Peki Suriye'de ne oluyordu, Erdoğan'ın böyle bir uyarıda bulunmasının sebebi neydi?
PKK’nın yurt dışından yayın yapan Yeni Politika gazetesinin dünkü manşetinin başlığı buydu.
Haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Reyhanlı Barajı’nın açılış töreninde yaptığı açıklama ile PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin askeri kanadı YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu SDG’nin başındaki terörist Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin’ın bu açıklamaya verdiği yanıt yer alıyordu.
Uzun süreden bu yana Suriye konusunda pek konuşmayan Erdoğan, cumartesi günkü konuşmasında, "Suriye'de halen var olan terör bölgeleri ya bize söz verildiği şekilde temizlenir ya da biz gider bunu kendimiz yaparız" şeklinde sert uyarılarda bulunmuştu.
Erdoğan’ın bu beklenmedik açıklaması Fırat Kalkanı, Zeytindalı, Barış Pınarı ve Pençe Kaplan operasyonları öncesi “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklindeki sözlerini anımsattı.
Peki Suriye’de ne oluyordu, Erdoğan’ın böyle bir uyarıda bulunmasının sebebi neydi?
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, önceki gün Kanal 7 televizyonunda bu uyarının nedenini şöyle açıkladı:
“Özellikle Afrin’de, Münbiç ve civarında, Telabyad ve Rasulayn civarında, PYD ve YPG’nin saldırıları devam ediyor. Biz sabırla Ruslara, ABD’lilere yeri geliyor İranlılara söylüyoruz. Bu saldırılar devam ederse bunlar karşılıksız kalmaz, bu uyarılar yapılıyor. Bu devam ederse Türkiye oralara her an müdahale edebilir.”
Geçtiğimiz ay Suriye’de PYD ile Kürt gruplarla görüşen ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin bu gruplara, “Bundan böyle Türkiye Fırat’ın doğusuna operasyon yapmayacak” şeklinde bir taahhütte bulunduğu basına yansımıştı.
PYD Sözcüsü Sema Beğdaş, daha sonra Londra merkezli Şarkul Avsat gazetesine yaptığı açıklamada Jeffrey’nin böyle bir taahhütte bulunduğunu teyit etti.
Cumhurbaşkanı Sözcüsü Kalın’a, Jeffrey’nin bu taahhüdü de soruldu.
Kalın, “Asla böyle bir şey söz konusu değil” diyerek kesin ifadelerle bunu yalanladı.
Peki, Ankara’nın operasyon yapmayacağına dair bir taahhüdü yokken Jeffrey, neden PYD ve söz konusu Kürt gruplara böyle bir taahhütte bulunmuştu?
Bunun nedeni şu.
Jeffrey, uzun süreden bu yana PYD ile ENKS ve diğer bazı Kürt grupları Türkiye’ye karşı birleştirmeye çalışıyor.
ENKS ve diğer Kürt gruplar, Türkiye’yi karşılarına almaktan çekindikleri için ayak sürüyor.
Jeffrey, Türkiye’den korkmamaları için böyle taahhütlerde bulunuyor.
Erdoğan’ın, bu uyarılarının nedeni salt, Kalın’ın sözünü ettiği terör saldırıları ve Jeffrey’nin taahhüdünün boş olduğunu ortaya çıkarmak da değil.
Geçtiğimiz hafta yine basına yansıyan ABD Dışişleri Bakanlığı’nın PYD/YPG’ye 400 milyon dolarlık yeni bir destek programı açıklaması da Ankara’yı öfkelendiren bir diğer konu.
Ve en önemlisi yazının başlığına konu olan Ferhat Abdi Şahin’in, “Suriye savaşında yer alan güçler son süreçte aldıkları sonuçları kalıcılaştırmak için hamleler gerçekleştiriyor. Biz de Kuzey-Doğu Suriye halkları olarak yeni sürece girdik. Önümüzdeki aylar, yıllar bizim açımızdan tarihidir. 9 yıllık Suriye’deki mücadelemizin sonucunu alacağız. Kürt halkı için ise 40 yıllık mücadelenin sonucu olacak. Bunun zamanı geldi” şeklindeki açıklamaları.
Ankara, ABD’nin planlarının ve Jeffrey’nin çabalarının Şahin’in sözünü ettiği bir terör devleti kurmanın ilk adımı olacak bir özerklik veya Kuzey Irak’takine benzer federal bölge oluşturma hesabına dayandığını görüyor.
Abdi Şahin, “Bunun zamanı geldi” diyor.
Hatta “9 yıllık Suriye mücadelesi”nin yanına, “40 yıllık mücadele” ifadesini de ekleyerek açık bir şekilde kendilerinin PKK’nın bir parçası olduklarını ve mücadelelerinin de Türkiye’ye karşı 40 yıldır yürütülen terör hedefleriyle aynı olduğunu ikrar etmekten geri de durmuyor.
İşte Erdoğan’ın açıklamaları Türkiye’nin, Doğu Akdeniz, Ege ve son olarak Kafkasya’daki Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırılarına odaklanmışken Suriye’de dönmekte olan oyunların farkında olduğunu gördüğünü gösteriyor.
Onlar bir terör devletçiği için adımları atma zamanlarının geldiğini hesaplayadursun Türkiye için de bu kirli planlara bir kez daha müdahale etmenin zamanı.
O zaman ise; “Bir gece ansızın…”