Vakıf Katılım web

YUNANİSTAN'IN ESAS SORUNU DEVLET ADAMI YETİŞTİREMEMESİDİR

Umut HACIFEVZİOĞLU
Tüm Yazıları
Türkiye'yi sürekli bir tehdit olarak gören Yunanistan, askeri harcamalarını dengelemek için zaten yetersiz olan ekonomisini silahlanma ve savunma sanayisine odaklamış ve söz konusu politikası da ülke ekonomisinde onarılması güç hasarlara neden olmuştur.

Yunanistan’ın ekonomisi tarihi bir çöküş yaşıyor. Koronavirüs krizi nedeniyle ülkenin turizm ve deniz trafiği gelirleri dramatik bir şekilde düştü. 2019 yılı sonbaharından bugüne resesyonda olan Yunan ekonomisi son çeyrekte yüzde 14 küçüldü. Peki, böylesi bir tablo ortadayken Yunanistan’ın Türkiye ile yaşadığı gerilim ne kadar çıkarınadır? Yunanistan yıllardır yüksek kamu borcu sorunu yaşıyor. 2009 yılında patlak veren kriz 3 kurtarma paketi, 450 reform, 4 yılda 8 hükümet, 2060 yılına kadar ödenmesi gereken borç ve Yunan halkını oldukça zorlayan kemer sıkma politikaları ile sonuçlandı. Söz konusu krizin nedenlerinden biri 1970’lerden itibaren özellikle de Türkiye’ye karşı sürekli ve artarak devam eden bir silahlanma yarışının Yunan ekonomisini çıkmaza sokmasıdır. Hatta kimi ekonomistlerin gözünde silahlanmaya yaptığı aşırı yatırım Yunan ekonomisinde süregiden cari açığın en önemli nedenidir. Türkiye’yi sürekli bir tehdit olarak gören Yunanistan, askeri harcamalarını dengelemek için zaten yetersiz olan ekonomisini silahlanma ve savunma sanayisine odaklamış ve söz konusu politikası da ülke ekonomisinde onarılması güç hasarlara neden olmuştur. Yunanistan savunmaya ayrılan bütçenin GSMH’ye oranı bağlamında AB ve NATO üyesi ülkeler arasında ilk sırada yer almaktadır. Öte yanda, uyumlu olmamasına rağmen Euro bölgesine dâhil edilen Yunan ekonomisinin rekabet gücü zayıflamış ve zayıflayan rekabet gücü beraberinde borçlanmayı getirmiştir. Maastricht kriterlerine göre bütçe açığının yüzde 3’ü geçmemesi gerekirken Yunanistan’ın sürekli olarak rakamları olduğundan düşük göstermesi, diğer bir ifade ile AB’yi kandırma girişimleri, patlayacak olan krizin önceden habercisiydi. Yukarıda özetle değindiğim iki konu ister istemez bana eski Yunan filozoflarından Platon’un da öğrencisi olan Aristoteles’i anımsattı. Aristoteles’e göre ideal bir yönetici her şeyden önce phronesis (pratik bilgelik) sahibi olmalıydı. Aristoteles, phronesisi daha çok pratik yani etik bir akıl yürütme olarak “genel ilkeleri tikel olaylara uygulama” şeklinde değerlendirirdi. Diğer bir ifadeyle, devlet adamının theoriaya değil phronesise, ruhun aklın başka türlü olabilecek şeylerle ilgili erdemi olan pratik bilgeliğe sahip olması gerekirdi. Öte yanda Aristoteles’in ideal devlet adamı phronesis ile birlikte karakter erdemine sahip olan bir kimseydi. Yunanistan’ın borçlanma rakamlarını olduğundan düşük gösteren ya da Türkiye ile bir silahlanma yarışına sokarak ülke ekonomisinin çökmesine neden olan Yunan politikacılar için Aristoteles ne derdi acaba? Hiç kuşkusuz söz konusu politikacıların pratik bilgelikten yoksun olduklarını…

KAYNAKLAR:

https://tasam.org/tr-TR/Icerik/4641/yunanistandaki_ekonomik_krizin_nedenleri_ve_genel_gidisati

https://tr.euronews.com/2018/08/07/yunanistan-ekonomik-krizi-sona-mi-eriyor