Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Dışişleri Bakanlığı'nın ev sahipliğinde gerçekleşen üç gün süren aralarında Devlet ve Hükümet Başkanları, Dışişleri Bakanları ile üst düzey temsilcilerin de olduğu çoğunluğu yabancı 4000'den fazla konuğun katıldığı bir üst düzey diplomasi trafiği olan İkinci ADF 2022 forumunda, bu tarihi sürece tanıklık eden gazetecilerden biriydim. Bir üst düzey diplomasi trafiğine şahitlik etmek Türkiye'nin adının tüm dünya basınında konuşulması şahane gurur verici ve çok değerli bir durumdu.
Neresinden bakarsanız duygu dolu bir diplomasi forumuydu. Birkaç örnek vereceğim size. Neden “gönül diplomasisi” dediğimi daha iyi anlayacaksınız. Zira konuklar devlet başkanları, bakanlar olsa da herkes insandı. Ve duyguları vardı. Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açtığı şu sıralar gerçekleşen Antalya Diplomasi Forumu adeta Antalya Gönül Diplomasi Forumuna dönüştü.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Dışişleri Bakanlığı'nın ev sahipliğinde gerçekleşen üç gün süren aralarında Devlet ve Hükümet Başkanları, Dışişleri Bakanları ile üst düzey temsilcilerin de olduğu çoğunluğu yabancı 4000’den fazla konuğun katıldığı bir üst düzey diplomasi trafiği olan İkinci ADF 2022 forumunda, bu tarihi sürece tanıklık eden gazetecilerden biriydim. Bir üst düzey diplomasi trafiğine şahitlik etmek Türkiye’nin adının tüm dünya basınında konuşulması şahane gurur verici ve çok değerli bir durumdu.
Türk Hava Yolları uçuşu ile Ankara Esenboğa’dan uçağa geçerken Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hajiyev ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar ile aynı uçaktaydık. Uçağa geçerken sohbet ettik. Uçakta yerlerimize oturmak için bakınırken Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hajiyev’in koltuk numarası on üç olduğunu duyunca bir anda yerimi vermek istedim. Bana fırsat vermeden Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran kalkıp “Sayın cumhurbaşkanı yardımcısı lütfen buyurun benim yerime” diyerek kendi yerini Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Hajiyev’e vererek arkaya 13 numaralı koltuğa doğru yürüdü. Benim yerim öndeydi ve uçak inişinde kendisinin on üç numaradan gelmesini bekledim. Ve bu davranışı ve dikkati için ülkemiz adına gurur vericiydi. Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti Diplomasi fırtınası bindiğim uçakta başlamıştı.
Bu yılın mottosu “Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak” başlığı tam yerini bulmuştu. Gerilimleri çözmek, değişimi yönetmek, uyumu kolaylaştırmak ve iş birliğini teşvik etmek için, güçlü bir diplomasiye ihtiyaç duyan Rusya ve Ukrayna için atılan adım ile Antalya’da start verildi. Antalya'da Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarını bir araya getirmeyi başaran Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu tebrik ediyorum. Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba’nın bakan Çavuşoğlu ile karşı karşıya geldiğinde kollarını açarak ona sarılması ve Çavuşoğlu’nun da aynı şekilde sarılarak karşılaması dış politikada “gönül diplomasisi” değil de başka ne? Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu inanılmaz bir diplomasi trafiği ile 67 diplomatik görüşme yaptı. Bu kadar kısa zamanda yaptığı insanüstü bu çalışması gerçekten gönül diplomasisi ile yapılabileceğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açılış konuşmasını yaklaşık üç bin kişi salonda adeta gözlerine bakarak izledi. Demokrasinin, insan haklarının, diyaloğun ve diplomasinin adeta tüm dünya liderlerine ders niteliğinde bir konuşmaydı Cumhurbaşkanının konuşması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması bir başka “gönül diplomasisi” örneğiydi. Kalbinizin en derininde hissedebildiğiniz hem kendi gözleri doldu hem de salonda oturanların gözleri doldu desem yeridir. Erdoğan’ın konuşmasının en önemli notu bence "2014'te Kırım'ın işgaline tüm Batı, tüm dünya ses çıkarmış olsaydı acaba bugünkü tabloyla karşı karşıya kalır mıydık? Barışın dünyasını kurmalıyız" cümlesiydi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda (ADF) kendisinin himayesinde düzenlenen “Yumuşak Güç Yoluyla Dayanışmayı Güçlendirmek ve Barışı Teşvik Etmek” başlıklı panelinde konuştu. Diplomaside Yumuşak Güç kavramını "Kalıcı ve sürdürülebilir barış idealine giden yolu açmak ancak yumuşak gücün unsurlarıyla mümkün olabilir.” cümlesiyle vurguladı.
Suikast sonucu öldürülen Haiti Eski Devlet Başkanı Jovenel Moise'un eşi Martine Moise, konuşmacıydı. Konuşmasında Emine Erdoğan'a duygu dolu bir teşekkür ederek "O benim için kardeş bugün. Çünkü çok zor bir durumdayken ondan aldığım bir ses bana çok büyük cesaret verdi. Bunu tekrar edebilirim: 'Sayın Moise eğer olduğunuz yerde rahat değilseniz eviniz var Türkiye’de bize gelin.' Ben bunun için size teşekkür ediyorum." cümlelerini söylerken burada Emine Erdoğan’ın Moise’ye bir “gönül diplomasisi” ile dokunduğunu görmüş olduk.
Antalya Diplomasi Forumu’ndan aktaracaklarım belki bu kadar ama seneye nasıl bir diplomasi fırtınası kopacağını şimdiden görmek için sabırsızlanıyorum. Antalya Diplomasi Forumundan gördüğüm, hissettiğim Türkiye olarak biz kendi değerimizi ortaya koymuşuz. Ve şimdi net olarak görüyorum ki dünya bizim değerimizi tam olarak görmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müthiş diplomasi tecrübesi ve kurulduğu konuşulmakta olan yeni dünya düzeninde Türkiye’nin yeri şimdiden vurguladığı güçlü diplomatik ilişkileri ve soft power yumuşak gücümüz ‘gönül diplomasisi’ ile dünyanın vazgeçilmez ülkesi konumunda olacağımız aşikar.