerini en iyi anlayan AB kurumu olması gerekirdi. Milletvekilleri seçim bölgelerinde bugün rahatça gezip seçim çalışmalarını huzur içinde başlatıyorlarsa bunda Türkiye’nin payı oldukça fazla.
Geçmiş yıllarda birçok AB üyesi ülkede çok sayıda insanın ölümüne neden olan DEAŞ terör örgütü bugün Avrupa’ya ulaşamıyor. Hatta neredeyse yok olmak üzere. AB üyesi ülkelerin vatandaşları eskisi gibi sokağa çıkarken korkmuyorlar artık. Bunu sadece ülkelerinde alınan yoğun polisiye tedbirler sağlamıyor. Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki başarılı askeri operasyonları sayesinde DEAŞ artık Avrupa’da eylem yapamaz hale geldi. Türk askerleri ve polisleri tüm AB vatandaşları için canları pahasına teröre karşı mücadele verdiler. Hala da teröre karşı mücadeleyi başarıyla sürdürüyorlar.
AB üyesi ülkelerin iç güvenliğinin sağlanmasında Türkiye’nin teröre karşı topyekun mücadelesi önemli rol oynuyor. Özellikle Türkiye’nin başarısı sayesinde AB’nin huzuru sağlanmakta.
Aynı şekilde eğer Türkiye’nin sığınmacılar konusundaki politikaları sayesinde AB üyesi ülkeler “rahat nefes alabilmekte”. Eğer birçok AB üyesi ülke bugün “sığınmacı sorununu” korktuğu gibi yaşamıyorsa bunu da sağlayan ülke Türkiye. Eğer Türkiye olmasaydı şu anda AB’de 3 milyon daha fazla sığınmacı olurdu.
Ayrıca hayati önem taşıyan bir konu daha var. O da Avrupa’nın yani AB’nin güvenliği! Bu konuda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg geçen gün gerçekleri dile getirdi. Berlin'deki German Atlantic Society adlı kuruluşta bir konuşma yapan Jens Stoltenberg, AB üyesi olmayan ülkelerin Avrupa güvenliğinde önemli rol oynadığına işaret etti. Stoltenberg, İngiltere'nin birlikten ayrılmasının ardından NATO'nun savunmasının yüzde 80'inin AB üyesi olmayan ülkeler tarafından karşılanacağına dikkati çekti
Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki istikrarsızlığa karşı mücadele ettiğini belirten Stoltenberg, "Avrupa'nın güvenliği terörle mücadele konusunda kilit öneme sahip olan Türkiye gibi ülkeler olmadan sağlanamaz." diyerek yukarıda yazdıklarımızı da doğruladı.
Avrupa’nın askeri açıdan güvenliği sadece terör alanında değil tüm diğer muhtemel savaş tehlikeleri durumunda da Türkiye’siz sağlanamaz. AB’nin doğusunun güvenliğini Türkiye’siz düşünmek mümkün değil.
Avrupa’nın ve AB’nin güvenliğinin sağlanması konusunda Türkiye gerçekten kilit bir rol oynamakta. Bu nedenle NATO üyesi Türkiye’nin artık bir an önce AB üyesi olması en başta AB’nin çıkarları açısından bir ihtiyaç.
Dileriz Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Türkiye Raporu üzerine tartışırken bu gerçekleri de göz önünde tutarak doğru değerlendirmeler yaparlar.