Tam üç gündür bu çığlıkla yatar bu çığlıkla uyanır olduk.
Emine Bulut.
38 yaşında gencecik kadın, boşandığı eşi tarafından boğazdan kesilerek öldürüldü.
Ve 10 yaşında kızının gözü önünde.
Kız anne lütfen ölme diye bağırıp, kadın ölmek istemiyorum derken öldü.
Türkiye ayağa kalktı.
Şimdi sosyal medya yıkılıyor, yazıyoruz, çiziyoruz, demediğimizi bırakmıyoruz.
Sonrası ne olacak hiç.
Ben bu adalet sistemi varken, çok ümitsizim.
Yazdığınız, söyledikleriniz ve vicdan temizliği ve iki gün sonra kapanacak.
Bu süreçte olayın üzüntüsü, içinde kavrulurken, gerçekten ateş hepimizin evine düşmüşken insan çok hassaslaşıyor.
Hiç alakasız şeylere, sağa sola sataşmaya, insanlara takıyorsun.
Asabın çok bozuk ya, duyar kasmaya başlıyorsun.
Mesela ben şu haldeyim.
İdam gelsin, asın şu şerefsizi diyorsun, ama idam çözüm değil ki kardeş, hümanist antipatikliği insanlarına sinir oluyorum.
Acaba ne oldu da adam bu kadını öldürdü, diyen, karşı taraf empati ahlaksızından nefret ediyorum.
Takip ettiğim tanıdığım kadınlar var, ahh be kadın günlerce köpeğin öldüğünde paylaşımlar yaptın, bak Emine öldü tek satırın yok, ne merhametsizsin gerçekten umurun değil mi, diye haykırasım var.
Kız koruma altında, aileden sorumlu bakanlık korumaya aldı, keşke buna ihtiyaç olmasaydı, keşke önce anasını korusaydınız diye bağırasım var.
Emineler ölmesin diye yazan, paylaşım yapanların kafasına taş atasım var.
Emineler derken, bir kuş türünden mi bahsediyoruz, ölen Emine öldüyse Emine öldü.
Neresinden tutsak elimizde kalan bir acımız var.
Merhamet sandalı çoktan batmış.
Ne kadar çaresiz ve aciz durumdayız.
Bir şerefsiz katil bir annenin boğazını keserken, bütün ülkenin kadınlarının boğazını kesti.
Ya kızı.
Kocaman bir geleceğin, kocaman bir hayatın, çocukluğun, ümitlerin, hayallerin, hepsini ilme lime doğradı.
Senin o bıyıklarına hepimiz tükürdük, bu ülke kadınlarının tükürüğünde boğul emi, katil adam.
Funda'nın aklındakiler..
... Biraz erkekleri anlatayım, bu erkeklerde az değil diyeceğim, bu hafta şöyle bir yazı yazayım derken, gündem değişiyor.
Bambaşka kadınları anlatmaya, yazmaya başlıyorum.
Ey kadınlar, siz de şu erkeklere dikkat edin, erkekler sizi beğeniyor duyunca, bir başka boyuttasınız, beni çok beğeniyor aptal duygusundan sıyrılmak lazım.
Aman beğenirse beğensin dangalak, 55 yaşında, zaten 3 evlilik yapmış, karıları bırakıp bırakıp gitmiş, ne münasebet ben.
Diyebilmelisiniz.
Bak o zaman bu adamlara tek tek, ya da toptan şahane bir ayar çekeriz.
Ama birbirimizin arkasında duralım.
Satmak yok yani.
... Emin olun siyasî bir şey yazmıyorum, boşuna anlam yüklemeye çalışmayın.
Kaz dağları ve yakılan ormanlar ve orada yabancı bir şirketin altın arama faaliyetleri meselemiz var.
Neredeyse 1 aydan fazladır konuşuluyor..
İnsanlar akın akın oraya gidiyor, Fazıl Say piyanosunu alıp gidiyor, konser veriyor.
Gerçekten görüntüler korkunç, delik deşik olmuş ve ağaçlar kesilmiş.
Sahilde, kafede, iskelede, orada burada, inanılmaz konuşmalar var.
Oradaki bilmem kaç dönümü zamanında Ekrem’in babası almış, ya Tarkan boşuna tweet atıyor artist, bilmem kaç dönüm arazisi var onunda.
Hadi kısa keselim Aydın havası olsun.
Bu dedikodulara son vermeliler, kafalar çok karışık ve aslında bu mesele çok kolay.
Oradaki belediye, tapu ve imar müdürlüğü, o bölgenin köy köy, dönüm dönüm arsalarının kimlere ait olduğunu ilan etsinler.
Adamlar manyak mı, kesmeyeceği ağaçların bulunduğu koca dağları neden alsınlar öyle değil mi.
Bu kadar yani.