Allah'ım böyle mi başlayacaktı…

Allah’ım böyle mi başlayacaktı…

Mutsuz, çok gergin, biraz panik ve devasa bi endişe girdabında resmen acı çekiyorum. Karnıma kramplar giriyor. Hafiften bulantıda var sanırım. Sanki başım da ağrıdı ağrıyacak. Ya da ağrıyor artık ben hissetmiyorum.

Ahhh Sayın ve Sevgili Genel Yayın Yönetmenim Okan Sarıkaya. Gözümün içine bakıp öyle tatlı tatlı gülümseyerek. Sanki çok da basitmiş gibi “hadi bi MERHABA yazısı yaz” dediniz. O an göremediniz, gözümün kararıp başımın dönüp beni terk edişini. Duymadınız “yazdıklarımdan birini seçin lütfen” diyen iç sesimin çığlığını. Midemin burulup, ağzımdan çıkmak isteyişini. Yazıyorum, siliyorum. Sehpanın etrafında kaçıncı turum bilmiyorum. Nereden başlamalı, nasıl demeli, selamlayıp da kaçmalı. Acep hiç mi demesek? Selamünaleyküm deyip başlasak olmaz mı yani? Hayalim, işim kabusa dönmek üzere. Şu tur üstüne tur atan paniğe bak. MER HA BA hepi topu üç hece, gün içinde onlarca kez kullanırız ama ben daha ME bile diyemedim. Misal şimdi şöyle mi demeli;

MERHABA; ben geldim.

MERHABA; aslında hiç de fena yazmam, beni her hafta okuyun.

MERHABALAR efendim…

Nasılda kolayca sarf ediyormuşuz bu canım kelimeyi. Ne kadar büyük, ne kadar da anlam doluymuş. Sanırım an itibariyle idrak ediyor zavallı beynim. Ne tuhaftır ki ben, hep hoşça kal zor söylenir sanıyordum. Genelde de öyle bilinmez mi? Vedadır nihayetinde zor olmalı. Ama MERHABA diyemediğin birine de nasıl hoşça kal der de veda edersin. Değil mi? İşte yine başa dönük. Ciddi kelime dikkatli olmak gerekiyor. İlk imaj, ilk intiba. Her şey çok iyi olmalı ama nasıl? Mimik yok, ses yok, tonlama yok, görüntü yok. İlk merhaba, ilk tokalaşma, ilk tebessüm çok şey anlatırmış meğer, görmek isteyene. Yazdığımı ilk kez okuyacak yeni aile ve okurlara verilecekse o selam daha da zor. Acaba önce hangi tarafa, nasıl merhaba denmeli? Bi taraf işin ehli büyük isimler. Ki isimleri aklımın ucundan geçiriyorum, o an vazgeçiriyor kalp ritmim. Diğer tarafla, çok iyi anlaşıp bu ilişkiyi uzun soluklu ciddiye götürmek istediğim ilişkim. Seçim yapmalı. Kusuruma bakmayın ilk okuyanlarım, şöyle yapacağım. Önce aile. Aile mühim. Ayrıca izin verirseniz kaleyi içten fethetmem gerekiyor. İşin aslı astarı hoş buldum da demem gerekiyor.

Kocaman bi gülümseme ile MERHABA yeni ailem, YeniBirlik’im. Büyük ve önemli bireylerinden oluşan bu kalabalık aileye dahil olduğum için mutluluğun yanı sıra gururluyum da. Bunca zaman sizlerden, okuduklarımdan, dinlediklerimden çok şey öğrendim. Sorguladım. Beni, düşüncelerimi şekillendirdi. Şimdi kalenin içinde ve aile olmanın detaycılığıyla daha da çok şey anlatacak bana yazdıklarınız, söyledikleriniz. An itibariyle içerden tekrar MERHABA, her birinize tek tek.

Çizdiğim, göremediğiniz kalplerle MERHABA ilk okuyanlarım. Umarım ilk tokalaşmamız içten, sıcak ve sonrasında arkamdan güzel konuşacağınız bi MERHABA olmuştur. Tanışıp, tanıştıkça birbirimize ne kadar faydalı olduğumuzu öğretiriz. Umarım yazılarımı okuduğunuz da, pazar keyfinize keyif olur. Ve umarım birbirimizi karşılıklı merak eder, pazar günlerini beraber bekleriz.