İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay'ın halktan yardım isteyerek "Evlerinizde odun, kömür istifçiliği yapmayın, haftada iki defadan fazla et yemeyin, yiyebileceğinizden fazla ekmek almayın" dediğini yazıyor o zamanki gazeteler. Nereden, nereye?
Yıl 1954. Türkiye’nin ekonomik olarak çok zor durumda olduğu sıkıntılı yıllar.
İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay’ın halktan yardım isteyerek "Evlerinizde odun, kömür istifçiliği yapmayın, haftada iki defadan fazla et yemeyin, yiyebileceğinizden fazla ekmek almayın" dediğini yazıyor o zamanki gazeteler. Nereden, nereye?
İşte böyle bir ortamda, Üzeyir Garih ve İshak Alaton adlı iki arkadaş Karaköy, Bankalar Caddesi’ndeki Vefai Han’da tek odada ALARKO adında bir kollektif şirket kurarlar. 20 bin TL sermeyesi olan ve adını “Alım, araştırma ve komple tesis kurma’” cümlesindeki kelimelerin baş harflerinden alan bu şirket, 6-7 Eylül badirelerini de atlatarak 1973 yılında Alarko Holding olarak karşımıza çıkar.
1929 yılında İstanbul’da doğan şirket ortağı Üzeyir Garih, 1951’de İTÜ’den Makine Yüksek Mühendisi olarak mezun olur. 1954 yılına kadar Amerikan Carrier Corporation Türkiye Şubesi’nde Tesisat Mühendisliği yapan Garih, 1954 yılında İshak Alaton ile işte bu Alarko’yu kurar.
Kitaplar yazan, üniversitelerde dersler veren, sosyal faaliyetlerde bulunan, İTÜ’nün fahri doktor unvanı verdiği ve birçok ödül alan Üzeyir Garih, 25 Ağustos 2001 tarihinde bir cinayete kurban gider.
2 Eylül 1927 tarihinde İstanbul’da doğan diğer ortak İshak Alaton, 1946’da Saint Michel Fransız Lisesi’ni bitirir ve 1948’de Polatlı Topçu Okulu’nda yedek subay olarak askerlik yapar. 1951’de İsveç’te kaynak işçisi olarak girdiği fabrikada teknik ressam olarak iki yıl daha çalışır.
1954 yılı başında Türkiye’ye dönen İshak Alaton, aynı yıl Üzeyir Garih ile ortak olur ve Alarko Kollektif Şirketi’ni kurarlar.
1973 yılında holding haline gelen 1974’te halka açılan Alarko Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini 2015 yılında ortağı merhum Dr. Üzeyir Garih’in oğlu İzzet Garih’e devrederek “Alarko Holding Onursal Başkanı” unvanını aldı. Birçok vakfın kurucusu ve nişan sahibi olan Alaton 2016 yılında hayatını kaybeder.
Taahhüt, enerji, sanayi, ticaret, turizm, arazi geliştirme ve girişim sermayesi gibi farklı iş kollarında faaliyet gösteren dev holding Ukrayna, Rusya, Türkmenistan ve Özbekistan’da havalimanları yapar ve birçok ülkede projeler gerçekleştirir
Türkiye’nin ömrü yarım asrı aşan sayılı şirketlerinden olan Alarko Holding’te, Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yüzde 18.18’lık hisse sahibi İzzet Garih, Başkan Yardımcılığı’nı yüzde 16.68 hisseyle Vedat Aksel Alaton (Son satışla 15.27’ye düştü), yönetim kurulu üyeliğini 17.68’lık (Son satışla 16.27) hisseyle Leyla Alaton, Ayhan Yavrucuk, Niv Garih, Ümit Nuri Yıldız ile bağımsız üyeler Neslihan Tombul, Nihal Masaki Seçkin ve Lale Ergin yapıyor. Ödenmiş sermayesi 435 milyon TL olan ve Dalia Garih’in de yüzde 15.74 pay sahibi olduğu şirketin diğer hisseleri de ALARKO koduyla Borsa İstanbul’da işlem görüyor.
Alarko Holding çatısı altında yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gösteren 41 şirkete 42’nci olarak havacılık alanında boy gösterecek olan, adı belli olmayan bir şirketin daha katılacağı duyuruldu.
Alarko Holding 18 Eylül 2023 tarihinde Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yaparak (hiç girmedikleri bir alan olan) havacılık sektörüne yatırım yapacaklarını resmen duyurdu. KAP açıklamasında “Havacılık sektöründe faaliyet göstermek üzere 30.000.000 TL (Otuz milyon Türk Lirası) sermayeli bir anonim şirketin kurulmasına karar verilmiştir. Söz konusu yeni şirketin amacının özellikle büyük gövdeli yolcu uçaklarında dönüşüm ve modifikasyon yapılması ve bununla ilgili prototiplerin geliştirilmesi, ilgili uluslararası lisansların alınması, buna yönelik parçaların üretilmesi ve bu parçalar ile söz konusu dönüşüm ve modifikasyonların uluslararası standart ve yetkilere sahip hangarlarda yolcu uçaklarına uygulanması ve ilgili uçakların alım satım işlerini kapsaması planlanmaktadır. Proje kapsamında uluslararası yabancı mühendislik ve üretim firmaları ile yoğun iş birliği öngörülmektedir. Kamuoyuna duyurulur.”
