İnsan doğar doğmaz ailesi ona bir isim verir ve birey, ailenin soyadını taşımaya başlar. İsim ve soyadı; zamanla bireyin, toplumsal kişiliği, kimliği ve kültürel öz değerlerini taşıyan ve yansıtan, insanı diğerlerinden ayıran markasını oluşturur.

Dijital hız çağında adını ve soyadını değiştirenlerin sayısı da hızla artıyor. İnsanlar, yıllardır taşıdıkları, bütünleştikleri ve markaları olan adlarını, ailenin bayrağı olan soyadlarını acaba neden değiştirme ihtiyacı hisseder? Adımız kişiliğimizi, soyadımız kimliğimizi temsil ettiğine göre kişiliği ve kimliği farklı göstermenin psikolojik anlamı nedir?

İnsan doğar doğmaz ailesi ona bir isim verir ve birey, ailenin soyadını taşımaya başlar. İsim ve soyadı; zamanla bireyin, toplumsal kişiliği, kimliği ve kültürel öz değerlerini taşıyan ve yansıtan, insanı diğerlerinden ayıran markasını oluşturur. İsim, hukuken insanın bireyselliğini, soyadı ise ait olduğu aileyi ve soyu temsil eder.

İsim ve soyadı, bireyin kişilik gelişimi bakımından son derecede önemlidir. Biz ad-soyadımızı, onlar da bizi temsil eder. Dinimizde çocuklara güzel isimler vermek, anne - babaların en önemli görevleri arasında sayılmıştır.

Kimi ebeveynlerin; egolarını öne çıkararak kişisel arzularını, özlemlerini hatta ideolojilerini çocuklarının adlarına yansıttıkları bilinmektedir. Bu aşırılıkların, ciddi sorunlara yol açtığı bir gerçektir. Zira bilinçaltında kendi adlarımızın anlamından etkileniriz, düşünce ve davranışlarımızla bu anlama doğru öykünürüz, ad ve soyadımızla, muhataplarda psikolojik bir etki oluştururuz.

AD - SOYADLARINI DEĞİŞTİRENLER

Araştırmalarda kelime kökünde yapıcı, uyumlu, birleştirici, güzel anlamlar bulunan isim ve soyadının; kök anlamında uyumsuzluk, ayrılık, aşırılık bulunanlara göre daha olumlu ve uzlaşmacı kişiler olduğu belirlenmiştir. “Kişi adıyla müsemmadır” sözü bunu kanıtlar. Böylece ad ve soyadımız, düşüncelerimiz, duygularımız, kişilik yapımız, tutumlarımız, eğilimlerimiz ve davranışlarımız üzerinde etkilidir.

İsim ve soyadını değiştiren ya da düzeltenlere yönelik araştırmalarda bireylerin dile getirdikleri nedenler birkaç grupta sıralanmıştır:

İsim ya da soyadındaki yazım ve zamanla oluşan anlam kusurları, cinsiyet temsilinden oluşan anlam hataları, gülünç ve dalga geçmeye müsait ifadeler nedeniyle yapılan değişiklikler maddi nedenler grubunu oluşturuyor. Burada isim ya da soyadında ciddi maddi hata oluşmuş ve kelimenin anlamı karışmıştır. Mesela nüfus kayıtlarında adı Alif olarak geçen kadının, adını Elif olarak düzeltmesi; adı İsmet olan erkeğin, İsmet Can olarak değiştirmesi ya da Kelek olan soyadın değiştirilmesi gibi.

Siyasi bir lideri, partiyi yahut bir ideolojiyi doğrudan ya da dolaylı çağrıştıran siyasi nedenlerle ve dini nedenlerle yapılan değişim ya da düzeltmelere de rastlıyoruz.

