Bu ne biliyor musunuz? Bu Türk Silahlı Kuvvetleri'nde FETÖ'cü darbeye kalkıştıkları için meslekten çıkarılan generallerin, halk arasındaki deyişiyle 'paşaların' oranı.
Bu ne biliyor musunuz? Bu Türk Silahlı Kuvvetleri’nde FETÖ’cü darbeye kalkıştıkları için meslekten çıkarılan generallerin, halk arasındaki deyişiyle ‘paşaların’ oranı. Tam tamına yüzde 41,62011173184357... 358 paşanın 149’u. Belki de araştırmalar sonucunda yarı yarıya ulaşacak. Bu nasıl bir örgütlenmedir ki, bu derece gelişene kadar kimsenin haberi olmamış? Bu nasıl bir örgütlenme ki 20 yıl, 30 yıl yerin altında kalmış? Bu nasıl bir örgütlenme ki aynı anda harekete geçmiş? Önce oranları vermek lazım. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda doktorlar ve mühendisler dahil 198 general var. Toplam 87 general ihraç edildi. Yani yüzde 43,9393939393939393...
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda toplam general sayısı 72. Bunların 30’u ihraç edildi. Oranları yüzde 41,666666666666... Deniz Kuvvetleri’nde amiral sayısı 55. Bunların 32 tanesi darbeci. Oranları yüzde 58,181818181818... Jandarma’da 7 general görevden alındı. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda ise bir tek amiral vardı. O da alındı. Sahil Güvenlik’deki oran yüzde 100. Bu paşalardaki durum. Ya subaylar. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin toplam subay sayısı 32 bin 189’du. Bin 99 subay ihraç edildi. Oran yüzde 3,414209... Devam eden araştırmalarla belki yüzde 5’e dayanacak.
Bağırsak kurdu gibiler
Bunlar halkımızın Paşa diyerek onurlandırdığı insanlar. Bizim paramızla okuyan, bizim paramızla yapılan evlerde oturan, altlarında bizim paramızla alınan makam araçları olan, bizim paramızla alınan silahları kullanan, daha önemlisi güvenliğimizi teslim ettiğimiz ama en önemlisi evlatlarımızı emanet ettiğimiz kişiler. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüzde 40 küsuru. Adeta bağırsak kurdu gibiler. Bünyeye yerleştikten sonra gıdalarımıza ortak oluyorlar. Biz ne yersek aslında onları besliyormuşuz. Onlar da kendilerini hiç belli etmeden yıllarca hem doyuyor hem de gelişiyormuş. O derece büyümüşler ki neredeyse vücudun tamamına sahip çıkacaklarmış.
Şimdi düşünmeden edemiyorum. Acaba bu adamların emrinde kaç evladımız hayatını kaybetti? Kalkışma gecesinden bahsetmiyorum. Terörle mücadeleden ve eğitim zaiyatlarından söz ediyorum. Acaba kaç emri kasıtlı olarak yanlış verdiler? Acaba Türkiye’ye faturaları ne oldu? Çünkü bunların vatan sevgisine inanmıyorum. Vatan sevgisi için hareket etmedikleri ve emri başka yerden aldıklarına göre kim bilir nasıl altımızı oydular. Bağırsak kurtları ile mücadele sistemi bellidir. Süratle vücuttan sökülüp atılmalıdır. Yoksa vücudumuz gün geçtikçe gücünü kaybedecek.
Genel Kurmay ne olur artık açıklama yapmasın
Genel Kurmay basın açıklaması yapmayı durdursun ne olur. Biri uyarsın. Çünkü yanlış yapıyorlar. Akılları karışık. Belli. Ama tüm gözler üzerlerindeyken böylesi açıklamalar sadece akılları daha da karıştırıyor. Mesela ilk yapılan Akın Öztürk açıklaması. Darbecilerle konuşması için kendisine görev verilmiştir babında bir laf vardı. Sonra baktılar ki lafın ucu başka yere gidiyor, “Aslında darbeci ama biz o sırada bilmiyorduk” türünden düzeltme yaptılar.
Son olarak da darbeci sayısının ordu mevcudunun yüzde 1,5’i olduğunu açıkladılar. Yahu zorunlu askerleri de rakama dahil edip böyle bir açıklama yapılabilir mi? Biz askere yolladığımız evlatlarımızı size emanet veriyoruz. Kısıtlı bir süre için. Zamanı gelince de geri alıyoruz. Onları ne diye hesaba dahil ediyorsunuz. Zaten gel diyorsunuz geliyorlar, git diyorsunuz gidiyorlar, yat diyorsunuz yatıyorlar, ye diyorsunuz yiyorlar. Genel Kurmay’ın kurumun itibarını kurtarmak için böylesi rakam oyunlarına ihtiyacı yok. Ama bir yandan da bu tehlikeler savuşturulunca yöneltilmesi gereken sorular olacak. Mesela tüm generallerin yüzde 41’i FETÖ’cü nasıl olur? Bu kadar zaman nasıl fark edilmez. Askeri yargının tümü nasıl FETÖ’cü olur. Nasıl görülmez?
O koca koca askeri istihbarat biriminiz, o koca koca komutanlarınız belki darbeye katılmadıkları için teşekkürü hak ediyorlar ama açık konuşalım görevlerini eksik yapmışlar. Başka bir örgüt silahlı kuvvetleri teslim alırken fark etmemişler. Hadi bunları ihraç etmediniz. Ya da belli sebeplerden edemediniz. Ama bunlar nasıl Paşa oldu? Bizim çocuklarımızı nasıl bunların emrine verdiniz? Bir vatandaş olarak hem parasını hem de çocuğumu verdiğim için sorma hakkım var.