​ZAVALLI AŞK!

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Demet Şener'in, gazete röportajını okuyorum.

Demet Şener'in, gazete röportajını okuyorum.

Bilen vardır bilmeyen vardır, aslında bilsen ne olur, bilmesen ne olur ya da kimin umuru olan bir haber.

Uzun süredir boşanmaya çalışıyorlar. 

Nedeni, adamın kadını aldatması, ihanet etmesi.

Kadın adamdan çok para istiyor, adam kadına az para vermek istiyor.

Vallahi kimin umuru..

Tanımadığım, magazine dair haber değeri olan, bu arada hiç merhabam olmayan, insanların hiç bir yaşamı, haberini içselleştirmem..

Okurum, bilirim, sayfayı kapattığımda unuturum.

Bazen röportajda bir cümleye takılırım, onun üzerinden, hayata, aşka, ilişkilere, başlangıçlara, bitişlere takılır kalırım..

Düşünürüm.

Kadın diyor ki, “İbrahim'im görüntü kasetleri geldi, seyrettim, üç gün kustum.”

Kustum diyor kadın.

Kustum kelimesine takılıyorum.

Onları uzaktan bir gsm sirketinin, lansman gecesinde görmüştüm.

Vücut dilleri enteresandı.

Adamın kadından gittiğini hemen anlamıştım.

Kadının kocasından gitmeme, kalma arzusu olduğunu anlamıştım.

Anlayışla karşılarım.

İlişkinin kahyası değiliz ki.

Erkekleri bilemem.

Ama kadınları iyi bilirim.

Kendimden bilirim.

Bazen erkek kadından gider, kadın anlamamazlıktan gelir ve böylece devam edeceğini sanır.

Anlamamazlıktan gelerek, ilişki ısrarı denir, bunun adına.

Kadınların tek eşli, erkeklerin çok eşli olduğuna inanmam ben, işime gelmez.

Sadakat olsun isterim.

Çok eşliliğin, değişik yatakların verdiği haz, erkeğin içindeki dipsiz kuyuyu doldurmaz.

Doğası gereği ne kadar taşlarsan taşla, dolmaz.

Uzun süreli ilişkinin erdemini ne yapacağız?

Ne kadar kıymetli bir erdemdir o.

Evet iki insanın bir araya gelmesi zordur. Farklı dünyalar birbirine sürtünür, bir kıvılcım çıkar..

Mesele bu kıvılcımın, hayatları yan yana koyarak yol almasının başlangıcı olması.

Yan yana yol almak.

Neden insan, bir ömür başını koyacak bir omuz ister ki?

Neden insan, bir elin sıcaklığını avucunun içinde ister ki?

İnsanlar güven duygusunu severler de ondan.

Uzun sureli ilişkinin erdemi vardır.

Yaşama bağlılık katsayınız aynı ise, sadakat sevdiğiniz bir şey ise.

Uzun soluklu ilişkiniz var olacaktır.

Artık beni sevmiyor demek, bunu bilmek bir kadını acıtır, bilirim.

Bir şeyler eksilir.

Adlandıramazsın ama hissedersin.

Yüreğin kavrulur, geceler boyu uyuyamazsın.

Beni çok seviyor dediğin zamanlardan.

Beni artık sevmiyor dediğin zamanlara kadar.

Uzun ya da kısa bir yol alıyorsunuz. Umutları ve düşlerini de o yola giderken yanına alıyorsun.

Sanıyorsun ki o insanla gittiğin o yollar bitmeyecek.

Ahhhh tatlım, bitmiş, adam gitmiş.

Kusmak çok büyük kelime.

Ne kadar anlam yüklü.

İki çocuk varken, onlar her şeyi okuyup anlarken, kustuğunu sadece kendin bilseydin, söylemeseydin.

Ne iyi olurdu.

Funda'ya takılanlar..

... Yemekteyiz diye bir yarışma programı var... 2 erkek, 3 kadın beş kişi, bir hafta boyunca yarışıyorlar... Her gün birinin evine gidiyorlar... Daha kapının önünde, misafir gittikleri evin önünde, röportaj yapıyorlar.. Hiç sanmıyorum, iyi yemek yemeyeceğiz mutlaka, bu gece, bakin neler söyleyeceğim, benden çekeceği var, diye misafir olduğu eve adım atıyor.. Evde masada, birbirlerine demediklerini bırakmıyorlar.. Ne ev sahibi ev sahipliğini, ne misafirler misafirlik adabını biliyor.

Hadi diyelim ki yarışma, kavga olmadan, televizyonda hiç bir şey seyredilemiyor mu? 

Peki. O zaman adını değiştirelim ÇİRKEFTEYİZ.

.... Cemiyet hayatının caz sevgisi, diye haber yapmışlar.. Valla bunların çoğunun caz sevgisi falan yoktur, demeyeceğim.. Caz sevmek kolay bir şey değildir, demeyeceğim. Bu sevgi anneciğinizden, babacığınızdan, aileden mi geçti size, demeyeceğim... Ne mutlu size, özel ve güzel azınlıkta yaşamak da hiç, demeyeceğim... Diyeceğim, o kapanmayan ağızları, o kocaman dudakları ne yapacağız.. İşte, onu bilmiyorum, sadece onu diyeceğim.