YÖK VE ÖSYM'DE HİÇ FETÖ'CÜ YOK MU?

Ekin GÜN 08 Oca 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
FETÖ'yle mücadele dediğimiz olay öyle bir günde sonuca ulaşabilecek bir şey değil.

Her fırsatta tekrar tekrar ifade ettiğimiz bir şey var…

FETÖ’yle mücadele dediğimiz olay öyle bir günde sonuca ulaşabilecek bir şey değil.

Bunun uzun soluklu bir mücadele olduğunu idrak etmemiz şart.

Çünkü karşımızda neredeyse yarım asır boyunca devletin en ücra noktalarına sızan ezoterik bir terör örgütü var.

Onun için 3 veya 6 aylık OHAL’lerle bu FETÖ’cülerin devletin içinden tamamen kazınacağını kimse beklemesin.

Bu mücadele belki senelerimizi alacak ama kararlılığımız devam ettikçe girmiş oldukları her noktayı onlara dar edeceğiz.

Kaldı ki bazılarının 15 Temmuz’u unutturma gayesi de FETÖ’yle mücadeleyi sekteye uğratmak istemesinden beri geliyor.

Buna müsaade edersek bu teröristlerin değirmenine su taşırız, o nedenle uyanık olacağız ve her Fetullahçı’nın terörist olduğunu aklımızdan çıkarmayarak yola devam edeceğiz.

Velhasıl tüm bunlarla birlikte aklımızdan çıkarmamamız gereken bir nokta var.

O da FETÖ’yle mücadelenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel mücadelesi olmadığı.

Bu bir ülke mücadelesi ve bu ülke mücadelesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yalnız bırakan herkes bu teröristlerin vebaline ortak olacaktır.

Bugüne kadar gerek 15 Temmuz öncesi gerekse de 15 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ’yle mücadelede ne kadar yalnız kaldığını biliyoruz.

Hatta bunu birkaç sefer de kendi ağzından duyduk.

FETÖ gibi devletin her noktasına sızan ve bununla birlikte kendilerini gizlemede üstüne olmayan bu yapıyla mücadele tek bir kişinin omuzlarına yüklenemez.

Devletin tüm kademeleri bu yapıyla en az Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gayreti kadar mücadele etmek durumundadır.

Peki böyle mi oluyor derseniz… Açıkçası bu konuda çok tatminkar değilim, halkın da benim gibi düşündüğünü düşünüyorum.

Özellikle FETÖ’yle mücadele kapsamı altında YÖK ve ÖSYM’de kaç kişi ihraç ve tasfiye edildi bilemiyoruz.

Kamuoyuna yansıyan kadarıyla da YÖK ve ÖSYM’de FETÖ’yle mücadele noktasında pek bir adım atılmadığını, bu mevzunun yavaştan alındığını hatta hiç olmadığını söylemek mümkün.

Devletin kaloriferci kadrolarına bile sınavlarla sızan bu yapı YÖK ve ÖSYM’ye hiç sızmamış mıdır?!

Ya da hala üniversitelerde bu terör örgütüne bağlı akademisyenler yok mudur?

İsterseniz bu mevzuyu bir de Fuat Uğur’un dünkü yazısından dinleyelim:

“YÖK’e el atmak için Hükûmet daha ne kadar bekleyecek bu da ayrı bir konu. FETÖ adlı pespaye örgüt, her türlü iğrençliği yaparak, yabancı dil bilmeyen adamlarına uyduruk sınavlarla yeterlilik vererek akademi kadrolarına en az 20 bin kişiyi soktu. Artık hükûmet bu gerçeğin farkına varmalı ve harekete geçmeli.”

Fuat Uğur’un yazısında belirtmiş olduğu rakam cidden korkunç! Üniversitelerde hala 20 bin FETÖ’cü varsa YÖK ne yapıyor diye sormak lazım.

Ya da YÖK’ün içinde hiç mi FETÖ’cü yok da burada kapsamlı bir tasfiye süreci işletilmiyor onu da sorularımıza eklememiz gerekiyor.

Özellikle şaibeli sınavlarla bu milletin hakkına giren bu terör örgütünün nasıl kumpaslar kurduğunu biliyoruz.

Peki bu sınavları yapan kurum ÖSYM değil mi? O zaman ÖSYM’nin içindeki FETÖ’cülerin temizlenmesi için de hükümet gerekeni yapmak durumunda.

Zaten üniversitelerdeki FETÖ tasfiyelerine baktığınızda bu mesele öyle 3-5 rektörle ve 100 küsur akademisyeni ihraç etmekle olacak şey değil.

Rakam on binleri buluyor ve bu noktada gereken yapılmalı.

Yapılmalı yapılmasına da bunu yapacak olan kurum YÖK. 

Bence en başta YÖK içindeki FETÖ’cüleri tasfiye ederek göreve başlamalı, hükümet bu noktada titizlikle bir mücadele yürütmeli.

Özellikle Üniversitelerarası Kurul’dan geçen doçentliklerin FETÖ’yle ne derece bağlantısı olup olmadığı araştırılmalı.

Bununla birlikte doçent olabilmek için TÜBİTAK’ın bu FETÖ’cülere vermiş olduğu projeler ve aradaki bağlar da aydınlatılmak zorunda.

Hepsini geçelim ve YÖK’ün darbeden sonra tüm dekanların istifasını istemesine bakalım.

Hala dekanlar vekil olarak görevlerine devam ediyor. Bu noktada nasıl bir aşama kaydedildi bunu sormak durumundayız.

FETÖ’yle bağlantısı olanlara neler yapıldı, üniversite yönetimleri elini taşın altına nasıl soktu bunları sormak vatandaşlık görevlerimizden diye düşünüyorum.

Zira FETÖ’nün eğitim noktasına ne kadar önem verdiğini böylelikle kendi bünyesine kalifiye adam yetiştirerek akademiyi nasıl ele geçirdiklerini cümle alem biliyor.

YÖK’ün bu noktada daha cesur adımlar atması şart, hükümetin de YÖK’teki FETÖ’cüleri temizlemek adına ivedilikle harekete geçmesi lazım.

Bu konunun takipçisi olacağız.

Her fırsatta ifade ettiğimiz gibi… Devletin kurumlarında tek bir FETÖ’cü kalmayana dek mücadelemiz sürecek.