Televizyonda, geceyi sabaha bağlayan saatler..
Televizyonda, geceyi sabaha bağlayan saatler..
Çok eski bir Türk filmi oynuyor..
Gülşen Bubikoğlu, Tarik Akan, Adile Naşit, Halit Akçatepe, Hulusi Kentmen oynuyor.
Hulusi Kentmen, tontiş bir baba.
3 oğlu var.
Oğullarını okuyor zannediyor.
Tarik Akan, çapkın iki kız ile aynı zamanda nişanlı, başka bir kızın peşinden koşuyor, çapkın, güya doktor olacak, ne okula gidiyor, ne bir işin ucundan tutuyor. İkinci oğlu Halit Akçatepe, devamlı kumar oynuyor. Okula gitmiyor.. Üçüncü oğlu da siyasi meseleler peşinde, caddelere siyasi broşürler asıp duruyor.
Dünya tatlısı, masum, tam ana diyeceğimiz anneleri var..
Bu arada Adile Naşit'te ,Tarık Akan'a aşık.
Baba çocuklarla ilgili, her şeyi öğreniyor.
Çocukları evden kovuyor.
Anne, çocuklarına kıyamıyor, çok üzülüyor ve biriktirdiği parayı çocuklarına veriyor.
Film, hikayesi ve diyalogları ne kadar masum, insanlar, hayat ne kadar tertemiz kalmış, anlatamam.
Film çekileli sanırım 30 senesi var.
Masumiyetten utanıyorum.
Utana utana düşünüyorum.
Düşünüyorum..
Bu 30 senede nerelere geldik, insanoğlu ne kadar merhametsiz, ne kadar çirkin, ne kadar kötü insanlar olduk.
Sosyal medyada birbirini acıtan nice insanlar.
Hiç görmediği, bilmediği, tanımadığı insanları ısıran nice reziller.
Artık..
Anladım ki.
Kendi ayak izlerimizden yürüdükçe birbirimize asla çıkamayacağız.
Yolun en başına dönmenin imkansızlığı içindeyiz.
Yolun en başına nasıl döneceğiz hiç bilmiyorum.
Git gide herkes, en güvenilir tarafından eksiliyor.
Kısa vadelerle seçerek hayatı yenilemek imkansızlaştı.
Yarınlara olan inanç yükümüz gitgide azaldı.
İnsanları anlayamamaktan, tanıyamamaktan yorgun düştük.
Yeni hayatlara nasıl başlayacağız?
Daha iyi, daha merhametli insanlar nasıl olacağız?
Samimiyet testinden sınıfta kala kala.
Geride bıraktığımız insanlara eskisi kadar yakın olamayacağız.
Ne ilk sözün, ne son sözün efendisi insanlar yok artık.
O zaman.
Şarkı söylemek lazım avaz avaz.
Ah nerede, vah nerede?
Funda'ya takılanlar...
... Oyuncu Hakan Yılmaz ve eşi, sokak ortasında magandalar tarafından dövülüyor.
Şiddet haberleri, gazete sayfalarında, TV ana haberlerde, inanılmaz.
Dizilerde bayıldığımız şiddet, darp, dayak haberlerine TV dizilerinde bayılıyoruz.
Siyah Beyaz Aşk'a bakın. Koca bir ev dolusu, kadınlarında birbirini boğduğu, şiddet içeren bir dizi.
Siyah İnci.. Dizi ilk bölümünden, şiddet içinde, kavga, döğüş, silahlar..
Ya diğerleri.
Bayıla bayıla izlediğimiz, ohhh bir yumruk daha at diye bayıldığımız diziler.
Geceleri bayılıp, gündüzleri aaaaa bu nasıl şiddet böyle diye şaşırdığımız.
İki yüzlü.
İkircikli halimiz.
... Kayahan, Allah rahmet eylesin..
Ne kadar iyi bestekar ve müzisyendi.
Şahane şarkıları vardı.
O güzel şarkıları yazan adam insanlarla pek kavga ederdi.
6 yıl önce, savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.
Benim şarkılarımı izinsiz kullanıyorlar diye, bir internet sitesini şikayet ediyor.
Haklı tabi ki.
Simdi kızı ve eşi, el ele vermişler, işin peşini bırakmıyorlar.
Onlarda para pul, miras meselesinden birbirleri ile çok kavga etmişlerdi.
Hayat işte.
Ne zaman bir araya geleceğin belli olmaz diyeceğim.
Diyemiyorum.
Para olunca.
Garanti.