YKS BİTTİ! PEKİ YA SONRA?

Micheal KUYUCU 23 Haz 2022

Micheal KUYUCU
YKS Sınavı bitti. Medyada yine aynı geyik haberler, görüntüler boy göstermeye başladı.

YKS Sınavı bitti. Medyada yine aynı geyik haberler, görüntüler boy göstermeye başladı. Sınava yetişemeyenlerin görüntüler, yok sorular şöyleydi, yok böyleydi geyikleri yine gündeme geldi. Her zamanki gibi medya işin magazinindeydi. Kimse “YKS bitti peki ya şimdi ne olacak?” diye bir sorguya girmedi.

Yarım soru yap üniversiteli ol!

YKS bitti. Bu yıl bir ilke imza atıldı ve YKS’deki tüm barajlar kaldırıldı. Bu yıl YKS sınavında 0,5 net yani yarım soru cevaplayan herkes üniversiteli olabilecek. Vallahi kebap. Dünyada her şeyin ucuzladığı ve kolaylaştığı bir dönemde üniversiteli olmak da artık kolaylaştı. Bu yeni uygulama ile beraber artık üniversiteli olmak çok kolay. Bir soruya hatta yarım soruya doğru cevap ver, paran varsa bir vakıf üniversitesinin boş kontenjanına git, kaydını yaptır üniversiteli ol. Bu durum, para ile eğitim veren üniversiteler için de piyango gibi bir uygulama. Öğrenciler için de öyle. Rusya savaşında gördük. Binlerce öğrenci Ukrayna’ya üniversite eğitimi almaya gitmiş. Niye? Çünkü oraya giden üniversite öğrenci adayları sınavsız üniversitelere kaydolabiliyorlar. Yani bas parayı al diplomayı hesabı.

YKS bir sıralama sınavına dönüştü

Barajın kalkması ile beraber YKS sınavı bir eleme sınavı olmaktan çıktı bir sıralama sınavına dönüştü. Yani bu sınavdan elenme riskinin yok. Ama iyi bir üniversiteye girmek istiyorsanız, burslu eğitim almak istiyorsanız yüksek puan almanız lazım. Yani YKS sınavı artık bir rekabet sınavı oldu. Üniversite adaylarının er meydanı oldu. Bu sene 3 milyona yakın öğrenci girmiş sınava. Bu ne demek 3 milyon adet talep demek. Peki kontenjanlarda durum nedir? Yaklaşık 1 milyon. Yani bir milyon sandalye var ve bu sandalyelere oturmak isteyen üç milyon kişi var. Talep nerdeyse arzın üç katı. Müthiş bir pazar. Tüm pazarlar talep sorunu yaşarken yüksek eğitim veya diğer adıyla üniversite eğitim pazarında arz fazlası var.
Bu arz fazlası üniversite öğrencisi olmaya aday gençler için de üniversiteler için de güzel bir şey. İkisi de mutlu bu sene. Bu sene puzzle gibi her kontenjanın bir karşılığı olacak. Elbette istisnalar olacaktır ama bu sene baraj sınavının kalkması ile beraber üniversitelerde doluluk oranının yüzde 95’lerin üzerine çıkması sürpriz olmayacak.

Herkes üniversiteli peki ya kalite?

Bu uygulama ile sınava giren öğrencilerin üçte birinin üniversiteli olma şansı var. Herkes bir diploma sahibi olabilir. Peki ya sonra? Sonrasında ne olacak? Alınan bu diplomalar hangi oranda yetişmiş, nitelikli öğrenci yetiştirmeyi hedefleyecek?
Ben size söyleyeyim mi? Çok azı. Hem de çok çok azı. Bugün üniversiteler içinde adam gibi hakkı ile eğitim verenlerin oranı yüzde 5 bile değil. Biraz sonra size anlayacağım örnekte olduğu gibi küresel kalitede eğitim verenlerin oranı ise yüzde sıfır.
Örneğin ABD’de. Hani dünyanın en iyi üniversiteleri orada diyorlar ya. Bakın bu örnekte bile bunun ne kadar doğru olduğunu anlayabilirsiniz. Geçtiğimiz gün yeni bir albüm hazırlayan Elif Sanchez adlı yetenekli yorumcu ile bir kısa röportaj yaptım. Elif, ABD’de Barklee’de burslu müzik eğitimi almış. Bir yanım da eğitimci olduğu için ister istemez merak ettim, sordum. Orada aldığı eğitim hakkında bilgi aldım.

Barklee’nin 11 Grammy’li hocası

Elif Sanchez, “Mi Voz” adlı albümünü Berklee’de eğitim aldığı sırada onun hocası olan İspanyol müzik insanı Javier Limon ile beraber hazırlamış. Javier Limon İspanya müziğinin önemli bir ismi, 11 tane Grammy ödülü almış. Hem müzisyen hem de eğitimci. Barklee onu aramış ve “bize Akdeniz müzik enstitüsünü kurup ders verir misin?” demiş. Sektörde de çalıştığı için ona “sen bölümü kur, ekibini kur, haftada bir kez gel derslerini ver, bize yeter” demişler. Javier bunu kabul etmiş ve Barklee’de Akdeniz müzikleri ile ilgili bir bölüm kurmuş. Öğrencilerine ders vermiş, eğitim vermek için ABD’ne giden Javier’in bir ayağı da İspanya’da kalmış ve müzisyenliğine devam etmiş.
Şimdi bunu neden anlattım? Türkiye’de aylık en az 40 bin TL para alan vakıf üniversitelerinden acaba herhangi biri böyle bir şey yapıyor mu? Yani yurt dışında alanında iyi olan, sektörde başarılı olan bir eğitimciyi veya uzmanı Türkiye’ye eğitim vermek üzere getiriyor mu? HAYIR!

Üniversiteler hocalarına daha yemek ve yol ücreti bile veremiyor

Türkiye’de öğrencilerden para alan vakıf üniversiteleri daha akademisyenlerinin maaşını veremiyor. Akademisyenlerine yol, yemek ücreti veremiyor. Ama Barklee gidip İspanya’dan 11 Grammy ödülü alan bir insanı Amerika’ya getirtip bırakın ders verdirmeyi, ona bölüm bile kurdurabiliyor.
İşte Türkiye’deki üniversitelerle ABD’deki ve AB ülkelerindeki üniversitelerin en büyük farkı bu. Ülkemizde akademisyenine değer vermeyen bir üniversite profili varken, dünyada akademisyenini el üstünde tutan bir üniversite modeli var.
Bilmem hatırlar mısınız, bir zamanlar seksenli ve doksanlı yıllarda ilkokul ve lise öğretmenleri düşük maaşları yüzünden okuldan çıktıktan sonra ek işler yapardı. Mesela taksicilik yapardı, aşçılık yapardı. Şimdi benzer durum Türkiye’deki akademisyenler de var. Üniversitelerde köle muamelesi gören akademisyenler dersleri bittikten sonra geçim derdi nedeniyle ya dışarıdan ek ders veriyorlar, ya da gizli isimlerle başka öğrencilere tez yazıp ek gelir sağlıyorlar.
İşte bunun için ben YKS bitti.
Herkes üniversiteli oldu.
Peki ya sonra? dedim!
Türkiye’deki üniversitelerin hali içler acısı iken, isteksiz ders anlatan, alanında bir tane bile araştırma yapacak parası olmayan akademisyenle dolu, ders veren hocalarına yatırım yapmayan üniversitelerden mezun olacak bu gençlerin ülkeye ne hayrı olabilir?
Olsa olsa ülkeyi diplomalı işsizler ordusuna dönüştürürler.
Gerisi ise hikâye olur.