İsim ve soyadında değişime giden ve giderek çoğalan grup çoğunlukla bunu kişisel nedenlerle yapanlardır. Dünyanın hızla küçülmesi, kültürlerin yakınlaşması ve karışması, ünlü kişilerin, sanatçıların ve sosyal medyanın etkisi, toplumsal değersizlik, aidiyetin zayıflaması gibi nedenlerle ad ve soyadı değişimi hızla artıyor. Herhangi bir maddi hata, siyasi bir sorun, yazım ve anlam sıkıntısı olmadığı halde tamamen kişisel arzuları tatmin amacıyla ad ve soyadı değiştirmek, kişilik algısı, aile ve toplumsal aidiyet bakımından ciddi bir sorundur. Bu, küreselleşmenin, insanları özünden uzaklaştırarak bireyselliği zorladığı yeni bir yoldur.

KELİMELER HESAP SORAR

Maddi neden gibi gösterip aslında kişisel nedenlerle adını, soyadını değiştirmek; mevcut kişiliğini, kimliğini ve aidiyetini beğenmeyip bir ayrıcalık, farklılık, bir üstünlük arayışının eseridir çoğu zaman. Seçilen yeni kelime üzerinden yeni bir değer arayışıdır. Ünlü Psikolog Jung, bunu, bireyin statü simgesi arayışı olarak değerlendirmiştir. Zira ad ve soyadımız, hayatımızda en çok duyduğumuz, duyacağımız ve anlamı ne olursa olsun bizi temsil eden, bizi temsil ettiği için bize özel önem kazanmış öz değerlerimizdir.

Doğduğumuzdan beri bizi temsil eden, duyduğumuzda kendimizi hatırladığımız, olumsuz bir kelimeyle yan yana getirilmesine rıza göstermediğimiz, geçmiş ve gelecekle köprümüz, benliğimize yerleşmiş olan adımız ve özellikle soyadımızı değiştirmek, kendimizi olduğunda farklı göstermenin çıkmazıdır. Mevcut hali beğenmeyip yeni bir kişilik ve kimlik inşasının arayışıdır. İmam Gazali, babasının ya da hocasının koyduğu ismi beğenmeyen, başkaları tarafından değil kendi kendilerine önemli lakaplar koyanları düşünmeye ve edebe davet eder.

İnsanı değerli, önemli ve farklı kılan; ad ve soyadlarını oluşturan kelimelerin, kelimeleri oluşturan harflerin maddi görünümleri ve anlamları değildir. İnsanları değerli kılan, soyadlarının geçmişten beri taşıdığı değer ve kendi çabalarıyla ona yükledikleri katma değerdir. Böylece soyadı, belki de kuru anlamsız bir kelimeyi, bireyin kendine ait markaya dönüştüren bir değerdir. Bir toplumu devlete dönüştüren en yüce değeri olan bayrak gibi. Al bir bezin üzerindeki beyaz ay yıldızı, herhangi bir bez parçasından ayıran ve uğrunda ölümü göze aldıran ona yüklediğimiz değer ve anlam değil midir?

İnsanın en yüce değeri ailesi, aileyi temsil eden en yüce değer de ailenin soyadıdır. Soyadı; ailenin bayrağıdır, insanların soy geçmişidir, kökleriyle irtibatıdır, yaşam felsefesidir, düşünce yapısıdır, kültürüdür, birlik ve bütünlüğün yol haritasıdır. Dolayısıyla geniş ailenin birliğini bozmadan, ortak uzlaşı dışında değişim düşünülmemelidir.

Yüzyıllara dayalı bir soy birlikteliğini ve bu birlikteliği temsil eden aile üyelerini bir kenara bırakarak adeta köküne ihanet edercesine soyadını terk etmek, bayrağına hizmet yerine süslü bir kavramın manasından medet ummak ne acı. Asıl olan kelimelerin taşıdığı maddi anlam değil kelimelerin bir araya getirdiği insanların oluşturduğu mana odaklı anlamlı birlikteliktir. Unutmayalım ki bizi bugünlere taşıyan değerlerimiz de bir gün hesap sorar. En başta da adımız, soyadımız.