Herkes kendini seyretmekten vazgeçmiş, karşısındakine fener yakmış bakıyor.
Zor günlerden geçiyoruz.
Kiminle konuşsam ilişkisinden şikayet ediyor, kiminle konuşsam ilişki çıkmazında.
Herkes kendini seyretmekten vazgeçmiş, karşısındakine fener yakmış bakıyor.
Koca koca köşe yazarları, Hakan Altun&Gonca Vuslateri ilişkisini ve bittiğini yazıyor.
Jet hızıyla başlamış da, jet hızıyla bitmişmiş.
Oh olsun! der gibi, o halleri var sanki.
Bu erkek yazarlar, madde madde ayrılma nedenlerini yazmışlar, çok sinirime gitti.
Erkekler aşktan anlamaz demek istemiyorum, onlarca aşk şiiri yazan, aşk şarkıları yazan besteleyen insanlara çok ayıp olur.
Ama ben de o zaman kadın gözüyle yazayım dedim.
Hakan Altun'u "Telefonun başında çaresiz bekliyorum" şarkısı ile aşkı yazdığına bin pişman ettiler.
Adam aşk şarkılarının, arabesk şarkıların yazarı, bestecisi ve söyleyeni.
Yıllar içinde ne kadar çok şarkısı oldu.
Gonca ile ilişkisinde adam arabesk söylüyormuş da, kız İbo Show’da hiç kendi gibi değilmiş de, bir başkasıymış sanki de.
Yahu seçtiği kırmızı pantolon ceketi, ya da seçtiği şahane türküyü 1 haftadır ilişkide olduğu, sanki suçmuş gibi Hakan'ın üzerine yıkmak ne kadar ayıp.
Sanırsın Gonca İngiltere Birmingham Sarayı'ndan Hakan'ın Bodrum’daki köy evine taşındı.
Birini gömüp diğerine fazladan bir durum yükleyemezsiniz.
Biri diğerine hiç yakışmadı, iması yapamazsınız.
İki benzemeyen insan diye tanımlayamazsınız.
Çok ayıp aslında.
Bence tam olarak birbirlerine benziyorlardı ve pekala uygundular.
Biri diğerine ödün vermiş gibi tanımlarsanız, diğerine çok ayıp etmiş olursunuz.
Anlatılanlara göre, en azından ikisi de ne güzel akşam yemeklerini uzun uzun keyifle yiyorlarmış.
Adam dünya efendisi, siz ne demek istiyorsunuz ki, açık açık yazın arkadaş.
Bazen hayatına çat diye biri girer farkında olmadan onu hayatını odak noktası yaparsın.
Gözün ondan başkasını görmez, onunla yatar onunla kalkarsın, bakarsın bütün hayallerinde o vardır.
Ve hiç yapmam dediğin, kocaman kocaman cümlelerini afiyetle yersin.
Büyük konuştuğun her şeyi paşa paşa yaparsın.
Aşk seni senden alır.
Hakan Altun takip ettiği bütün arkadaşlarını takipten çıkıp, tek kişiyi takibe almıştı.
Gonca'sını.
Bu nasıl bir kalp çarpmasıdır ki, dünyada senden başka kimseyi takip etmesem de olur canım tek sen varsın, dedirten.
Aşk insanı yükseltiyor.
İki kişi arasında olanları kimse bilemez, iki tarafta bazen doğruyu anlatmazlar.
Doğru anlamamışlarsa, doğruyu nasıl anlatacaklar ki.
Zaten ayrılığın adı budur.
Aşık insanların ayrılığının hesabını kimse soramaz.
Kim bilir, o zamanların tadını çıkartıp, sonrası pişmanlıkları ve hayal kırıklıkları kaçınılmaz ise.
Yaşayacaksın, bitene razı olacaksın ve yavaş yavaş atlatacaksın.
Pişmanlık ve hayal kırıklığı da insana dair, değil mi?
Anlaşılan.
Kaçarı yok gibi görünüyor.
O nedenle dış sesler kesin sesinizi.
Funda'nın aklındakiler…
... Yargıtay kaynaklı bir haber var.
Porno sitelerine giren erkek, boşanma davasında ağır kusurlu bulunur.
Eşiniz, sevgiliniz yanınızda yokken, bilgisayardan veya cep telefonunuzdan istediğiniz hayatı yaşayamazsınız diyor.
Oh be dedim.
Genel olarak erkeklerin porno sitelerinde dolaşmalarına, sinir oluyorum.
WhatsApp grupları kuruyorlar, başlıyorlar erkek muhabbetlerine, çıplak kadın fotoğraflarına, cinsel içerikli paylaşımlara.
Bu adamlara gıcığım var.
Erkekler nerelere dolaşır, ne yapar farkında bile değildim.
Keşfet’ten porno danslar yapan, küfürler eden bir genç kıza rastladım.
Merak ettim, bu kız kim diye sayfasına baktım.
İnanılmaz takipçisi var.
Senin takip ettiğin ve seni takip eden ortak kişi varsa ilk like görünüyor.
Aaaa dedim! kalakaldım.
O kadar şaşırdım ki.
Dünyada karısından başka kimseyi gözü görmeyen, efendilik yarışması olsa kafadan birinci olacak adam, bu pornocu kızı takip ediyor ve like atmış.
Üstelik kendi Instagram profil adresi iş sıfatı ile, kariyeri ile tanımlı.
Arkadaşımı görünce hemen söyledim, çok ayıp ya, çok şaşırdım, karına söylerim bak dedim.
Asla söylemem tabi de.
Dedi ki;
O sayfayı bizim WhatsApp erkek grubumuz paylaştı, o sayfada böyle erkek geyiği yapıyoruz dedi.
Yapmayın dedim.
Erkekliğinize yakıştı ama, o kıymetli eşinize yakışmadı dedim.
Bu erkekler ne garip yahu, anlamak imkansız.
Geyikmiş.
... Yıldız Tilbe.
"Görücü usulü evlenmek en güzeli, kadınların seçtiği erkekler genelde doğru olmuyor" demiş.
Devam etmiş.
"Kadınlar eş seçme konusunda beceriksizler.
Büyükler seçsin, nasıl olsa onlar en iyisini bilir" demiş.
Şöyle önce bir kendime, sonra etrafa, tanıdıklarıma, bana yazanlara, gazete haberlerine, sosyal medya tanışmalarına baktım.
Kadın haklı galiba.
Günümüzde çok zor biliyorum, hatta imkansız biliyorum.
Eğer herkes kendi tercihlerinin sonuçlarına katlansın diyorsanız, onu da düşünelim.
Herkes tanışır yanlış yapar, yanlışı yapa yapa doğruyu öğrenir diyorsanız onu da düşünelim.
Sadece;
Yıldız hanım, eş seçme işinin, bu yanlışın erkeği, kadını yok.
Her iki taraf için de.
Bu kadar uyarıcı varken, çokluklar içinde ve her şey bu kadar kolay iken, hiç kimsenin önce bir bardak çay içelim derdi yok iken.
Sanıyorum haklısınız.
Bana da 3.göz daha doğruyu seçiyor olabilir gibi geliyor.