Bu açıklamaya bakarak şunu anlıyoruz ki, bugüne kadar havacılık sektörüne sıcak bakmayan büyük holdinglerin aksine, Alarko havacılık gibi farklı bir alana girmeye karar verdi. Kısaca, MRO (maintenance - repair - overhaul) bakım, onarım ve tadilat diye bilinen işlerin yanı sıra uçak alarak, yolcudan kargoya dönüştürüp satacak olan yeni şirketin bu işe iddialı giriş yapacağından hiç kuşkum yok. Alarko markasının bugüne kadar yaptığı bütün işlerde başarılı olduğu gerçeğini görmek beni böyle bir düşünceye sevk ediyor. THY Teknik, ACT Teknik, MNG Jet, MC Havacılık gibi aktif şirketler karşısında Alarko’nun kuracağı bu şirketin nasıl bir performans göstereceğini, nereden, hangi yetkileri alacağından ve de işin başında kimlerin olacağını öğrenince daha iyi anlayabileceğiz. Bundan daha da önemlisi yıllar sonra böyle güçlü bir holdingin havacılık sektörüne girmesi ve yeni iş kapısı açması havacılık sektörü için bir dönüm noktası olup, dengelerin hızla değişmesine de sebep olacaktır.
Mutlu yarınlar Türkiye’m…
Keyvan Havacılık yeni program geliştirdi
Rötarsız, tasarruflu ve çevreci uçuşlar
Uçak yolculuğunda, havaalanlarındaki güvenlik kontrolleri ve kalkışlardaki gecikmeler yolcuların terminale girdikleri andan, varış noktasına ulaştıkları ana kadar tüm yolculuğu kapsar.
Yaşanmış bir olaydan yola çıkalım.
Y havayolu şirketinin yolcuları, X Havalimanı’nda 20.55’te kalkacak uçak için bekliyor. Ancak, zamanında yapılan güvenlik kontrollerine ve 19.45'te kalkış salonuna varmalarına rağmen, beklenmedik bir gecikme yaşadılar.
Kapıda sadece bir uçak park halindeydi ve apron neredeyse boştu. Uçağa biniş 20.45'te başladı ve Airbus A321 hızla doldu. Kabin kapısı kapatıldı, uçak taksi yapmaya ve kalkışa hazır hale geldi. Ancak pilot şaşırtıcı bir anonsla gelen bir trafik nedeniyle taksi yapamayacaklarını açıkladı.
Uçak, 20 dakika daha motorları çalışır vaziyette pistte kalkış izni bekledi. Nihayet 21.28'de taksi yapmaya başladı ve planlanandan neredeyse 45 dakika sonra, 21.40'ta havalanabildi.
Bu durum, havalimanı operasyonları ve yolcu deneyimi hakkında birçok kritik soruyu gündeme getirmektedir. Bu durumun yaşanmasının sebebi ise, A Havayolu'nun uçağının kalkış havalimanında 50 dakikalık bir gecikme yaşamış olmasıdır.
Bu durumda, 45 dakikalık gecikme Y havayoluna yaklaşık 407 kg. yakıta mal olmuş ve 1.286 kg. CO2 emisyonuna da sebep olmuştur.
Aynı gün A Havayolu’nun Airbus A320 uçuşlarında yaşadığı bir dizi rötar da önemli operasyonel zorluklara yol açar. Bu rötarlar uçuş başına 12 ila 138 dakika arasında değişmiş ve hem kalkış hem de varış sürelerini etkilemiştir. Özellikle, 6. bacakta 49 dakikalık bir gecikme yaşanması A Havayolu'na 1.188 USD değerinde yakıta mal oldu. Bu rötar aynı zamanda Z Havayolu'nun Airbus A321'i de dahil olmak üzere bağlantılı uçuşlarda gecikmelere neden olmada kritik bir rol oynadı.
A320 uçakları için ortalama yakıt tüketim oranı ve litre başına 0,90 USD yakıt maliyeti göz önünde bulundurulduğunda, bu gecikmeler A Havayolu için yaklaşık 10.072,00 USD ek yakıt masrafına neden olmuştur.
Bir havayolu şirketi için taksi süresinin azaltılması, yakıt tasarrufu ve operasyonel verimlilik üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Örneğin, her biri günde ortalama 3 varış noktasına sahip 99 uçaktan oluşan bir filo işleten ve günde toplam 594 uçuş gerçekleştiren A Havayolunu ele alalım. Uçuş başına ortalama 18 dakikalık taksi süresiyle, tüm filo için günlük taksi süresi 53.046 dakikaya ulaşmaktadır. Havayolunun taksi sürelerini her uçuş için sadece 1 dakika kısaltmayı başarması halinde potansiyel yakıt tasarrufunun günde 68.085 kg (84.754,5 litre) olacağı hesaplanmıştır. Bu mütevazı 1 dakikalık azalma, bir yıl boyunca 24.855.525 kg (30.947.307,5 litre) gibi etkileyici bir yakıt tasarrufuna ulaşılmasını sağlamaktadır.
Bu tür yakıt tasarrufları havayolları için önemli bir maliyet düşüşü sağlarken, uçak operasyonlarıyla ilişkili karbon emisyonlarını azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe de katkıda bulunur. Bu nedenle, taksi sürelerinin optimize edilmesi havayolları için mali açıdan ihtiyatlı bir karar olmakla birlikte, daha çevreci ve daha verimli bir operasyona yönelik sorumlu bir adımdır.
Bu konuya el atan Keyvan Havacılık Şirketi’nin geliştirdiği yenilikçi bir çözüm olan “Havaalanı Performans Ölçüm ve Yönetim Sistemi” (APMMT) ile yönetim ve yolcu deneyimini iyileştirilebiliyor.
Keyvan Havacılık'ın APMMT programı bu zorlukların üstesinden gelmek için yenilikçi bir çözüm sunmakta ve gelişmiş yolcu deneyimini sürdürülebilirlik çabalarıyla birleştirerek havayolu seyahatlerinin geleceğini daha iyi bir yöne doğru şekillendirmektedir.
Hepinize iyi uçuşlar.