Hani derler ya büyüklerimiz, vardır bir hikmeti ilahisi. Duymuşuzdur değil mi bu sözü? Kuran-ı Hakim ayındayız malumunuz. Yani dinimizin kitabının peygamber efendimize vahyedildiği Ramazan ayına giriş yaptık. Şükür bugün dördüncü günündeyiz. Evet, hikmet kelimesi büyük bir kelime. O yüzden kitabımıza hakim de denilmiştir. Yani hikmetler gösteren kitap. Hikmeti bize açan bilgilerdir. Bir arının bal yapmasındaki olağanüstü bilgiler silsilesi bize hikmettir. Çünkü arının başlı başına kendi varlığı bile içinde derin anlamlar barındırır. Arı'nın çiçeklerden polen toplaması hatta arıların koloni şeklinde yaşaması. Kraliçe arıyı beslemeleri. Arı'nın balı değil sadece bugün polenlerinin de büyük şifalar barındırdığı bilimsel gerçeklerle açıklanmış olması. Sadece bu arı ve bal, polen ilişkisinden yola çıkarak araştırdığımızda bilim adamlarının vardıkları sonuçlar hayret verici olarak karşılanıyor. Bunun gibi nice bilgiler alemin içinde saklı duruyor. İnsanoğlunun keşfedilmesini bekliyor.
İnsanı gösteren sevgidir. Her şeyi sevgiden yaratan Allah'u Teala, Adem'e eşyanın isimlerini öğretti.
Hepimiz aynı gök kubbenin altında koskocaman bir insanlık ailesi olarak yaşıyoruz. Bu öyle büyük bir etkileşim potansiyeli ki bunun farkında olmalıyız.
Siyonizm son 200 yıla sığdırılan Filistin'deki topraklara geri dönme düşüncesi olarak nitelendiriliyor. Bu geri dönüş için benimsenecek her türlü hareket bir siyasi düşünce etrafında şekillendi.
Gülümsemiyoruz gülümseyemiyoruz artık. Bizi engelleyen nedir? Eskiden bir araya geldiğimizde eğlendiğimiz dostlar arkadaşlar da yok artık. İnsanların etrafındaki dostluklar da dağıldı.
Artık geri dönüşü olmayan bir yoldayız. Kitleler halinde batılı halklar özgürleşme çağrılarını dünyaya haykırırken "Filistin olmadan asla" diyorlar.
Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat'ı çocukluk yıllarımda Almanya'daki evimizde, televizyondaki haberlerden izlediğimizi hatırlıyorum.